Fatih Sultan Mehmed, fetihten sonra devlet merkezi yaptığı İstanbul’u çağırdığı âlimler ile de büyük bir ilim merkezi haline getirmiştir.
Fatih Hazretleri ilim tahsil edenlere umduklarından fazla ihsanlarda bulunurdu. Bazı geceler uykusunu terkedip tebdil-i kıyafetle bizzat medreseleri dolaşıp talebeleri teşvik ederdi.
Sarayın Enderun’unda yetişenleri ve maiyetini teşvik için Bâbüssaade’ye “Vele-ni’me dâru’l-ulûm” levhasını astırmıştır ki, “İlimlerin öğrenildiği ev ne güzel evdir.” demektir. Davet ettiği Ali Kuşcu’ya, Tebriz’den Anadolu’ya gelirken konakladığı her yer için bin akçe ihsan etmiştir.
Fatih Hazretleri, âlimlerin önde gelenlerini dairesine toplayarak ilim ve irfan meclisleri tertip ederdi. Vezirlerden en alt kademedeki memurlara kadar her vazifelinin tahsiline çok ehemmiyet verirdi. Her nevi ilim tahsilinde ehliyet ve liyakatini isbat edenlere tuğrasıyla süslü bir şehadetname verirdi. Onca meşguliyeti arasında, bazı alimlere bizzat kendi eliyle teşvik edici mektuplar yazar, onları saraya davet ederdi. Böylece din ve devlete hakikaten pek büyük hizmetler etmiştir.