Archive for Ağustos, 2017

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَيْرُ الدُّعَاءِ دُعَاءُ يَوْمِ عَرَفَةَ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “En hayırlı duâ, arefe günü yapılan duâdır.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ ضَحَّى طَيِّبَةً بِهَا نَفْسُهُ مُحْتَسِبًا لِأُضْحِيَّتِهِ كَانَتْ لَهُ حِجَابًا مِنَ النَّارِ Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim gönül hoşluğuyla ve sevap umarak kurbanını keserse, (bu kurban) o kimse için cehennem ateşinden (koruyan) bir perde olur.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l Kebîr)

عَنْ أَبِي طَلْحَةَ (رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ) أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ضَحَّى بِكَبْشَيْنِ أَمْلَحَيْنِ فَقَالَ عِنْدَ الْأَوَّلِ: عَنْ مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ وَقَالَ عِنْدَ الثَّانِي: عَمَّنْ آمَنَ بِي وَصَدَّقَنِي مِنْ أُمَّتِي Ebû Talha’dan (r.a.): Resûlullah (s.a.v.) iki alaca koç kurban etti. Birincisinde “Bu, Muhammed ve Ehl-i Beyti adınadır”; diğerinde “Bu da ümmetimden bana iman eden […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَيْرُكُمْ مَنْ يُرْجَى خَيْرُهُ وَيُؤْمَنُ شَرُّهُ وَشَرُّكُمْ مَنْ لَا يُرْجَى خَيْرُهُ وَلَا يُؤْمَنُ شَرُّهُ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “En hayırlınız kendisinden hayır ve iyilik beklenen ve şerrinden de emin olunan kimsedir. En şerliniz de kendisinden hayır beklenmeyen ve şerrinden de emin olunmayan kimsedir.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صَوْمُ يَوْمِ عَرَفَةَ يُكَفِّرُ سَنَتَيْنِ مَاضِيَةً وَمُسْتَقْبَلَةً Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Arefe günü tutulan oruç geçmiş ve gelecek olmak üzere iki senenin günahlarına keffâret olur.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَإِذَا ذَبَحْتُمْ فَأَحْسِنُوا الذَّبْحَ وَلْيُحِدَّ أَحَدُكُمْ شَفْرَتَهُ وَلْيُرِحْ ذَبِيحَتَهُ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Bir hayvanı boğazlayacağınız (kurban edeceğiniz) zaman (eziyet etmeden) güzelce kesiniz. Kesecek olanınız bıçağını güzelce bilesin ve böylece keseceği hayvanı rahat ettirsin (ona eziyet çektirmesin).” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا تَضْرِبُوا وُجُوهَ الدَّوَابِّ فَإِنَّ كُلَّ شَيْءٍ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Hayvanların (bilhassa) başlarına vurmayınız. Zira bütün her şey Allâhü Teâlâ’ya hamdederek onu tesbih eder.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’s-Sağîr)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَفْضَلَ الضَّحَايَا أَغْلَاهَا وَأَسْمَنُهَا Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kurbanların en faziletlisi, en pahalı ve en semîz olanıdır.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَنْ يُدْخِلَ أَحَدًا عَمَلُهُ الْجَنَّةَ قَالُوا وَلَا أَنْتَ يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ لَا وَلَا أَنَا إِلَّا أَنْ يَتَغَمَّدَنِيَ اللهُ بِفَضْلٍ وَرَحْمَةٍ Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) “Hiçbir kişiyi ameli cennete girdirmez.” buyurdular. “Yâ Resûlallâh! Sizi de mi?” dediler. ‘Evet, Allâh’ın fazlı ve rahmeti bürümedikçe yalnız ibâdetim beni de […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ أَيَّامٍ أَحَبُّ إِلَى اللهِ أَنْ يُتَعَبَّدَ لَهُ فِيهَا مِنْ عَشْرِ ذِي الْحِجَّةِ يَعْدِلُ صِيَامُ كُلِّ يَوْمٍ مِنْهَا بِصِيَامِ سَنَةٍ وَقِيَامُ كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْهَا بِقِيَامِ لَيْلَةِ الْقَدْرِ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Hiçbir günde yapılan sâlih amel Allâhü Teâlâ’ya Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan sâlih amelden daha […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا صَلَّى فِي الْعَلَانِيَةِ فَأَحْسَنَ وَصَلَّى فِي السِّرِّ فَأَحْسَنَ قَالَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ هٰذَا عَبْدِي حَقًّا Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak bir kul namazını insanların gördüğü yerde de görmediği yerde de (ihlâsla ve ta’dîl-i erkâna riâyet ederek) güzelce kılarsa Allah azze ve celle […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ رَجُلٍ عَلَّمَ وَلَدَهُ الْقُرْآنَ اِلَّا تُوِّجَ أَبَوَاهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِتَاجِ الْمَلِكِ وَكُسِيَا حُلَّتَيْنِ لَمْ يَرَ النَّاسُ مِثْلَهُمَا Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Evlâdına Kur’ân-ı Kerîm öğreten (ana) baba kıyâmet günü muhakkak hükümdar tâcıyla tâclandırılır ve onlara insanların benzerini görmedikleri elbiseler giydirilir.” (Hadîs-i […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ رُوحَ الْقُدُسِ جِبْرِيلَ عَلَيْهِ السَّلَامُ أَخْبَرَنِي آنِفًا : إِنَّ خَيْرَ أُمَّتِكَ بَعْدَكَ أَبُو بَكْرٍ اَلصِّدِّيقُ Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Rûhu’l-Kudüs Cebrâîl Aleyhisselam az önce bana şöyle haber verdi: ‘Senden sonra ümmetinin en hayırlısı Ebû Bekr-i Sıddîk’tır.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ مَالُهُ وَعِرْضُهُ وَدَمُهُ حَسْبُ امْرِئٍ مِنَ الشَّرِّ أَنْ يَحْقِرَ أَخَاهُ الْمُسْلِمَ Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Bir Müslümanın diğer Müslümana malı, ırzı (namusu) ve kanı haramdır. Kişinin Müslüman kardeşini hakîr görmesi, şer (kötülük) olarak ona yeter.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Ebû Dâvûd) […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ وَجَدَ سَعَةً فَلَمْ يُضَحِّ فَلَا يَقْرَبَنَّ مُصَلَّانَا Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim mal genişliği (imkân) bulur da kurban kesmezse sakın bizim mescidimize yaklaşmasın.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْعُمْرَةُ إِلَى الْعُمْرَةِ كَفَّارَةٌ لِمَا بَيْنَهُمَا وَالْحَجُّ الْمَبْرُورُ لَيْسَ لَهُ جَزَاءٌ إِلَّا الْجَنَّةُ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Umre, kendisiyle diğer umre arasında işlenen (küçük) günahlara keffarettir. (Riya ve süm’a bulunmayan) mebrur haccın sevabı (yalnız küçük günahlara keffaret olmayıp) ancak cennettir.” (Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَدْخُلُ أَهْلُ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ وَأَهْلُ النَّارِ اَلنَّارَ ثُمَّ يَقُومُ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ يَا أَهْلَ النَّارِ لَا مَوْتَ وَيَا أَهْلَ الْجَنَّةِ لَا مَوْتَ خُلُودٌ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Cennet ehli cennete, cehennem ehli cehenneme girerler. Sonra aralarından bir münâdi kalkıp şöyle nidâ eder: ‘Ey cehennem ehli, artık ölüm yok, ey […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: طَعَامُ السَّخِيِّ دَوَاءٌ وَطَعَامُ الشَّحِيحِ دَاءٌ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Cömerdin yemeği şifâdır, cimrinin yemeği ise hastalıktır.” (Hadîs-i Şerîf, Feyzu’l-Kadîr)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ لَا يَسْتَحْيِ مِنَ النَّاسِ لَا يَسْتَحْيِ مِنَ اللهِ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İnsanlardan hayâ etmeyen Allâhü Teâlâ’dan da hayâ etmez.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ سَتَرَ أَخَاهُ الْمُسْلِمَ فِي الدُّنْيَا فَلَمْ يَفْضَحْهُ سَتَرَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Her kim Müslüman kardeşinin kusurlarını örterek onu rüsvay etmezse Allâhü Teâlâ da kıyâmet gününde onu(n kusur ve günahlarını) örter.” (Hadîs-i Şerîf, Feyzu’l-Kadîr)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْوُضُوءُ قَبْلَ الطَّعَامِ وَبَعْدَهُ يَنْفِي الْفَقْرَ وَهُوَ مِنْ سُنَنِ الْمُرْسَلِينَ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak fakirliği giderir ve bu, peygamberlerin sünnetlerindendir.” (Hadîs-i Şerîf, Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِطَّلَعْتُ فِي الْجَنَّةِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا الْفُقَرَاءَ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Ben (Mi’rac gecesinde) cennete baktım da cennet ehlinin çoğunun (sabreden) fakirler olduğunu gördüm.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

قِيلَ يَا رَسُولَ اللهِ أَيُّ النَّاسِ أَفْضَلُ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُؤْمِنٌ يُجَاهِدُ فِي سَبِيلِ اللهِ بِنَفْسِهِ وَمَالِهِ “Yâ Resûlallâh, insanların en faziletlisi kimdir?” diye soruldu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Canıyla, malıyla Allah yolunda cihad eden mü’mindir.” buyurdular.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قَالَ اَلْحَمْدُ لِلهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ مِنْ قِبَلِ نَفْسِهِ كُتِبَ لَهُ بِهَا ثَلَاثُونَ حَسَنَةً وَحُطَّ عَنْهُ بِهَا ثَلَاثُونَ سَيِّئَةً Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İsteyerek, içinden gelerek ‘Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn’ diyen kimseye, bundan dolayı otuz sevap yazılır ve on un otuz günahı silinir.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed) […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ زَارَ قَبْرِي وَجَبَتْ لَهُ شَفَاعَتِي Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim benim kabrimi ziyâret ederse, ona şefâatim vâcib olur.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا أَسْكَرَ كَثِيرُهُ فَقَلِيلُهُ حَرَامٌ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ شَهِدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللهِ حَرَّمَ اللهُ عَلَيْهِ النَّارَ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed Aleyhisselâmın onun resûlü olduğuna şehâdet ederse, Allâhü Teâlâ cehennem ateşini ona haram kılar.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim) […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا قُلْتَ لِصَاحِبِكَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ أَنْصِتْ وَالْإِمَامُ يَخْطُبُ فَقَدْ لَغَوْتَ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Cuma günü, imam hutbe okurken arkadaşına sus desen lağiv yapmış (yani faydasız söz söylemiş) olursun.” (Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ خَرَجَ حَاجًّا فَمَاتَ كُتِبَ لَهُ أَجْرُ الْحَاجِّ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Haccetmek için evinden çıkan bir kimse ölürse ona kıyâmete kadar haccetmiş sevabı yazılır.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: فَاطِمَةُ سَيِّدَةُ نِسَاءِ أَهْلِ الْجَنَّةِ Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “(Kızım) Fâtıma cennet kadınlarının efendisidir.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: عَلَيْكُمْ بِالْقَنَاعَةِ فَإِنَّ الْقَنَاعَةَ مَالٌ لَا يَنْفَدُ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kanâatkâr olunuz. Zira kanâat tükenmez bir maldır.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat)