“Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.” (Bakara, 2/42)
Archive for Ağustos, 2016
SÜMÂME BİN ÜSÂL ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kirâm’ın ileri gelenlerinden. Künyesi, Ebû Ümâme’dir. Mekke ile Medine arasında, Yemâme mıntıkasında ikâmet eden Benî Hanîfe kabilesinin reîslerinden idi. Yemâme’de itibarı olan, sayılan birisiydi. Bir ara, Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) huzûrlarına gelip, öldürme teşebbüsünde bulundu. Onun bu teşebbüsüne Resûlullah’ın ( aleyhisselâm ) amcası mâni oldu. Bunun üzerine Peygamber efendimiz ( aleyhisselâm ) Sümâme […]
YAPRAK ASKER
Câbir radıyallahu anh anlatıyor: Peygamber aleyhisselâm bizi, Kumandanımız Ebû Ubeyde olduğu halde, üçyüz süvari olarak Kureyş’lilerin ticaret kervanlarını gözetlemek için göndermişti. Açlıkla karşı karşıya kalmıştık. O derece kî, açlıktan ağaç yapraklarını yedik. Bu sebepten bu askere «yaprak asker» dediler. Deniz, sahile anber denilen bir balık atmıştı. Onbeş gün o balıktan yedik ve iç yağından da […]
Günün Ayeti Kerimesi
” Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat.” (Şu’arâ, 26/83)
SELMÂN-I FÂRİSÎ ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kiramın büyüklerinden ve meşhûrlarından. Silsilet-üz-Zeheb diye bilinen “Altın silsilenin” (Büyük veliler silsilesinin) ikinci halkası. Aslen İranlı olup, İsfehan yakınında bir köyde doğup, büyüdü. Gençliğinde mecûsî iken, hıristiyan rahibleriyle tanışıp, mecûsîliği terk etti. Kiliseye girip hıristiyan oldu. Çok ilim öğrenip âlim oldu. Sonra da uzun yıllar değişik yerlerde kaldı. Nihâyet Medine’ye gelip Peygamberimiz ( aleyhisselâm […]
Hz. DAVUD VE TALUT
İsrail Oğulları, Musa aleyhisselâmdan sonra bir peygamberlerine müracaat ederek: — «Bize kumanda edecek bir hükümdar gönder, Allah yolunda muharebe edelim» dediler. O Peygamber hakikati tesbit etmek için damarlarına bastı ve: — «Size muharebe farz kılınırsa yapmamak etmiyesiniz» diye sordu. Bunun üzerine bütün cemaat: — Biz niye Allah yolunda muharebe etmiyelîm? Halbuki yurtlarımızdan çıkarıldık, evlâtlarımızdan olduk, […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ. فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ. (سورة الكوثر, 1-2 “(Habîbim Ahmed,) Şüphe yok ki biz sana Kevser’i verdik. Sen de Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes…” (Kevser Sûresi, âyet 1-2)
SEHL BİN SA’D ( radıyallahü anh )
Medine’de en son vefât eden Ensâr-ı kiramın büyüklerinden. Ensârın Hazrec kabilesi kolundandır. Künyesi; Ebü’l-Abbâs, Ebû Mâlih Ebû Yahyâ’dır. Nesebi (silsilesi), Sehl bin Sa’d bin Mâlik bin Hâlid bin Salebe bin Harise bin Âmr bin Hazrec bin Sâide bin Ka’b bin Hazrec’dir. Babasının ismi Sa’d bin Mâlik olup, hicretten önce müslüman olmuştur. Annesinin ismi ile doğum […]
HAZRETİ SALİH’İN DEVESİ
Birinci Ad kavmi helak olduktan sonra, onların geri kalanları Vâdi’l Kura ve Şam taraflarını imar ederek hâlâ eserleri bakî olan bir takım eski menziller meydana getirdiler. Büyük binaları barındıran şehirleri, kasabaları ve dağ zirvelerinde oyulmuş san’at eseri mağaraları vardı. Bunların merkezi olan Hıcr şehrinin bakiyesi olarak bir köy vardır ki, Semûd medeniyetinin eserleri Hıcr’in etrafındadır. […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey iman eden ler, rü kû edin, sec de edin, Rab bi ni ze kul luk edin ve ha yır iş le yin ki kur tu lu şa ere si niz.” (Hac, 22/77)
TUFEYL BİN AMR ED-DEVSÎ ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kiramın şâirlerinden ve Resûlullah efendimizin Mekke’de İslâmiyeti açıklamaya yeni başladığı sırada îmân edenlerden. Adı, Tufeyl bin Amr bin Tarif bin Âs bin Sa’lebe bin Selîm bin Fehm bin Ganem bin Devs ed-Devsî el-Ezdî’dir. Yemen taraflarında mamur ve verimli bir beldede oturan Devs kabilesine mensûbtur. Hazreti Tufeyl bin Amr, bu kabilenin en seçkin, en itibarlı […]
ESHAB-I KEHF = MAĞARA ARKADAŞLARI
Hazreti Isa aleyhisselâmdan sonra încil ehlinin işi karmakarışık, alt üst olmuş, aralarında günahkârlar büyümüş, hükümdarlar azgınlaşmış ve putlara tapar; putlar için kurbanlar keser hale gelmişlerdi. Bu yolda en ileri gidenlerden birisi de Rum hükümdarlarından Dekyanus idi. Bu hükümdar Rum diyarını dolaşıp putperestliği kabul etmeyen Isa ümmetini katlediyordu. Dekyanus bu gezisi sırasında nihayet Eshâb-ı Kehf’in şehri […]
Günün Ayeti Kerimesi
“O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.” (Alâk, 96/4-5)
MESRÛK BİN EL-ECDÂ ( radıyallahü anh )
Tabiînden meşhûr fıkıh ve hadîs âlimi. İsmi Mesrûk bin El-Ecdâ bin Mâlik bin Umeyy bin Abdullah bin Mûrr El-Hemedânî El-Vedâî’ El-Kûfî olup, künyesi Ebû Âişe’dir. Doğum târihi bilinmemektedir. Hazreti Ali zamanında 63 (m. 683)’de şehîd oldu. Çok âbid (ibadet eden) bir zât olup sika (güvenilir, sağlam) âlimlerdendir. Aslen Yemenli’dir. Hazreti Ebû Bekir zamanında Medine-i Münevvere’ye […]
HAZRETİ MUSA VE ASASI
Hazreti Yakub’un nesli olan îsrail Oğulları Yusuf aleyhisselâm Mısır’da vezir olduktan sonra buraya gelmişler ve onun yanında toplanmışlardı. Zamanla çoğaldılar ve sayıları yüzbinleri aştı. Mısır’da mal, mülk ve geniş arazilere sahip oldular. Bunların bu derece nüfus ve mal bakımından kuvvetlenmeleri o zaman Mısır’a hükmeden Firavun Kâbus bin Mus’ab’ı kendi geleceği için endişelere sevketmişti. Bu endişe […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey iman eden ler! Al lah’ı çok ça zik re din.” (Ahzâb, 33/41)
MİKDÂD BİN ESVED (veya AMR) ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kiramın meşhûrlarından ve ilk olarak îmân edenlerinden. Adı, Mikdâd bin Amr (Esved) bin Salebe bin Mâlik bin Rebî’a bin Sümâme bin Matrud en-Nehrânî el-Kindî’dir. Babasının adı Amr’dır. Esved bin Abd-i Yegûs tarafından evladlığa kabûl edildiği için, Mikdâd bin Esved (Esved’in oğlu) olarak meşhûr olmuştur. Resûlullah’a ( aleyhisselâm ) ilk olarak îmân eden Eshâb-ı kirâmdandır. […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Nerede olursanız olun, sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile ölüm size ulaşacaktır.” (Nisâ, 4/78)
REFÎ’ BİN MİHRAN ( radıyallahü anh )
Tabiînin büyüklerinden. Yüksek halleri bulunan, Peygamber efendimizin sünnetine, büyüklerimizin yoluna uymayı, bid’atleri terk etmeyi tavsiye eden bir zât idi. Künyesi Ebü’l-Âliye’dir. Künyesi ile meşhûr olmuştur. 93 (m. 711) senesinde vefât etti. Hazreti Ebû Bekir’i gördü. Hazreti Ömer’in arkasında namaz kıldı. Übey bin Ka’b’ın ( radıyallahü anh ) ve diğer Sahâbîlerin huzûrunda Kur’ân-ı kerîm okudu. Güzel […]
Hz. EYYÜB’UN SABRI
Allahü Teâlâ’nın has kulu Eyyûb aleyhisselâm, îshak aleyhisselâmın oğlu lys’in oğullarından olup Yûsuf aleyhisselâm ile çağdaş bulunuyordu. Geniş serveti, arazisi, sürüleri ve çok evlâdı vardı. Allahü Teâlâ’nın bu nimetlerine karşı şükrünü tam ifa eder, gece ve gündüzünü ibadetle geçirirdi. Fakat onun bu ibâdet ve tâatlerini hazmedemeyen Şeytan, kendisine mal ve evlâd acısı, azabda elem, meşakkat […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Rab bim! Şüp he siz ben nef si me zul met tim. Be ni af fet…” (Kasas, 28/16)
HAZRETİ MÂRİYE
Peygamber efendimizin câriyesi iken îmân eden kadın Sahâbî. Mâriye ( radıyallahü anha ), Mısır-İskenderiye’nin hükümdârı Mukavkıs’tan hediye olarak gönderildiği için, nesebi (silsilesi) ve doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. Hazreti Ömer’in halifeliğinin son yıllarında 16 (m. 629) Medine’de vefât etti. Bakî’ Kabristanlığına defn edildi. Peygamberimiz ( aleyhisselâm ) Mekke’deki Kureyş müşrikleriyle Hudeybiye’de on yıl çarpışmamak üzere […]
HAZRETİ YUSUF’UN GÜZEL KISSASI
Hazreti Yakup, on iki oğlundan en küçüğü olan Yusuf aleyhisselâmı ileride kendisine peygamberlik rütbesi verileceğini bildiği ve onda bu sebeple üstün meziyetler gördüğü için daha çok seviyor ve ayrı bir alâka gösteriyordu. Bir gün Yusuf aleyhisselâm babasına dedi ki: — Ey babacığım, ben rüyada on bir yıldız ile Güneş’i ve Ay’ı gördüm. Gördüm onları ki, […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Doğrusu insanın eline geçecek olan, kendi çalışmasından başkası değildir” (Necm, 53/39)
SÜMEYYE BİNTİ HABBAT ( radıyallahü anha )
İslâmda ilk şehîd olan hâtun. Meşhûr Sahâbî Ammâr bin Yâsir’in ( radıyallahü anh ) annesidir. Hazreti Sümeyye, Ebû Cehilin amcası Ebû Huzeyfe bin Mugîre’nin câriyesi idi. Ebû Huzeyfe, yanında çalışan Yâsîr bin Âmir ile onu evlendirdi. Bu evlilikten Ammar ( radıyallahü anh ) doğdu. Bunun üzerine Ebû Huzeyfe Hazreti Sümeyye’yi âzâd etti. Hazreti Sümeyye ilk […]
ŞEYTAN ABİDİ YOLDAN NASIL ÇIKARDI
Kendine ait zaviyede Allahü Teâlâ’ya ibâdetle meşgul olan münzevî bir âbid vardı. Bir kadına da bir hastalık arız olmuştu. Kadının kardeşleri, kendisini, tedavi olur ve şifa bulur ümidiyle bu adamın yanına bırakmışlardı. Zamanla kadın âbidin nefsine hoş göründü ve tuttu zina etti. Kadın bu beraberlikten hamile kalmıştı. Derken Şeytan geldi, ne yapacağını şaşıran âbide: — […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farzkılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara, 2/183)
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farzkılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara, 2/183)
SAÎD BİN CÜBEYR ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kirâm’ın (r.anhüm) büyüklerinden. 3 (m. 625)’de vefât etti. Hazrec kabilesinin Haris kolundandır. Annesi, Hüzeyle binti Utbe bin Amr’dır. Sa’d bin Rebî, birinci Akabe bîatında müslüman oldu. Resûlullah’ın ( aleyhisselâm ) bi’setinin onbirinci senesinde, Akabe mevkiinde altı Medineli İslama girdi. Gelecek yıl, yine aynı yerde buluşacaklarına dair Peygamber efendimize söz verdiler. Bir sene sonra, hac […]
İFFET NUMUNESİ MERYEM
Hazreti Meryem’in babası İmran olup Süleyman aleyhisselâm neslindendir. Anasının adı da Hanne’dir. Hanne’nin kız kardeşi Işâ da Zekeriyya aleyhisselâmın zevcesi ve Hazreti Yahya’nın annesidir. Meryem’in babası Imran henüz Meryem, ana karnında iken vefat ettiği için, anası Hanne, doğuracağı çocuğunu Beyt-i Makdis’e hizmetçi yapacağını nezretmişti. Bu itibarla Meryem Beyt-i Makdis’in imâmı ve kendisinin en yakın akrabası […]
Günün Ayeti Kerimesi
“(Ey Muhammed) Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 68/4)
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَى. (سورة الاعلى, 17-18 Allâhü Teâlâ buyurdu: “Belki siz, dünya hayatını tercih edersiniz. Hâlbuki âhiret daha hayırlıdır ve (nimetleri) daha devamlıdır.” (A’lâ sûresi, âyet 17-18)
HAZRETİ SAFİYYE BİNTİ HÜYEY
Peygamber efendimizin hanımlarından. Safiyye binti Huyey İsrâiliye’nin, Hazreti Hârûn bin İmrân (aleyhisselâm) neslindendir. Nesebi Safiyye binti Huyey bin Ahtab bin Âmir bin Ubeyd bin Kâ’b bin Hazra bin Ebî Habîb bin Nudayr bin Nahham bin Meyhum, anne tarafından da Safiyye binti Berre binti Semvân idi. Baba tarafından Benî Nudayr ve anne tarafından da Yahudiler’in Beni […]
Hz. SÜLEYMAN’IN SALTANATI
Hz. Davud’un on dokuz oğlundan Süleyman aleyhisselâm on üç yaşında onun varisi olarak yerine geçti ve insanlar arasında hak ve adalet ile hükümler yerine getirmek hususunda peygamberlik ve hükümdarlık makamını tuttu. Allahü Teâlâ’nın nimetlerini anlatıp teşhir ederek kendilerine verilen faziletli ilmi ve mucizeleri tasdik için halkı davet etmek üzere: — Ey insanlar! Bize kuş mantıki, […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Kim af fe der ve ara yı dü zel tir se onun mü ka fa tı Al lah’a ait tir. Şüp – he siz O, za lim le ri sev mez.” (Şûrâ, 42/40)
ZEYNEL ÂBİDÎN ( radıyallahü anh )
Tabiînin büyüklerinden ve oniki imam’ın dördüncüsü, ismi, Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Talib’dir. Künyesi, Ebû Muhammed ve Ebü’l-Hasen’dir. Lakabı, Şeccâd ve Zeynel Âbidîn’dir. Hazreti Hüseyin’in oğludur. Annesi Acem padişahının kızı Şehr-i Bânû Gazâle’dir. 46 (m. 666) senesinde Medine-i Münevvere’de doğdu. 94 (m. 713) senesi Muharrem ayının onsekizinde yine doğum yerinde şehîd edildi. Bakî […]
HAZRETİ ÎLYAS VE ELYESA
İsrail Oğulları Peygamberlerinden Hazkîl aleyhisselâmın vefatı üzerine bu kavim içerisinde kötülükler çoğalmış, halk kendi elleriyle yaptıkları putlara tapmaya başlamıştı. Bunun üzerine Allahü Teâlâ İsrail Oğullarına peygamber olarak İlyas aleyhisselâmı gönderdi. Hazreti Musa’dan sonra gelen İsrail Oğulları Peygamberlerinin tamamı, zaman geçtikçe Tevrat hükümlerini unutan İsrail Oğullarına Tevrat’ın hükümlerini yenilemek üzere vazifelendirilmişlerdir. Musa aleyhisselâmın vefat etmesinden sonra […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle…” (Furkân, 25/74)
Günün Ayeti Kerimesi
“Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.” (Âl-i İmrân, 3/139)
NENE HATUN
Vatan Müdafaasının fedakâr mücahidesi NENE HATUN Mukaddesâtını, vatanım her zaman canlarından aziz bilen halkımız, vatanlarına gelen hücumlara karşı yediden yetmişe, erkeğiyle, kadınıyla, yaşlısıyla, genciyle karşı durmuş ve tarihe şan veren müdafalar yapmışlardır. Vatan müdafaasında kadınlar da erkekleri ile fedakârlık yarışına girişmiştir. Zaman olmuş cephe gerisinde yaralılara hizmet etmiş, cephane taşımış, cephane imâlinde çalışmış, zaman gelmiş […]
DELİNİN VELİYE TAVSİYESİ
Bayezid-i Bestamî hazretleri. Büyük velilerden. Bir gün tımarhanenin önünden geçiyor. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüyor: -Ne yapıyorsun? Hizmetçi: -Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum. -Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? -Hastalığını söyle. -Benim hastalığım günah hastalığı… Çok günah işliyorum.. -Ben günah hastalığından anlamam… Ben delilere ilâç hazırlıyorum.. Parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli,(!) […]
Günün Ayeti Kerimesi
Ancak sabredenlere ecirleri hesapsız olarak verilir. (Zümer Sûresi, âyet 10)
Nalıncı Baba Hazretleri
Adsız şansız bir Allah dostu Murat Han (III. Murat) o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: – Hayrola efendim canınızı sıkan bir şey mi var? – Akşam garip bir rüya gördüm. – Hayırdır inşaallah. – Hayır mı, şer […]
HAKİKİ MUHABBET NEDİR?
Biribirlerine kırılan iki arkadaştan biri, uzun bir aradan sonra diğerinin kapısını çalar. -Kim o? diye seslenir içerdeki. -Benim, der kapıyı çalan. -Burada ikimize birlikte yer yok, diye cevap verir öbürü. Aradan uzunca bir zaman geçer… Yeni bir umutla tekrar çalar sevdiği arkadaşının kapısını. -Kim o? diye sorar yine içerdeki. – Sen’im, der bu sefer. Ve […]
Günün Ayeti Kerimesi
“…Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz…” (Bakara, 2/110)
Niçin Evlenmiyor
Râbia-tül Adeviyye, -Niçin evlenmiyorsun?” diye ısrâr edenlere şöyle söyledi: -Benim üç büyük derdim var. Bunların sıkıntısından kolayca kurtulmamı garanti ederseniz, o zaman evlenirim. Birincisi, acabâ son nefesimde îmânımı kurtarabilecek miyim? İkincisi, Kıyâmet gününde amel defterimi sağ tarafımdan mı, yoksa sol tarafımdan mı verecekler? Üçüncüsü, herkesin hesâbı görüldükten sonra bir grup Cehennem’e ve bir grup Cennet’e […]
Günün Ayeti Kerimesi
“An dol sun biz, Kur’an’ı dü şü nüp öğüt al mak için ko lay laş tır dık. Var mı dü şü nüp öğüt alan?” (Ka mer, 54/17)
NAFÎ’ MEVLÂ İBN-İ ÖMER
Medine-i münevverede Tabiîn devrinin meşhûr âlimlerinden. Künyesi, Ebû Abdullah’dır. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 117 (m. 735) senesinde vefât etti. Aslen Deylem’lidir. Abdullah İbn-i Ömer’in ( radıyallahü anh ) âzâdlısıdır. Otuz yıl ona hizmet etmiştir. İbn-i Ömer onu, katıldığı muharebelerden birisinde esîr etmiştir. Medîne-i münevverede yetişip, büyümüştür. Fıkıh ve hadîs ilimlerinde söz sahibi idi. Çok […]
ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM NEDEN YEMEĞE DÂVET ETMEDİ?
Zekeriyya (a.s.) son derece cömerti ve kendi el emeği ile maişetini temin ederdi. Bir keresinde bir inşaat işinde çalışıyordu. Çalışma arasında, ancak kendisine yetecek kadar ekmek getirdiler. Zekeriyya (a.s.) kendisine verilen ekmeği yerken, yanına başkaları da geldi. Zekeriyya (a.s.) onları yemeğe dâvet etmedi. Onun cömertliğini bildikleri için, gelenler, bu tutuma şaştılar. Zekeriyya (a.s.) ekmeğini bitirdikten […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Kendilerine hainlik edenleri savunma. Zira Allah, hiçbir haini, hiçbir günahkârı sevmez.” (Nisâ, 4/107)
NAFİ’ BİN ABDURRAHMÂN BİN EBÛ NAÎM
Yedi kırâat imamından birincisi ve Medine’nin imâmı. Tebe-i tâbiîndendir. Künyeleri; Ebû Rûveym, Ebû Naîm, Ebû Abdullah Ebü’l-Hasan, Ebû Abdurrahmân el-Leysî’dir. İmâm-ı Nâfi’, Hazreti Hamza’nın yemînlisi olan Cavne bin Şuub-i Leysi’nin azatlı kölesiydi. Aslen İsfehânlıdır. Takriben 70 (m. 689)’da doğdu. 169 (m. 785) târihinde Medine’de vefât etti. İmâm-ı Nâfi’ ( radıyallahü anh ), Medîneli Tabiînden yetmiş […]
Sarhoş ve Müezzin
Sarhoş’un biri, şarabın tesiriyle bir camiye girer ve dua etmeye başlar: – Yarabbi! Beni Cennetine koy, bana köşklerini ver, bana kevseri ver, bana hürülerine ver… Bu yakarmaları işiten müezzin, sarhoşun yakasından tutarak: – Ey akıldan, dinden gafil, senin camide işin ne? Sen ne yaptın ki, Allah’tan hem de bu sarhoş halinle dilyorsun? Hiç yakışıyormu? Sarhoş […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. ” (Enfal, 8/46)
NÂFÎ BİN ÖMER EL-KUREŞÎ
Büyük hadîs âlimlerinden. Doğum târihi bilinmemektedir, 169 (m. 785) senesinde vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler Sahîh-i Buhârî, Sahîh-i Müslim, Sünen-i Ebî Dâvûd, Sünen-i Nesâî, Sünen-i İbn-i Mâce’de mevcûttur. İbn-i Ebî Müleyke, Sa’îd bin Hassan el-Hicâzî, Sa’îd bin Ebî Hind, Abdülmelik bin Ebî Mahzûre, Ebû Bekir bin Ebî Şeyh es-Sehmî, Bişr bin Âsım es-Sekafî ve […]
KADERDEN KADERE
Hicretin 17 veya 18. yılında, Şam civarında ‘Amevas taunu’ denilen veba salgını ortaya çıkmıştı. İlk çıkışı Filistin’in Amevas bölgesinde olduğu için bu isimle anılmıştır. Bu hastalıktan yirmibeşbin kişi ölmüştü ki, sahabenin büyüklerinden Ebu Ubeyde b. Cerrah r.a. ve Muaz b. Cebel r.a. Hazretleri de bunlar arasındaydı. O sene Hz. Ömer r.a. Şam’a gitmek için yola […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey insanlar! Allah dilerse sizi yok eder ve başkalarını getirir. Allah, buna hakkıyla gücü yetendir.” (Nisâ, 4/133)
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : أَفَلَا يَنْظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ. (سورة الغاشية, 17 Allâhü Teâlâ buyurdu: “Artık bakmazlar mı o deveye: nasıl yaratılmış?” (Gâşiye Sûresi, âyet 17)
MÜVERRİK BİN MÜŞEMRİC EL-ICLÎ
Tabiînin büyüklerinden bir hadîs âlimi. Künyesi Ebû Mu’temir’dir. 105 (m. 723) târihinde Irak’da vefât etti. Basralı veya Kûfeli olduğu söylenir. Çok ibâdet eden mübârek bir zât idi. Hadîs ilminde sika (güvenilir) bir âlimdir. Eshâb-ı kiramdan ba’zıları ile görüşme se’âdetine kavuştu. Hazreti Ömer, Selmân-ı Fârisî, Ebû Zer, Ebûd-derdâ, İbn-i Abbâs, İbn-i Ömer, Cündep bin Abdullah el-Beclî, […]
Günün Ayeti Kerimesi
“İman, yetmiş küsur şubedir ve utanma imandan bir şubedir.” (Buharî, “İman”, 3)
MUTARRİF BİN ABDULLAH ( radıyallahü anh )
Tabiînden hadîs ve fıkıh âlimi. İsmi Mutarrif bin Abdillâh bin Eş-Şihhîr bin Avf bin Ka’b bin Vikdân bin Kureyş olup künyesi Ebû Abdillâh’dır. Zamanının âlimleri arasındaki lakabı ise i’mâd-üd-dîn (dinin direği)dir. Babası ise Eshâb-ı kirâmdandır. Basra’da yaşamış, zühd, verâ’ ve takvâ sahibi velî bir zâttır. İlim ve amel bakımından zamanın bir tanesi idi. Zamanındaki insanların […]
Namusa Saldıran Erkeğin Cezası
Hüzeyl kabilesinden Medineli Hamele, devesine binmiş, kırda gidiyordu. İlerideki vahada koyunlarını otlatan Raşid’in kızı Es’ile’yi gördü. Es’ile, koyunları sürerken rüzgâr yüzündeki örtüyü sıyırmış, onun sahip olduğu fıtrî güzelliği gören Hamele, fikrini bozmaya niyet etmişti. Sürüye yaklaşınca devesini çökertip dizlerinden bağladı, yalnız bulunan Es’ile’ye seslendi: – Es’ile, beni reddetme. Seninle beraber olalım. Es’ile’nin cevabı makuldü: – […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Şüphesiz inkâr edenler, insanları Allah yolundan alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.” (Nisâ, 4/167)
MUS’AB BİN UMEYR ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kiramın büyüklerinden. İslâmiyetin ilk yıllarında müslüman oldu. Habeşistan’a sonra da Medine’ye ilk hicret edenlerdendir. Birinci Akabe bîatında müslüman olan oniki kişi, Resûlullah’dan ( aleyhisselâm ) dînî hükümleri ve Kur’ân-ı kerîm öğretmesi için bir muallim (öğretmen) istediler. Bunun üzerine Resûlullah ( aleyhisselâm ) tarafından Medine’ye muallim olarak gönderildi. Bedir ve Uhud savaşında Muhacirlerin sancağını taşıdı. […]
Bugün Param Yok
Allah dostlarından…. Bir gün Karaköy’e geçmek üzere kayıkçılara: – Bugün param yok, Allah için beni karşıya kim geçirir? teklifinde bulunur. Ses çıkmaz. Az sonra biri : – Ben diye talip olur ve götürür. O günün gecesi o kayıkçı, rüyasında kıyamet kopmuş, mizan kurulmuş, herkes amellerine göre muamele olunurken, şaşkın, sıratı geçmekkorkusu ve düşünenlerin dehşeti içinde […]
Günün Ayeti Kerimesi
“…Namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ın anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir…” (Ankebût, 29/45)
MÜSLİM BİN YESÂR
Tabiînin büyük fakîhlerinden. Çok ibâdet eden, dünyâya düşkün olmayan, kıldığı namazlardan büyük lezzet alan bir âlimdi. İsmi Müslim bin Yesâr el-Basrî el-Emevî, el Mekkî olup, künyesi Ebû Abdullah’tır. Benî Umeyye’nin kölesi idi. Bir rivâyette ise Talha’nın ( radıyallahü anh ) kölesiydi. İbni Abbâs, İbni Ömer, Eb’il-Eş’as Himrân bin Ebân’dan rivâyetlerde, Ubâdet-ebni Sâmit’ten ( radıyallahü anh […]
Padişah ve Genç
Olay Peygamberimizden çok önce gçer. Zamanın birinde insanların kendisine taptığı bir padişah ve onunda bir sihirbazı vardı. Sihirbaz bir gün: – Padişahım, artık ihtiyarladım. Bana bir genç verseniz de ona sihir öğretsem. Padişah ona bir genç buldurur ve yollar. Gençin eviyle sihirbazın evi arasında bir rahip yaşamaktadır. Genç zamanla ona da uğramaya başlar. Sohbetederler. Rahibin […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.” (Bakara, 2/152)
MÛSÂ KÂZIM
Eshâb-ı kiramın sohbetinde bulunmakla şereflenen Tabiîn devrinin yüksek âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. Oniki imâmın yedincisidir. Ca’fer-i Sâdık’in oğlu, İmâm-ı Ali Rızâ’nın babasıdır. Resûlullah efendimizin torunu olup, hazret-i Ali ile hazret-i Fâtıma’nın evlâtlarındandır. Hazret-i Hüseyin’in çocuklarından olduğu için “seyyid”dir. Asıl adı, Mûsâ bin Ca’fer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Ali Zeynel’âbidîn bin Hüseyin bin Ali bin […]
Sözün Yalanına
Bir gün Tebriz’de bir yahudi, Şems’e gelerek: – Müjde ya Şems, Mevlana geliyor !… Şems, bu müjde üzerine elinde ne v ar ne yoksa bu yahudiye hediye eder. Biraz sonra başka biri Şems’e gelerek: – Yahudi seni aldattı ve bütün malını aldı. Ortada ne Mevlana var, ne birşey… Gelen giden yok… Yahudi seni aldattı. Şems […]
Günün Ayeti Kerimesi
” O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. ..” (Mülk, 67/2)
MÛSÂ BİN TALHA (ET-TEYMÎ)
Tabiînin devrinde yetişen büyük fıkıh âlimlerinden. Adı, Mûsâ bin Talha bin Ubeydullah el-Kureşî et-Teymî’dir. Künyesi Ebû Îsâ’dır. Ebû Muhammed el-Medenî de denirdi. Babası, Cennetle müjdelenen ve kendilerine “Aşere-i mübeşşere” adı verilen on kişiden biri olan Talha bin Ubeydullah’dır. Annesi, Halvet binti Ka’ka’ bin Saîd bir Zürâre’dir. Resûlullah efendimiz zamanında dünyâya geldi. İsmini Peygamberimiz koydu. Sonra […]
Hızır ve Gelin
1930’lu yıllar. Rize. Anzer, halkın kendi tabiri ile Ancer. Dünyaca balı ile meşhur olan Ancer. Binlerce poleni ve şifayı içinde barındıran balıyla meşhur Ancer. Kış. Yaylacılık yapan Ancerlilerin bir kısmı aşağıya Rize’ye şehre inmemiş, kışlamışlar. Yazdan yığdıkları otlarıyla, mallarını kışdan çıkarıp, bahara eriştirmenin çabası içindeler. Evet hepsinin mal tabir ettiği koyunları, sığırları var, tektük birkaç […]
Günün Ayeti Kerimesi
“İman edip salih ameller işleyenler cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara, 2/82)
Muhammed Mazhar Îşân Cân-ı Cânan (k.s.)
Kendisi Habibullah Can-ı Canan Hazretlerinin büyük halifesidir. Hindistan evliyasının büyüklerinden. İsmi Muhammed Mazhar olup, Ahmet Said-i Faruki Hazretlerinin üçüncü oğludur. Hz. Ömer’in soyundandır. 1248 (M. 1832) senesi Cemaziyel evvel ayının üçüncü günü, Hindistan’ın Delhi şehrinde dünyaya geldi. 1300 (M.1883) senesinde Medine-i Münevvere’ de vefat etti. Vefat tarihinin, 12 Muharrem 1301 Mazhar–ı Can–ı Canan hazretleri bu […]
Murâd-ı Hüdâvendigâr
Padişahlık Sırası 3 Saltanatı 30 Yıl Cülûsu 1359 Babası Orhan Gâzi Hân Annesi Nilüfer Hatun Doğumu 1326 Şehâdeti 9 Auğostos 1389 Kabri Bursa Çekirge de Murâd-ı Hüdâvedigâr Türbesi’ndedir Üçüncü Osmanlı sultânı. Birinci Murâd adıyla târihe geçti. 1326’da Bursa’nın fethinden sonra doğdu. Babası, Orhan Gâzi, annesi Nilüfer Hâtundur. İyi bir eğitim ve öğretim görüp, terbiye edilerek, […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.” (Mülk, 67/14)
MÜNZİR BİN MÂLİK
Tabiînin büyüklerinden. Adı, Münzir bin Mâlik bin Kuta’a, künyesi Ebû Nadra el-Abdî’dir. Basra’da yetişen âlimlerden olduğu için “el-Basrî” de denilmiştir. Eshâb-ı kiram ile görüştü ve ilim aldı. Doğumu hakkında bir bilgi yoktur. 108 veya 109 (m. 727) târihinde, Hazreti Hasan’dan önce vefât etti. Namazını, Hazreti Hasan’ın kıldırmasını vasıyyet etti. Ömrünün sonuna doğru felç olmuştu. Vefât […]
Ömer’in Müslüman Oluşu
Bir perşembe gecesi, Habîb-i ekrem ‘s.a.v.’, Ömer ‘r.a.’ hakkında düâ etdi. Düâsı kabûl oldu. Buyurdular ki, – Yâ Rabbî! Şu iki kişiden hangisi sana sevgili ise dîn-i islâmı onun ile azîz eyle. Ömer bin Hattâb veyâ Amr bin Hişâm. Ertesi gün, Kureyşin büyükleri Haremde toplandılar. – İşbu Ebû Tâlibin yetîmi Muhammed Mustafâ ‘s.a.v.’ zuhûr edip, […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Namazı kılın, zekatı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.” (Bakara, 2/43)
Muhammed Nûrü’l-Bedvânî (k.s.)
Orta boylu, esmer tenli, seyrek sakallıydı. Kaşları çatıktı; fakat yüzündeki ve alnındaki nur, kaşlarının çatıklığına tatlı bir mehâbet kazandırmıştı. Gözü yaşlıydı. Göz pınarlarından akan yaşlar, yanaklarına doğru derin iz açmıştı. Zahiri ve batini ilimlere vukufu sebebiyle “Allame-i cihan” diye anılırdı. Altın Silsilenin 27. halkası yine Hind diyarından, fakat bu sefer “Serhindi” ailesinden ve İmam-ı Rabbâni […]
ÖLÜM DOĞURAN NİKÂH
Abbasî halifesi Harun Reşid’in önde gelen devlet adamlarından Cafer el-Bermekî (Ö.187/803), üstün bir alim, zarif bir edib ve pek cömert bir zengin olarak tanınıp sevilmişti. Çeşitli yerlerde valilik ve komutanlık yapmış başarılı bir idareciydi. Halifenin çok sevip takdir ettiği bir yakını ve yardımcısıydı. Babası Yahya el-Bermekî ise Harun Reşid’in veziriydi. Harun Reşid, Cafer’i ve çok […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Kim kö tü bir iş ya par sa onun la ce za lan dı rı lır. O ken di si ne Al lah’- tan baş ka ne bir dost, ne de bir yar dım cı bu la bi lir.” (Nisâ, 4/123)
Misafir rızkı ile gelir
Misafirperver bir sahabi vardı. Hanımı ise her gün kocasının yanında birkaç misafirle gelmesine tahammül edemez ve kocasına: -Sen her gün birkaç misafirle geliyorsun, gelen misafirler, çocuklarımızın rızıklarını yiyorlar, der. Kocası, aldırış etmez eve gelirken her gün yanında birkaç misafir getirmekte devam eder. Kadın sahabi dayanamayıp, gider durumu Resûlullah’a:: -Ya resûlallah! Kocam her akşam eve birkaç […]
Günün Ayeti Kerimesi
“(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (Fâtiha, 1/5)
MUHAMMED BİN VASÎ’
Muhaddis, zâhid, âbid, ârif-i kâmil, Tabiînin büyük âlimlerinden. Basralı’dır. Doğum târihi ve ailesi hakkında bilgi yoktur. 123 (m. 730) senesinde vefât etti. Eshâb-ı kiram ve Tabiînin sohbetinde yetişti. Tabiînden çoklarına hizmet etti. Devrin eşsiz âlim ve ma’rifetler kaynağı Hasan-ı Basrî, Süfyân-ı Sevrî, Mâlik bin Dinar’ın (r.anhüm) arkadaşıydı. Beraber bulunup, sohbet ederlerdi. Zamanının bir tanesiydi. Ma’rifette […]
Kadına Yanlış Fikir Veren Komşu
Ebû Müslim Havlânî, mâneviyat büyüklerinin hem de ileri gelenlerindendir. Kendisi ibadette, ahlâkta, zühd ve takvâda örnek bir tasavvuf büyüğüdür. Tâbiîn zamanında İslâm’a girmiş, ciddî bir araştırma tahkikten sonra girdiği İslâm’da öylesine ilerlemiş ki, kendinden önce girenler ondan sonraya kalmış, ondan feyiz alıp nasihat dinler olmuşlardır. Ebû Müslim’in kendisi ilerleyip de hanımı geride kalmış değildi. Hanımı […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Al lah yo lun da öl dü rü len le re “ölü ler” de me yin. Ha yır, on lar di – ri dir ler. An cak siz bu nu bi le mez – si niz.” (Bakara, 2/154)
KOMŞUNUN ŞİKAYETİ
Biri, Resul-i Ekrem (s.a.v)’ın huzuruna geldi ve – Bana eziyet ederek huzurumu bozuyor’ diye komşusunu şikayet etti. Resul-i Ekrem (s.a.v): – Tahammül et ve komşunun gürültü patırtısına aldırma, belki gidişatını değiştirir, buyurdu. Bir müddet sonra ikinci defa gelerek şikayet etti. Resul-i Ekrem (s.a.v) bu kez de tahammül et buyurdu. Üçüncü defa geldi. ve – Ya […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Şüphesiz yerde ve gökte Allah’a hiçbir şey gizli kalmaz.” (Âl-i İmrân, 3/5)
MUHAMMED BİN NADR EL-HÂRİSÎ
Tebe-i tabiînden. Zamanında, Kûfe’nin en çok ibâdet edeni diye tanınırdı. Her yerde hakkı konuşarak, emr-i bi’l-ma’rûf ve nehyi ani’l-münkeri (Allahü teâlânın emirlerinin yapılmasını, yasakladıklarından da sakınılmasım) bildirirdi. Künyesi Ebû Abdurrahmân’dır. Doğumu, tahsili ve vefât târihi hakkında bilgi verilmemekle beraber, Kûfe’de yaşadığı ve orada vefât ettiği bilinmektedir. Evzâî’den ( radıyallahü anh ) hadîs-i şerîfler rivâyet etmiş, […]
KİMLER ALLAH YOLUNDADIR?
Ka’b ibn-i Ucre radıyallâhü anh anlatıyor: ‘Bir adam Nebiyy-i Muhterem sallallâhü aleyhi vesellem’e uğramıştı. Resûlüllah (s.a.v.)’ın ashâbı, bu adamın kuvvet ve kabiliyetini görünce, ‘ Yâ Resûlellah, bu adam Allah yolunda cihad etseydi ne güzel olurdu, dediler. Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ‘ ‘Bu adam, küçük çocuklarının geçimini temin etmek için çıktı ise, Allah yolundadır. ‘Yaşlı anne […]