Archive for Eylül, 2017

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ وَسَّعَ عَلَى عِيَالِهِ فِى يَوْمِ عَاشُورَاءَ وَسَّعَ اللهُ عَلَيْهِ فِى سَنَتِهِ كُلِّهَا Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Her kim Âşûrâ günü çoluk-çocuğuna cömert davranırsa, Allâhü Teâlâ senenin tamamında ona rızık genişliği verir.” (Hadîs-i Şerîf, Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا رَأَى أَحَدُكُمْ مِنْ نَفْسِهِ أَوْ مَالِهِ أَوْ أَخِيهِ مَا يُعْجِبُهُ فَلْيَدْعُ بِالْبَرَكَةِ فَإِنَّ الْعَيْنَ حَقٌّ Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Sizden biri kendisinde, malında veya (din) kardeşinde hoşuna giden bir şey görürse ona (mâşâallah, Allah mübarek etsin v.b. diyerek) bereketle duâ etsin. Çünkü nazar haktır.” (Hadîs-i […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صُومُوا يَوْمَ عَاشُورَاءَ وَخَالِفُوا الْيَهُودَ صُومُوا يَوْمًا قَبْلَهُ أَوْ يَوْمًا بَعْدَهُ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Âşûrâ gününde oruç tutunuz. (Ancak) Bir gün öncesiyle veya bir gün sonrasıyla beraber tutarak Yahûdilere muhâlefet ediniz.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i İbn-i Huzeyme)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ بَكَى مِنْ خَشْيَةِ اللهِ غَفَرَ اللهُ لَهُ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allah korkusundan ağlayan kimseyi Allâhü Teâlâ bağışlar.” (Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْمُؤْمِنَ مِنْ أَهْلِ الْإِيمَانِ بِمَنْزِلَةِ الرَّأْسِ مِنَ الْجَسَدِ يَأْلَمُ الْمُؤْمِنُ لِأَهْلِ الْإِيمَانِ كَمَا يَأْلَمُ الْجَسَدُ لِمَا فِي الرَّأْسِ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Muhakkak (kâmil) mü’minlerden her biri bedendeki başgibidir. Nasıl ki beden baştaki bir ağrıdan dolayı acı duyarsa, mü’min de îmân ehli(nin başına gelen sıkıntı)dan dolayı elem […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قُتِلَ فِي سَبِيلِ اللهِ فَهُوَ شَهِيدٌ وَمَنْ مَاتَ فِي سَبِيلِ اللهِ فَهُوَ شَهِيدٌ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allah yolunda öldürülen şehittir. Allah yolunda ölen de şehittir.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِطَّلَعَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ عَلى قَوْمٍ مِنْ أَهْلِ النَّارِ فَقَالُوا: بِمَ دَخَلْتُمُ النَّارَ فَإِنَّمَا دَخَلْنَا الْجَنَّةَ بِتَعْلِيمِكُمْ ؟ قَالُوا : إِنَّا كُنَّا نَأْمُرُكُمْ وَلَا نَفْعَلُ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Cennetliklerden bir topluluk cehennem ehlinden bazılarını görüp onlara ‘Ne sebeple cehenneme atıldınız? Hâlbuki biz sizin öğrettiklerinizle cennete girdik.’ […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَإِنَّ اللهَ أَوْحَى إِلَيَّ أَنْ تَوَاضَعُوا حَتَّى لَا يَفْخَرَ أَحَدٌ عَلَى أَحَدٍ وَلَا يَبْغِ أَحَدٌ عَلَى أَحَدٍ Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak Allâhü Teâlâ, birbirinize tevâzu göstermenizi (alçak gönüllü olmanızı), hatta hiç kimsenin başka birine karşı övünmemesini, hiç kimsenin başka birine zulmetmemesini bana vahyetti.” (Hadîs-i […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ أَحَبَّ أَنْ يَسْمَعَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ دَعْوَتَهُ وَيُفَرِّجَ كُرْبَتَهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ فَلْيُنْظِرْ مُعْسِرًا أَوَلِيَدَعْ لَهُ Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allâhü Teâlâ’nın, duâlarını kabul etmesini, dünyada ve âhirette sıkıntıdan kurtarmasını isteyen kimse, fakir borçluya mühlet versin ve ona duâ etsin.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabu’l-Îman)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْهِجْرَةُ أَنْ تَهْجُرَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَتُقِيمَ الصَّلَاةَ وَتُؤْتِيَ الزَّكَاةَ ثُمَّ أَنْتَ مُهَاجِرٌ وَإِنْ مُتَّ بِالْحَضَرِ Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Hicret, açık ve gizli bütün fuhşiyâtı (zina ve benzeri büyük günahları) terk etmen, namazını kılman, zekâtını vermendir. Bundan sonra sen, evinde de […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلشِّتَاءُ رَبِيعُ الْمُؤْمِنِ قَصُرَ نَهَارُهُ فَصَامَ وَطَالَ لَيْلُهُ فَقَامَ Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kış müminin baharıdır. Gündüzleri kısa olur oruç tutar, geceleri uzun olur (teheccüd ve zikirle) ihya eder.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ صَامَ يَوْمًا مِنَ الْمُحَرَّمِ فَلَهُ بِكُلِّ يَوْمٍ ثَلَاثُونَ يَوْمًا Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muharrem ayında oruç tutana her gün için otuz gün(lük oruç) sevabı vardır.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemu’s-Sağîr)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَيْرُ مَاءٍ عَلَى وَجْهِ الْأَرْضِ مَاءُ زَمْزَمَ فِيهِ طَعَامٌ مِنَ الطُّعْمِ وَشِفَاءٌ مِنَ السُّقْمِ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Yeryüzündeki en hayırlı su, zemzem suyudur. Onda açlıktan doyuran gıda ve hastalığa şifa vardır.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كَفَى بِالْمَرْءِ كَذِبًا أَنْ يُحَدِّثَ بِكُلِّ مَا سَمِعَ Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Duyduğu her şeyi söylemesi, kişiye yalan olarak yeter.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْعُلَمَاءَ وَرَثَةُ الْأَنْبِيَاءِ إِنَّ الْأَنْبِيَاءَ لَمْ يُوَرِّثُوا دِينَارًا وَلَا دِرْهَمًا إِنَّمَا وَرَّثُوا الْعِلْمَ فَمَنْ أَخَذَ بِهِ أَخَذَ بِحَظٍّ وَافِرٍ Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak (kâmil) âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler ne altın ve ne de gümüş miras bıraktılar. Onlar ancak ilmi miras bıraktılar. Kim ilim […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَشَدُّ النَّاسِ بَلَاءً اَلْأَنْبِيَاءُ ثُمَّ الصَّالِحُونَ ثُمَّ الأَمْثَلُ فَالأَمْثَلُ Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İnsanların en şiddetli belâya uğrayanları peygamberlerdir, sonra âlimler, sonra da (derece ve rütbesi) bunlara yakın olanlardır.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لِقَارِئِ الْقُرْآنِ إِذَا أَحَلَّ حَلَالَهُ وَحَرَّمَ حَرَامَهُ أَنْ يَشْفَعَ فِي عَشَرَةٍ مِنْ أَهْلِ بَيْتِهِ كُلُّهُمْ قَدْ وَجَبَتْ لَهُ النَّارُ Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim Kur’ân-ı Kerîm okuyup -helâllerini helâl, haramlarını da haram kabul ederse ona- ailesinden cehennemi hak etmiş on kişiye şefâat etme hakkı verilir.” (Hadîs-i […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: سَمُّوا إِذَا أَنْتُمْ شَرِبْتُمْ وَاحْمَدُوا إِذَا أَنْتُمْ رَفَعْتُمْ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Bir şey içeceğiniz zaman besmele çekin, içtikten sonra da hamdedin (‘Elhamdülillah’ deyin).” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: عَلَيْكُمْ بِالشِّفَاءَيْنِ اَلْعَسَلِ وَالْقُرْآنِ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Size iki şifâyı tavsiye ederim: Biri bal, diğeri Kur’ân-ı Kerîm’dir.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا يَدْخُلُ رَجُلٌ اَلْجَنَّةَ لَا يَأْمَنُ جَارُهُ بَوَائِقَهُ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Komşusu şerrinden emin olmadığı kimse cennete giremez.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْأَنْبِيَاءُ أَحْيَاءٌ فِي قُبُورِهِمْ يُصَلُّونَ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Peygamberler kabirlerinde diridirler, namaz kılarlar.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ebî Ya’lâ)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ عِلْمًا لَا يُنْتَفَعُ بِهِ كَكَنْزٍ لَا يُنْفَقُ فِي سَبِيلِ اللهِ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kendisiyle menfaatlenilmeyen (amel edilmeyen) ilim, Allah yolunda harcanmayan hazine gibidir.” (Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: قَالَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ اَلْمُتَحَابُّونَ فِي جَلَالِي لَهُمْ مَنَابِرُ مِنْ نُورٍ يَغْبِطُهُمُ النَّبِيُّونَ وَالشُّهَدَاءُ Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: ‘Benim rızam için birbirini sevenlere (kıyâmet gününde) nurdan minberler vardır ki peygamberler ve şehitler onlara gıbta ederler.” (Hadîs-i Kudsî, Sünen-i Tirmizî)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَحَبُّ الْحَدِيثِ إِلَيَّ أَصْدَقُهُ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Bana en sevimli söz, en doğru olanıdır.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ دَعَا إِلَى هُدًى كَانَ لَهُ مِنَ الْأَجْرِ مِثْلُ أُجُورِ مَنْ يَتَّبِعُهُ لَا يَنْقُصُ ذَلِكَ مِنْ أُجُورِهِمْ شَيْئًا Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İnsanları hidâyete (inkârdan îmâna, isyandan itâate ve gafletten uyanmaya) çağıran kimseye, kendisine uyanların sevâbı kadar sevap verilir. Bu onların sevâbından da bir şey eksiltmez.” […]

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ شَيْءٍ يُصِيبُ الْمُؤْمِنَ فِي جَسَدِهِ يُؤْذِيهِ إِلَّا كَفَّرَ اللهُ عَنْهُ بِهِ مِنْ سَيِّئَاتِهِ Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allâhü Teâlâ, mü’minin bedenine isâbet eden ve ona eziyet veren her şey sebebiyle muhakkak onun günahlarını örter.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا آمَنَ بِي مَنْ بَاتَ شَبْعَانًا وَجَارُهُ جَائِعٌ إِلَى جَنْبِهِ وَهُوَ يَعْلَمُ بِهِ Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Yanıbaşındaki komşusu aç olup kendisi de bunu bildiği halde tok olarak geceleyen bana (hakîkî mânâda) îman etmemiştir.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Bir Müslümanın(din) kardeşine üç günden fazla dargın kalması helâl olmaz.” (Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)  

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا خَطَا عَبْدٌ خُطْوَتَيْنِ أَحَبُّ إِلَى اللهِ مِنْ خُطْوَةٍ إِلَى الصَّلَاةِ الْمَفْرُوضَةِ وَخُطْوَةٍ إِلَى صِلَةِ الرَّحِمِ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Bir kul farz namaz için ve sıla-i rahim için attığı adımlardan Allâhü Teâlâ’ya daha sevimli bir başka adım atmamıştır.” (Hadîs-i Şerîf, İhyâu Ulûmiddîn)

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَعْظَمُ الْأَيَّامِ عِنْدَ اللهِ يَوْمُ النَّحْرِ وَيَوْمُ الْقَرِّ Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allâhü Tebâreke ve Teâlâ katında günlerin en büyüğü kurban bayramının birinci günü, sonra da ikinci günüdür.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Ebû Dâvûd)