“Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.” (Bakara, 2/42)
Archive for Ağustos, 2015
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ بَيْنَ يَدَيِ السَّاعَةِ لَأَيَّامًا يَنْزِلُ فِيهَا الْجَهْلُ وَيُرْفَعُ فِيهَا الْعِلْمُ وَيَكْثُرُ فِيهَا الْهَرْجُ وَالْهَرْجُ الْقَتْلُ. (خ) “Kıyâmet günü yaklaştığında öyle zamanlar olacak ki cehalet yayılacak, ilim kaldırılacak, yok olacak, fitne ve karışıklıklar çoğalacaktır. Fitne ölümdür.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)
Günün Sözü
Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş. (Bâki)
SULTAN ABDÜLHAMÎD HAN PEYGAMBERİMİZİN HALÎFESİDİR
Beyrut Hukuk Mahkemesi reisi ve büyük âlim Yusuf İsmail Nebhânî (1849-1937) merhûm diyor ki: Müslümanların halifesi Sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık etmek her Müslümana zaruri bir vazifedir. O Emîru’l-mü’minîndir, peygamberimizin halîfesidir. Dîn-i mübînin hükümlerinin koruyucusudur. Allâh’ın haremi Mekke’nin ve Resûlünün haremi Medîne’nin hizmetkârıdır. İslâm milletinin ve devletinin bütün işlerini hakkıyla yerine getirmek […]
KÂBE-I MUAZZAMA
Kâbe-i Muazzama, Allâhü Teâlâ’nın emri ile İbrahim aleyhisselamın Mekke-i Mükerreme şehrinde yapmış olduğu dört köşeli, yüksek, mübarek bir binanın bulunduğu mukaddes bir mevkidir. Burası, bütün Müslümanların kıblesidir. Bu kıbleye “Beytullah, Beyt-i Muazzam” ismi de verilmiştir. Kâbe-i Muazzama, “Harem-i Şerif ve Mescid-i Haram” denilen büyük bir camii şerifin ortasında bulunmaktadır. Caminin dokuz minaresi, birçok kapıları ve […]
ABDULLAH BİN MUHAYRIZ
Tabiînden meşhûr hadîs âlimi. Künyesi Ebû Muhayrız el-Mekkî’dir. Doğum târihi bilinmemektedir. 99 (m. 717) senesinde vefât etti. Kudüs’te yaşamış olup, zamanında Şam âlimi olarak meşhûr olmuştur. Ebû Mahzûre’den, Sâ’id-ül-Hudrî’den, Hazreti Muâviye’den, Ebû Sarme el-Ensârî’den, Ubâde bin Sâmit’ten, Abdullah bin Sa’dî’den, Ümmü Derdâdan ve daha birçok âlimlerden hadîs-i şerîf dinleyip, rivâyet etmiştir. Rivâyetleri Kütüb-i sitte denilen […]
BALİNA ZİYAFETİ
Ashab-ı Kiram’dan Cabir r.a. Hazretleri anlatıyor: Rasulullah s.a.v. bizi bir müfreze (askeri birlik) ile göndermişti. Başımıza da Ebu Ubeyde’yi komutan tayin etmişti. Kureyş’e ait bir kervanı ele geçirmekle vazifeliydik. Azık olarak da bize bir dağarcıkta hurma verilmişti. Başka azığımız yoktu. Ebu Ubeyde, bize birer tane hurma veriyordu. – O bir hurmayı ne yapıyordunuz? diye sorulunca […]
Günün Ayeti Kerimesi
” Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat.” (Şu’arâ, 26/83)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تَعَوَّذُوا بِاللهِ مِنْ جَارِ السَّوْءِ فِي دَارِ الْمُقَامِ. (ن Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “İkâmet ettiğiniz (oturduğunuz) yerde kötü komşudan Allâhü Teâlâ’ya sığınınız.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Nesâî)
Günün Sözü
Yaradan rahmetini kahrından üstün saydı. Ne olurdu hâlimiz göz yaşı olmasaydı. (Necip Fazıl Kısakürek)
HACCIN ŞARTLARI VE KISIMLARI
Haccın farz olmasının şartları: 1- Müslüman olmak, 2- Haccın farz olduğunu bilmek, 3- Bâliğ (ergen) olmak, 4- Akıllı olmak, 5- Hür olmak, 6- Hacca gidip geleceği nakil vasıtası ve yol masrafları için parası olmak, 7- Vakit (hac ayları), 8- Hacca gidip dönünceye kadar bakmakla mükellef olduğu kimselerin geçimlerini sağlayacak imkânı ve gidiş geliş müddeti içinde […]
KÖTÜ VASIFLARDAN HİDDET (ÖFKE)
Bazı hoş görülmeyen şeylerden dolayı nefis öfkelenir. Lüzumsuz yere öfkelenmek zemmedilmiştir. Öfke halinde vazıyeti değiştirmek, öfkenin sönmesine ve bertaraf olmasına yardım eder, öfkelenilen kimsenin üzerine saldırmasına mâni olur. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.); “Biriniz ayakta iken gazaba gelecek olursa hemen oturuversin, gazabı geçerse ne âlâ, geçmezse yanı üzerine yatıversin.” buyurmuşlardır. Resûl-i Ekrem Hazretleri, öfke halinde sükût edilmesini […]
İMANIN ŞUBELERİNDEN: ŞÜKÜR
Şükür; îmân, ilim, sâlih amel, güzel ahlâk, âfiyet, sıhhat, evlâd, mâl ve diğer nimetlerinden dolayı Allâhü Teâlâ’ya kalble, dil ile, amel ve mâl ile kulluk ve ibâdet etmek, onun emirlerine uymak, onun nimetlerini günahta kullanmamaktır. Ona itaat etmemek ise küfran-ı nimet ve nankörlüktür. Şükür, bütün ibâdetleri ve bütün güzel huyları içine almaktadır. Dil ile şükür, […]
ABDULLAH BİN EBÛ BEKR-İ SIDDÎK ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kiramdan, ilk müslümanlardan. Babası Ebû Bekr-i Sıddîk ( radıyallahü anh ), annesi Katile binti Abdiluzza’dır. Esma ( radıyallahü anha ) ile anne bir kardeştir. Mekke’de doğduğu tahmin edilmesine rağmen, târihi bilinmemektedir. Abdullah, babası Ebû Bekr-i Sıddîk ( radıyallahü anh ) davetiyle, küçük yaşta müslüman oldu. Hazreti Muhammed ( aleyhisselâm ) ile babasının Mekke’den Medine’ye […]
AYNEN SENİN GİBİ OLMAK İSTERİM
Bir gün Azizan Hazretlerine, hatırı sayılır bir zat misafir geliyor. Fakat evde hazır yemek yok… Azizan Hazretleri üzülüyorlar. Evlerinin kapısına çıkıyorlar. O sırada, paça satan bir genç, elinde bir çömlekle geliyor. Çömlekte donmuş paça var… Genç: -Bu yemeği sizin ve yakınlarınız için hazırladım. Kabul buyurursanız beni mesut edersiniz. Diyor. Azizan Hazretleri bu nazik anda gelen […]
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ فَرَضَ اللهُ عَلَيْكُمُ الْحَجَّ فَحُجُّوا. (م) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ey insanlar! Allâhü Teâlâ size haccı farz kılmıştır. Öyleyse haccediniz.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Günün Sözü
Sen anılması güzel olan bir söz ol. Çünkü insan kendi hakkında söylenilen güzel sözlerden ibarettir. (Mevlâna)
Peygamberimizin Bir Mûcizesi: SA’D BİN EBİ VAKKAS’IN BİTMEYEN OKU
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ashabı ile birlikte Uhud boğazında bulundukları sırada Kureyş müşriklerinden Halid bin Velid’in kumandasındaki atlı bir topluluk Uhud kayalıklarına doğru çıkmaya başlayınca, Peygamberimiz aleyhisselam: “Allah’ım! Onları üstümüzde bulundurma!” diyerek, onlara bu imkânı vermemesini Allah’tan diledi. Müşrikler dağa çıkmaya başlayınca, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Sa’d bin Ebi Vakkas’a (r.a.): “Şunları geri çevir!” buyurdu. Sa’d bin […]
HÂCE ALİ RÂMÎTİNÎ (K.S.) HAZRETLERİNDEN
Şeyh Rükneddîn Alâuddevle Simnânî (k.s.), Silsile-i Sadatın 12. halkası olan Hâce Ali Râmîtinî (k.s.) Hazretleri ile muâsırdı. Aralarında mektuplaşmalar olmuştu. Birgün Şeyh Simnânî, Hâce Ali Râmîtinî’ye bir talebesini gönderip birkaç sual sorup cevabını öğrenmek istedi Bu suallerden birisi şu idi: ‘Biz de siz de fakirlere, miskinlere hizmet ediyoruz, onlara yemek yediriyoruz. Biz mükellef sofralar kuruyor, […]
ABDULLAH BİN CAHŞ ( radıyallahü anh )
Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) halası Ümeyme ile Cahş’ın oğlu, Eshâb-ı kiramdan. Kızkardeşi Hazreti Zeyneb; Peygamberimizin hanımıdır. Hazreti Ebû Bekir’in vasıtasıyla, Erkam’ın ( radıyallahü anh ) evine gelmeden önce kelime-i şehâdet getirerek ilk müslümanlardan olmak şerefine kavuştu. Hazreti Abdullah orta boylu, çok yakışıklı bir zât idi. Peygamber efendimizi pek ziyade severdi. Bu muhabbet uğrunda canını […]
BİR BOSTAN BEKÇİSİ
Evliyanın büyüklerinden İbrahim bin Edhem k.s. Hazretleri anlatıyor: Babam Horasan ‘ Belh hükümdarlarındandı. Bir gün atına binip ava çıkmıştım. Önüme çıkan -tilki veya tavşan- bir hayvanı kovalıyordum. Arkadan bir ses duydum: – Ey İbrahim, sen bunun için yaratılmadın, bununla emrolunmadın! Sağa-sola bakındım, fakat kimseyi göremedim. Aynı sesi daha açıktan, sonra da pek yakından yine iki […]
RESÛLULLÂH’IN AMCAZÂDESİ: HZ. UBEYDE BİN HÂRİS (R.A.)
Resûlullâh (s.a.v.)’ın amcazadesi Ubeydetübnü Hâris’in künyesi Ebû Hâris ve Ebû Muâviye’dir. Resûlullâh Efendimiz’den on sene evvel doğmuştu. Resûlullâh (s.a.v.) Dâru’l-Erkâm’a girmeden önce, Ebû Seleme bin Abdülesedî, Abdullâh bin Erkam ve Osmân bin Maz’ûn ile birlikte Müslüman oldular. İki kardeşi Tufeyl, Husayn ve Mistah bin Üsâse ile birlikte Medîne’ye hicret etti. Medîne’de Abdullâh bin Seleme’nin yanında […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey iman eden ler, rü kû edin, sec de edin, Rab bi ni ze kul luk edin ve ha yır iş le yin ki kur tu lu şa ere si niz.” (Hac, 22/77)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَخْوَفَ مَا أَخَافُ عَلَى أُمَّتِي كُلُّ مُنَافِقٍ عَلِيمِ اللِّسَانِ. (حم “Ümmetim hakkında en çok korktuğum kimse ilmi (sadece) dilinde olan (itikadı bozuk, ilmiyle amel etmeyen) münafıklardır.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Tebeasının Her Ferdiyle Meşgul Olan SULTAN ABDÜLHAMİD HAN
Sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın Musahibi (hususi hizmetçisi) Nâdir Ağa anlatıyor: “Sultan ikinci Abdülhamîd Han devrinde, size, fakir bir memurun macerasını anlatayım!.. Aksaray’da oturan fakir bir memur… Ayda, o zamanın parasıyla 500 kuruş alıyor. Zevcesi hamile ve doğum yakındı. Nihayet, beklenmedik, tedariksiz bir anda sancılar başlıyor. Mevsim de kış… Adamın on parası yok… Ne doktor getirtebilir, […]
ABDULLAH BİN ATÎK ( radıyallahü anh )
Peygamberimizin Medine’ye hicretinden önce İslâmiyeti kabûl edip, Medine’nin ilk müslümanlarından olmakla şereflenen sahâbî. Adı Abdullah bin Atîk bin Kays bin Esved bin Berâ bin Ka’b bin Ganem bin Seleme bin Hazrec-i Ensârî’dir. Soyu ve kardeşi Cebr bin Atîk hakkında başka rivâyetler de bildirilmektedir. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. Hicretin 12. (m. 633) yılında Yemâme harbinde […]
RESÛL-İ EKREM’İN ZÜHDÜ VE TAKVASI
Hâtemü’l-Enbiyâ aleyhisselam Efendimiz geceleri o kadar namaz kılardı ki, çokça ayakta durmaktan mübarek ayakları şişerdi. “Yâ Resûlallah!. Neden kendine bu kadar zahmet veriyorsun? Allâhü Teâlâ senin evvel ve âhir günahlarını bağışlamış değil mi?” denilince “Ben Rabbimin çok şükreder bir kulu olmayayım mı?.” diye cevap verdiler. Peygamber-i Zîşân Efendimiz zamân-ı saadetlerinde Cezîretü’l-Arap fethedildi, Medîne-i Münevvere’ye her […]
YEMİN KEFFÂRETİ
Yemin keffâreti, yaptığı bir yemini bozan müslümana gereken bir keffârettir. Yemin keffâreti; • Eğer gücü yetiyorsa, müslüman veya gayr-i müslim bir köle veya câriye azad etmekten veyâ • On fakiri sabah- akşam doyurmaktan veyâ • On fakire orta halli birer elbise giydirmekten ibârettir. Bu üç şeyden birine gücü yetmeyen üç gün arka arkaya oruç tutar. […]
Bir Boşanma Olayı
Medineli Sabit bin Kays, sahabenin ileri gelenlerindendi. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hizmetten asla geri kalmaz, sözünden ise bir an olsun dışarı çıkmazdı. Efendimiz de onu çok severdi. Hatta bir küçük hatası yüzünden aşırı üzüntüye kapılan Sabit’i teselli ederek “Sabit cennetliklerdendir.” buyurmuştu. İşte bu Sabit’in aile içi bir sıkıntısı vardı. Hanımı Cemile, Sabit’e bir türlü […]
Günün Ayeti Kerimesi
“O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.” (Alâk, 96/4-5)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ خَرَجَ حَاجًّا أَوْ مُعْتَمِرًا أَوْ غَازِيًا ثُمَّ مَاتَ فِي طَرِيقِهِ كَتَبَ اللهُ لَهُ أَجْرَ الْغَازِي وَالْحَاجِّ وَالْمُعْتَمِرِ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ. (هب) “Bir kimse hac, umre veya gaza için (evinden) çıkar da bu yolda ölürse Allâhü Teâlâ kıyâmet gününe kadar onlara gazâ, hac ve umre yapanın sevabını yazar.” (Hadîs-i Şerîf, […]
Günün Sözü
Dünyada en huzursuz kimse, gönlünde haset ve kin tutandır. (İmam Şafii)
HACCIN HİKMETİ
Allâhü Teâlâ Hz. Âdem’e (a.s.): “Ey Âdem! Sen benim için yeryüzünde, gökteki Beyt’imin hizasında bir Beyt yap ki melekler Arş’ımın etrafında tavâf ettikleri gibi, sen ve çocukların da onun etrafında tavaf ederek bana ibadet ediniz.” buyurdu. Âdem Aleyhisselâm Mekke’ye gidip Beytullâh’ı inşa etti. Sonra Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! Şüphesiz her çalışanın bir ücreti […]
ABDULLAH BİN AMR BİN ÂS ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kiramın büyüklerinden Amr bin Âs’ın ( radıyallahü anh ) oğlu. Babasından önce îmân etmekle şereflendi. Adı, Abdullah bin Amr bin Âs bin Vâil bin Hâşim bin Sa’îd bin Sehm bin Amr bin Haris bin Ka’b bin Lüey el Kureyşî’dir. Müslüman olmadan önce adı, Âs idi. Peygamberimiz Abdullah olarak değiştirdi. Künyesi, Ebû Muhammed veya Ebû […]
BİR ÂDÂB
Bir şey alırken sağ el ile alınır, sağ el ile yenilir, içilir ve musâfaha yapılır, abdest âzâlarını yıkamaya başlarken sağdan başlanır, ayakkabı ve elbise giyerken sağ taraftan başlanır, câmi ve mescidlere, evlere, odalara sağ ayak ile girilir. Cennetliklerin safları sağda olacak, cehennemliklerin safları da solda olacaktır. Cennet sağdadır, cehennem soldadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Sağ elinizle […]
Bu Kadın Defnedilemez
Ebu Hanife’nin meclisine gelen biri şöyle bir suâl sordu: – Hamile bir kadın doğum sırasında vefat etti. Onu yıkamak üzere tahtanın üzerine koyduklarında karnındaki çocuğun yaşadığı anlaşıldı. Bu kadın böylece defnedilecek mi, yoksa bekletilecek mi? Kadın şu anda yıkama tahtası üzerinde beklemektedir. Mecliste hazır bulunanlar birbirlerine bakıştılar. Bazıları: – Bu kadın defnedilemez. Ancak bekletilir. Ola […]
GIDA ZEHİRLENMESİ NEDİR, NE YAPILIR?
Gıda zehirlenmeleri, çok kere bayatlamış ve bozuk yiyecekler yedikten sonra görülür. Daha çok yaz aylarında görülen çok kere hafif ve kısa süren bir hastalıktır. Bebek, çocuk, yaşlı ve muafiyet (bağışıklık) sistemi zayıf olanlarda hastalık daha ağır olmakta, hatta ölüme götürebilmektedir. Belirtileri: Baş dönmesi, ishal, mide bulantısı, kusma, şiddetli karın ağrısı, nefes almakta ve yutkunmakta güçlük çekme […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey iman eden ler! Al lah’ı çok ça zik re din.” (Ahzâb, 33/41)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ عُمَرُ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ أَقْرَؤُنَا أُبَيٌّ وَأَقْضَانَا عَلِيٌّ. (خ “Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiştir: ‘Bizim en düzgün Kur’ân-ı Kerîm okuyanımız Übey (ibn-i Ka’b)’dir. En isâbetli hüküm verenimiz de Ali (bin Ebî Tâlib)dir.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)
AKILLI KİMDİR
Bir gün Ca’fer-i Sâdık Hazretleri İmâm-ı Azam’a (rh.): “Akıllı kimdir?” diye sordu. İmâm-ı Azam (rh.) da: ‘Akıllı, hayır ile şerri; iyi ile kötüyü ayırabilen kimsedir.” buyurdu. Ca’fer-i Sâdık Hazretleri, “Hayvanlar da iyi ile kötüyü ayırabilir. Kendisine vurulacağını veya kendisine yem verileceğini anlayabilir.” dedi. İmâm-ı Azam (rh.): ‘Peki, size göre akıllı kimdir?’ diye sorunca: “Akıllı, iki […]
HAZRET-İ ALİYYÜ’L-MURTAZÂ’DAN HİKMETLER
Cimri zengin, cömerd fakirden daha fakirdir. Eli sıkı olanın gönlü de dar olur. Evliyânın anılması rahmetin inmesine sebeptir. Ölümü anmak kalbe cilâ verir. Bir günah çoktur, bin ibadet azdır. Sen babanın haklarına riayet et ki oğlun da sana riayet etsin; saygılı olsun. İlim rütbesi rütbelerin en yücesidir. Kısmetin seni arar bulur, rahat ol. Dünyaya gelmek […]
ABDULLAH BİN ABBÂS ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kiramın meşhûrlarından. Tefsîr, hadîs, fıkh ilimlerinde ve diğer ilimlerde büyük âlimdir. İsmi Abdullah bin Abbas bin Abdulmuttalib bin Haşim bin Abd-i Menaf el-Kureyşi, el-Haşîmî’dir. Babası Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) amcası Hazreti Abbas’dır. Annesi Lübabet-ül-Kübrâ binti Harisi Hilâliyye’dir. Annesi ilk müslüman olanlardandır. Babası Hazreti Abbas önceden müslüman olduğu halde gizli tutup, Mekke’nin fethinde açıklamıştır. Abdullah […]
HAZRET-İ ALİ (K.V.)’DEN HİKMETLER
• İnsanlar uykudadırlar, öldükleri zaman uyanırlar. • Haddini bilen kişi helâk olmaz, • Herkesin değeri, yaptığı iyilikle, ihsân ve ilmiyle ölçülür. • Kişi, dilinin altında gizlidir. • Dili tatlı olanın dostu çok olur. • İyilik ile hür kişi köle yapılır. • Cimriyi, malının bir felâket ile yok olabileceği veya vârise kalabileceği ile korkut. • Söyleyene […]
BU AKŞAM HİNDİSTAN’DA
Hz. Süleyman’ın sarayına kuşluk vakti saf bir adam telaşla girer. Nöbetçilere, hayati bir mesele için Hz. Süleyman’la görüşeceğini söyler ve hemen huzura alınır. Hz. Süleyman (a.s) benzi sararmış, korkudan titreyen adama sorar: – Hayrola ne var? Neden böyle korku içindesin? Derdin nedir? Söyle bana… Adam telaş içinde: – Bu sabah karşıma Azrail (a.s) çıktı. Bana […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Nerede olursanız olun, sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile ölüm size ulaşacaktır.” (Nisâ, 4/78)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْحُجَّاجُ وَالْعُمَّارُ وَفْدُ اللهِ إِنْ دَعَوْهُ أَجَابَهُمْ وَإِنْ اِسْتَغْفَرُوهُ غَفَرَ لَهُمْ. (هـ “Hac ve umre yapanlar Allâhü Teâlâ’ya (beytine; Ka’be’ye) gelenelçilerdir. Allâhü Teâlâ’dan bir şey isteseler istediklerini verir, istiğfar etseler onları bağışlar.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Günün Sözü
Haksızlık karşısında eğilmeyin. Eğer eğilirseniz hakkınızla beraber haysiyet ve şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali)
HAREMEYN HİZMETİNİN YAVUZ SULTAN SELİM’E VERİLMESİ
Sultan Selim Han’ın nedimi Hasan Can anlatıyor: Bir gece Sultan Selim Han’a rüyasında “Kullarından birisi rüya gördü.” demişler. Sabah namazdan sonra, mübarek hizmetlerini görmeye gittim. “Bu gece görünmedin? Ne iş yaptın” dediklerinde: Bu gece sabaha kadar uyuyakalmışım, hizmetinizden mahrum kaldım, diyerek özürler diledim. “Ne rüya gördün” diye buyurdular. Bir rüya görmedim, dedim. Biraz sonra, kapı […]
HAYVANLARA MERHAMET İLE MUÂMELE
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O, insanlara merhametli olduğu gibi hayvanlara da son derece merhametli olmuş ve ashâbına da onlara merhameti tavsiyede bulunmuşlardır. Hayvanların aç ve susuz bırakılmamasını, fazla yük yükletilmemesini, dövülmemesini, ateşle veya vurmak için hedef yapılarak eziyet edilmemesini tavsiye etmişlerdir. Resûlullâh (s.a.v.) bir gün hayvanlarının üzerinde durup bekleyen bir topluluğa rastladı. […]
ABBÂS BİN UBÂDE ( radıyallahü anh )
İkinci Akabe bîatında müslüman olmakla şereflenen Eshâb-ı kiramdan. Medineli olup Hazrec kabilesine mensûbtu. İsmi Abbas, nesebi; Ubade bin Nadle bin Mâlik bin Aclan bin Zeyd bin Ganem bin Sâlim bin Avf bin Amr bin Avf bin Hazrec’dir. Doğum târihi ve kaç yaşında vefât ettiği bilinmeyen Abbas bin Ubâde ( radıyallahü anh ) Uhud gazâsında şehîd […]
TEVBE NASIL OLUR?
Hz. Alî’ye (kerremallahu vecheh) tevbe nasıl olur diye soruldu. Şöyle buyurdular: Tevbe eden şu altı şeyi yapar: 1- Geçmiş günahlarına pişman olur. 2– Geçmiş farzları kazâ eder. 3- Haksız olarak aldıklarını sahibine iâde eder. 4- Hakkı olanlarla helâlleşir 5- İşlediği günahlara dönmemeye azmeder 6- Nefsini nasıl günah ile büyüttüyse öylece Allâh’a itaatta da terbiye eder.
Böyle Yemek Pişirirler
Bir gün ikindi vakti yanına bir misâfir geldi. Tencerede bir parça et vardı. Eti pişirip misâfire ikrâm edeyim diye düşündü. Fakat, yemeği hazırlamak için de misâfirin yanından ayrılamadı. Nihâyet akşam vakti oldu. Namazlarını kıldılar. Kendisi de, misâfiri de oruçlu idiler. Nihâyet evde bulunan bir kuru ekmek ve bir mikdar suyu misâfire ikrâm için hazırladı. Sonra, […]
HZ. MUHYİDDÎN ARABÎ’NİN KABRİNİN BULUNMASI
Yavuz Sultan Selim Han, Şam’da iken Şeyhülislâm Kemal Paşazâde ile Muhyiddin-i Arabî hazretlerinin bir risalesinde “İza dehale’s-sîn fi’ş-şîn zahara kabru Muhyiddin, ezhara bimerkadi’l-mîm” ibaresini görmüş. Kemal Paşazâde bu ibareyi (Sîn); Selim, (Şîn); Şam’a girdiğinde Hz. Muhyiddin kabrini izhar eder, diye tevil etti. Sultan derhal Hz. Muhyiddin’in kabrini bulalım, çıkaralım ve ziyaret edelim” deyip araştırdılar. Bir […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Rab bim! Şüp he siz ben nef si me zul met tim. Be ni af fet…” (Kasas, 28/16)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: نَزَلَ الْحَجَرُ الْأَسْوَدُ مِنَ الْجَنَّةِ وَهُوَ أَشَدُّ بَيَاضًا مِنَ اللَّبَنِ فَسَوَّدَتْهُ خَطَايَا بَنِي آدَمَ . (ت “Hacer-i Esved cennetten inmiştir. O sütten daha da beyaz idi. Fakat insanoğlunun hata (ve günah)ları onu kararttı.” (Hadîs-i Şerif, Sünen-i Tirmizî)
Günün Sözü
Dört şeyi dört şeyden temizle; Dilini gıybetten, kalbini kıskançlıktan, mideni haram lokmadan, davranışlarını riyadan. (Feriduddin Attar)
SEFALETTEN KULLUĞA; İSYANDAN İTÂATE DÖNÜŞ
Abdullah bin Mübârek, gençliğinde içkiye müptela idi. Arkadaş ve dostlarını bir elma bahçesine davet ettiler. Yiyecek ve içecek için hayli masraf ile hazırlık yaptılar, çalgı çaldılar. İyice sarhoş olup, akılları başlarından gitti. Seher vaktinde ayıldılar. Çalgı çalmak istediler. Fakat çalgı âletinden ses gelmedi. Aleti gözden geçirdi. Yine ses gelmedi. Nihâyet çalgı, ilâhî kudretle konuşup Hadîd […]
HACER-İ ESVED’İ SELAMLAMAK
Hac ve umre yapanlar, tavafa başlarken veya tavaf esnasındaHacer-i Es’ad’ın – Hacer-i Esved’in önüne geldikçe namazda durur gibi tekbir ve tehlil ile mübarek taşa ellerini kaldırıp sürerler. Mümkünse öperler. Değilse ellerini sürüp ellerini öperler. Bu da mümkün değilse karşıdan ellerini kaldırarak selamlarlar.Böyle yapanlar Allâhü Teâlâ’ya bîat etmiş olurlar. Hacer-i Esved’i selamlamak sünnettir. Fakat insanlara eziyet […]
AMR BİN MÜRRE
Asrının meşhûr hadîs âlimlerinden. Künyesi, Ebû Abdurrahmân’dır. Doğum târihi bilinmemektedir. Hicretin 116 (m. 734) senesinde vefât etti. İlim alıp hadîs rivâyet ettiği zâtlar, Abdullah bin Ebî Evfa, Sa’îd bin Müseyyeb, Abdurrahmân bin Ebî Leyla, Abdullah bin Haris, Amr bin Meymûn ve diğer âlimlerdir. Asrın âlimleri onun eimme-i hafızdan olduğunu söylemiştir. Yüzbin hadîs-i şerîfi senetleriyle ezbere […]
ÖLÜ DEFNEDİLDİKTEN SONRA TELKİN MEŞRÛDUR
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ölüyü defnettikten sonra kabrin başında durur ve “Kardeşinize istiğfar edin. Allâhü Teâlâ’dan (suallere) cevapta ona sebat isteyin. Zira o şimdi sual olunmaktadır.” buyururdu. İhyâu Ulûm’da geçen şu hadîs-i şerîf de telkînin sünnet olduğuna delildir: Ebû Ümâme el-Bâhili (r.a.) vefat edeceği sırada şöyle dedi: Yâ Saîd! Ben öldüğüm zaman bana Resûlullah’ın (s.a.v.) bize […]
Ceza Olarak Eli Kesilen Şeyh
Şeyh Hammad (Ebu’l – Hayr Tinati) Hazretlerinin bir eli kesikti. Bir gün mürüdlerinden biri küstahlık ederek ona elinin kesilmesine sebep olan şeyin ne olduğunu sordu. Şeyh Ebu’l – Hayr Tinati Hazretleri elinin kesilmesine sebep olan hadiseyi şöyle anlattı: – Gençliğimde bir hünah işledim. Ondan dolayı elimi kestiler, buyurunca ne zaman olduğun sordular. Hz.Şeyh de meseleyi […]
Sağlık: YARALANMALARDA İLKYARDIM
Düşme, çarpma, burkulma, kırık gibi yaralanmalarda ilk müdahale mühimdir. Yaralanan kısımda şişlik, kızarıklık ve ateşlenme görülebilir. Eğer kanama yoksa yaralanan yerin ağrısını ve aşırı şişmesini (ödemi) önlemek için cilde doğrudan temas ettirilmeden buz konur veya soğuk kompres yapılır. Mümkünse yaralı kısım bandaj ile hafif sıkı sarılabilir. İlk müdahaleden sonra ortopedi-travmatoloji veya âcil servis doktoru bulunan […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Doğrusu insanın eline geçecek olan, kendi çalışmasından başkası değildir” (Necm, 53/39)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ مَاتَ فِي أَحَدِ الْحَرَمَيْنِ اِسْتَوْجَبَ شَفَاعَتِي، وَجَاءَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنَ الْآمِنِينَ. (كنز “Kim Haremeyn (Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere)’den birinde vefat ederse şefaatim ona vacib olur ve kıyâmet gününde her türlü korku ve sıkıntıdan emin olarak gelirler.”(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
Günün Sözü
Nerde bir gönlü kırılmış kişi görsen, ona merhem ol! Mazlum kişi yolda kalsa ona yoldaş ol. (Ahmed Yesevi)
HZ. EBÛ BEKR’İN VEFATI (R.A.)
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) irtihâlinden sonra Hz. Ebû Bekir (r.a.) çok üzülmüş, her geçen gün vücudu erimişti. Resûlullâh’ın (s.a.v.) irtihâli onun da vefat sebebi olmuştu. Cemâziyelâhir’in bitmesine sekiz gün kala salı gecesi, Hicret’in 13. (M. 634) senesinde altmış üç yaşında vefat etmiştir. Hilâfeti, iki yıl, üç ay, on gündür. Hz. Ömer, Mescid-i Nebevî’de cenâze namazını kıldırdı. […]
HAZRET-İ EBÛBEKİR (R.A.)’IN BİR HUTBESİ
Hazret-i Ebûbekir bir hutbesinde Allâhü Teâlâ’ya lâyıkıyla hamd ve senâ ettikten sonra şöyle buyurdu: Allâh’a itaat edip isyan etmemenizi, onu zikredip unutmamanızı, şükredip nankörlük etmemenizi, gazabından rahmetine sığınmanızı, ona lâyıkıyle senâda bulunmanızı ve ondan bir şey istediğiniz zaman havf ve recâ (korku ve ümîd) arasında bulunmanızı tavsiye ederim. Zîrâ Allâhü Teâlâ, Hz. Zekeriyâ aleyhisselâm’ı ve […]
SIDDÎK-I EKBER (R.A.) BUYURDULAR Kİ
Hz. Ömer, Hz. Ebû Bekir’e (r.anhüm) ‘Resûlullâh’tan (s.a.v.) sonra insanların en hayırlısı olan zat!’ diye hitap edince Hz. Ebû Bekir (r.a.) “Sen böyle diyorsun ama ben Resûlullâh’ın (s.a.v.) ‘Güneş Ömer’den daha hayırlı birinin üzerine doğmadı.’ buyurduğunu işittim.” Hz. Ebû Bekir (r.a.) buyurdular: (Karada ve denizde fesat zuhura geldi) meâlindeki Rum sûresinin 41. âyetinde geçen karadan […]
EBÛ SELEME BİN ABDÜLESED ( radıyallahü anh )
En önce îmân eden Eshab-ı kiramdan. Resûlullahın halası Berre ile Abd-ül-Esed bin Hilâl Mahzumî’nin oğludur. İsmi Abdullah’dır. Resûlullahın ve amcası Hazreti Hamza’nın Süveybe’den süt kardeşidir. Hanımı Ümmü Seleme ( radıyallahü anha )’dir. Ümmü Seleme ( radıyallahü anha ) da kocası ile birlikte müslüman olmuştur. Kocasının vefâtından sonra, Resûlullah efendimiz ile evlenmak se’âdetine kavuşmuş ve mü’minlerin […]
CİMRİLİĞİN BU KADARINA PES!
Resûlüllüh (s.a.v.) bir adam gelerek: – Yâ Resûlüllüa! Falanca komşum, hurma saplarını benim bahçeme koyuyor. Bana eziyet veriyor, dedi. Allah Resûlü o zâtı çağırarak, ona: – Filancanın bahçesine koyduğun hurma saplarını bana sat, teklifini yaptı. Adam: – Olmaz dedi. Allah Resûlü: – Öyle ise bana hediye et onları, dedi. Adam bu teklife de: – Olmaz […]
BEYİT
Etıbbânın budur pend ü kelâmı, Sakın ifrât ile yîme taâmı. (Firdevsî-i Rûhî) Doktorların tavsiyesi budur ki; Sakın yemeği çok yemeyiniz.
Günün Ayeti Kerimesi
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farzkılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara, 2/183)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَرْحَمُ أُمَّتِي بِأُمَّتِي أَبُو بَكْرٍ. (ت Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ümmetim içinde ümmetime en merhametli olanı Ebûbekir’dir.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
HAZRET-İ EBÛBEKİR’İN NASİHATİ
Hazret-i Ebûbekir (r.a.) Yezîd bin Ebî Süfyan’ı bir fırkaya kumandan tayin edip Belkâ yolu ile Şam tarafına göndermiştir. Onun sancağı altında çok gönüllü asker toplanmıştır. İçlerinde Mekke’nin ileri gelenlerinden Süheyl bin Amr gibi büyük zatlar vardı. Halîfe Hazretleri, yaya olduğu halde onu yolcu etmiş ve şöyle nasihat etmiştir: “Ben, seni tecrübe etmek üzere tayin ettim. […]
EBÛ LÜBÂBE ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kirâm’ın meşhûrlarından. İsmi, Rifâ’a bin Abdülmünzir’dir. Beşîr olduğu da söylenir. Birincisi daha çok tercih edilir. Künyesi Ebû Lübâbe’dir. Hazreti Ali’nin zamanında vefât ettiği daha kuvvetlidir. Annesi, Zeyneb binti Hizam’dır. Saib ve Abdurrahmân isminde iki oğlu vardır. İkinci Akabe bîatında, Medine’den gelenler arasında Ebû Lübâbe de vardı. Peygamber efendimiz ( aleyhisselâm ) onlardan şu husûslarda […]
ÇOBAN VE AĞAÇ
Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak: “Hadi bakalım evladım, derdi. Bu ihtiyarın elmasını ver artık”. Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten sonra, […]
HZ. EBÛ BEKİR (R.A.)
PEYGAMBERLERDEN (A.S.) SONRA EN FAZİLETLİ ZAT: HZ. EBÛ BEKİR (R.A.) Hz. Ömer (r.a.) buyurdu ki: “İnsanlar içinde Allâhü Teâlâ’yı en iyi bilen ve ondan en çok korkan Ebû Bekir’dir.” “Ebû Bekir bizim efendimiz, en hayırlımız ve Resûlullâh (s.a.v.) tarafından en çok sevilenimizdir.” Hz. Ömer (r.a.) bir gün minbere çıkıp şöyle buyurdu: Dikkat ediniz! Bu ümmetin […]
Günün Ayeti Kerimesi
“(Ey Muhammed) Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 68/4)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَإِنَّ اللهَ إِذَا أَحَبَّ قَوْمًا اِبْتَلَاهُمْ فَمَنْ رَضِيَ فَلَهُ الرِّضَا وَمَنْ سَخِطَ فَلَهُ السَّخَطُ. (ت “Allâhü Teâlâ sevdiği bir topluluğu bela ve musibetle imtihan eder. (Sabredip) râzı olanlardan Allâhü Teâlâ da râzı olur; râzı olmayandan Allâhü Teâlâ da râzı olmaz.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Günün Sözü
Hâlık’ın namütenahi adı var en başı Hak Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak. (Mehmet Akif Ersoy)
BEDEL=NIYABET SÛRETIYLE HAC:
• Bir kimse, kendisine farz olan bir haccı, başkasına vekâlet vererek yaptırabilir. Ancak bazı şartları vardır: Vekil gönderene hac farz olmuş olması, Bizzat haccetmekten âciz olması, Vekil gönderenin vekile “Benim için haccet” diye emretmiş olması, Adet üzere yol masrafını vermesi, Vekilin -yol masrafı haricinde- vekâlet için ücret şart koşmaması, Mal yetiyorsa vekil binit (vasıta) ile […]
BEYTÜ’L-MAKDİS: MESCİD-İ AKSÂ
Âlimler İsrâ ve Mirac âyetinde geçen Mescid-i Aksâ’nın Beytü’l-Makdis mescidi olduğunda ittifâk etmişlerdir. Bu mescidin “Aksâ” (yani, çok uzak) diye isimlendirilmesi (Mekke’deki) Mescid-i Harâm ile arasındaki mesafenin uzak olmasındandır. Zira o vaktin imkânlarıyla bir aylık mesâfe idi. Bazı âlimlere göre de o vakit ondan ötede mescid bulunmadığındandır. Beytü’l-Makdis’i Süleyman aleyhisselâm Allâhü Teâlâ’nın emriyle imar etmiş; […]
İMANIN ŞUBELERİNDEN: SABIR
Sabır, acıya katlanmak, onu geçirmek için sebat ve mukavemet etmektir ki her ferahın, her muvaffakıyetin anahtarıdır. Darlığın, sıkıntının geçmesi için Allâh’ın yardımını kazandıracak sebeplerin birincisidir. Günahlara sabır, nefsin günah olan arzularına, isteklerine mukavemet etmektir. Musîbetlere sabır, başa gelen belâ ve kederlere tahammül etmektir. Sabırsız kimseler her zaman darlık içindedir. Genişlik zamanında eldeki nimetin de kadrini […]
AHNEF (Dahhak) BİN KAYS ( radıyallahü anh )
Tabiînin büyüklerinden olup, hilmi (yumuşaklığı) darb-ı mesel haline gelmiş, güvenilir bir hadîs âlimi. İsmi Dahhak olup, Sahra da denmiştir. Künyesi; Ebû Bahr, lakabı Ahneftir. Ayağı eğik veya ayaklarının arkası üzerine basarak yürümesinden dolayı Ahnef denilmiştir. Bu lakab ile de şöhret bulmuştur. Babası Kays, Ebû Mâlik künyesi ile tanınırdı. Cahiliyye devrinde Hâzin kabilesi tarafından öldürüldü. Annesi […]
Mukaddesata Hürmet
Ecdadımız mukaddesata çok dikkat etmişler, hürmetsizlikten itina ile kaçınmışlardır. 8 Şubat 1307 (1891) tarihli Osmanlı arşiv vesikası buna bir misaldir: Halka satılan sabun kalıplarının üzerlerine Feyzullah, Hüdâverdi, Mustafa, Mehmet, Rahim ve Abdullah gibi isimler yazılmaktadır. Bu isimlerin mukaddes isimler olduklarından bunların hamam ve abdesthâne ve helâda ve ayaklar altında kalıp tahkîr olunması adâba ve dinimize […]
ELİNİ DEĞİL, AYAĞINI UZATMIŞ
İbrahim Paşa, Şam’da bulunduğu bir gün, Emeviyye Câmii’ne girdi. O sırada içerde Şam’ın büyük âlimi Şeyh Saîd el-Halebî (rh.), cemaate ders anlatıyordu. İbrahim Paşa gelip Şeyh Saîd’in yanına oturdu. Ayaklarını uzatmış olan Şeyh, Paşa gelmesine rağmen hiç aldırış etmedi. Bu vaziyet İbrahim Paşa’yı çok kızdırdı ve hemen câmiden ayrıldı. Paşa köşküne geldiğinde, dalkavuklar etrafını çevirerek […]
Beyt
Sabırdır ukde-güşâ-yi her kâr Erişir sabr ile subha şeb-i târ. (Nâbî) Dâimâ müşkilleri çözen sabırdır. Karanlık gecelerde sabaha erdiren sabırdır.
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صَلَاةٌ فِي مَسْجِدِي هٰذَا أَفْضَلُ مِنْ أَلْفِ صَلَاةٍ فِيمَا سِوَاهُ إِلَّا الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ. (ق) “Benim şu mescidim (Mescid-i Nebevî) de kılınan bir namaz, -Mescid-i Haram hariç- diğer mescidlerde kılınan bin namazdan daha fazîletlidir.” (Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)
Günün Sözü
Yüzüne medh edeni sanma dost bir ben isem Yolunda medhini gör gaibane kim söyler (Bağdatlı Ruhi)
ZİLZÂL SÛRESİ
Zelzele sûresi de denilen bu sûre Medîne’de nâzil olmuştur. 8 âyettir. Meâli şerîfi şöyledir: “Yer o (kıyâmet) sarsıntısıyla sarsıldığı ve yer ağırlıklarını çıkardığı ve insan “Ne oluyor buna?” dediği vakit. O gün bütün haberlerini anlatır. Çünkü Rabb’in ona vahy eylemiştir. O gün insanlar, müteferrik surette (kimi yüzü ak, kimi yüzü kara, kimi selâmette, kimi korkular […]
RESÛL-İ EKREM’İN PEK YÜKSEK AKIL VE ZEKÂSI
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) mübarek akıl ve zekâsı her türlü tasavvurların üstündedir. Onun pek yüksek aklı, zekâsı yanında en büyük dâhîlerin, akılları, dehâları pek sönük kalır, onun muazzam hayâtı buna pek güzel şahittir. Arabistan’ın peygamberimizden evvelki haliyle sonraki hâlini düşünmek yeter. Rabbimizin o büyük, o son peygamberi kadar insanları, ruhî hallerini anlamış, âlemin siyâsetini güzelce idare […]
MELEKLERİN TESBÎHİ
Arş-ı A‘lâ’yı taşıyan melekler, Hz. Âdem’in yaratılmasına kadar uzun müddet “Sübhanellâh” diye tesbîh ederek taşıdılar. Hz. Âdem aleyhisselamın ruhu dimağına, beynine ulaşınca, aksırdı. Allâhü Teâlâ’nın ilhâmıyla Âdem aleyhisselam “Elhamdülillah” dedi. Allâhü Teâlâ “Yerhamuke Rabbüke (Rabb’in sana rahmet edecektir.). Seni bunun için yarattım ey Âdem!” buyurdu. Hz. Âdem’in tesbihini duyan melekler “Bu kelime güzel” dediler ve […]
EN TEMİZ KAZANÇ
Resûlullâh Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “En temiz kazanç şu vasıftaki tüccârların kazancıdır. O tüccârlar ki: • Konuştukları zaman yalan söylemezler, • Emânet verilince hıyânet etmezler, • Vaad ettikleri zaman dönmezler, • Satın alırken (malı) kötülemezler, • Satarken ısrar etmezler, • Borçlarını geciktirmezler, • Alacaklılarına da zorluk çıkarmazlar.”
ADÎ BİN HÂTEM-İ TÂÎ ( radıyallahü anh )
Eshâb-ı kiramdan. Ebû Tarîf ismiyle tanınmıştır. Hazreti Ali’nin sancaktarı olup, cesâreti ve cömertliği ile şöhret bulmuştur. Meşhûr şâir Hâtem’in oğludur. Nesebi: Adî bin Hâtem bin Abdullah bin Sa’d bin Hazrec bin İmr-ül-Kays bin Âdî’dir. Hicrî 9 (m. 630) senesinde müslüman oldu. Önce hıristiyandı. Hazreti Ebû Bekir zamanında, kavminin mürted olmasına mâni oldu. Irak seferinde bulundu. […]
Delik Kova
Bir zamanlar efendisinin evine her gün nehirden su taşıyan bir köle vardı. Köle boynunda taşıdığı bir sopanın iki ucuna birer kova asar, bu kovaları nehirden aldığı su ile doldurur ve eve getirirdi. Ancak kovalardan birisi birkaç yerinden delinmiş eski bir kovaydı. Dolayısıyla, nehirde ağzına kadar doldurulan suyun ancak yarısını tutabilirdi eve kadar. Diğeri ise yep […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.” (Âl-i İmrân, 3/139)