Hilm; öfke ve hiddetin zıddı olup, şiddete karşı sabır ve tahammül etmek, öfkelenmemek, nefsi heyecandan korumaktır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), bir Yahûdi’den bir şey satın almış ve belli bir vâde ile otuz dinâr borçlanmıştı. Yahûdi, vâdeye bir gün kala gelip “Yâ Muhammed, hakkımı öde! Zâten siz Abdülmuttalipoğullarının âdeti, borçlarını uzatıp durmaktır!” dedi.
Hz. Ömer (r.a.) öfkelendi ve “Ey Yahûdî! Vallâhi, Resûlullâh (s.a.v.)’ın evinde olmasaydın, gözünü patlatırdım!” deyince: Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) “Yâ Ebâ Hafs! Allâh seni mağfiret etsin! Biz senden, bundan başka türlüsünü görmek ihtiyâcında idik. Sen, bana onun üzerimde bulunan hakkını güzellikle ödememi söyleyecek, ona da hakkını tahsilde yardımcı olmakla berâber, alacağını isterken daha nâzik davranmasını tavsiye edecektin.” buyurdu.
Yahûdi, Resûlullâh (s.a.v.)’a karşı olan kaba ve katı hareketinin, Resûlullâh’ın hilmini artırmaktan başka bir şey yapmadığını belirterek şöyle anlatıyor: Resûlullah bana “Senin hakkının ödeme günü, ancak, yarın sabah girecektir!” buyurduktan sonra, Hz. Ömer (r.a.)’e “Yâ Ebâ Hafs! Onu, yarın günün başlangıcında istediği hurma bahçesine götür. Eğer beğenirse, kendisine, şu kadar sâ’ hurma ver. Biraz da hakkından fazla ver. Verirken ‘Sana, şu kadar da fazla veriyorum!’ de! Bu bahçedekine râzı olmazsa, kendisine filanca bahçeden şu kadar ver!” buyurdu.
Hz. Ömer (r.a.), beni, hurmasını beğendiğim bahçeye götürdü. Oradan, Resûlullâh (s.a.v.)’in dediği kadar hurma verdi. Emrettiği fazlayı da verdi. Yahûdî, hurmayı teslim aldığı zaman “Ben, şehâdet ederim ki, Allâh’dan başka ilâh yoktur! Muhammed Aleyhisselâm da, Allâh’ın Resûlüdür! Ey Ömer! Gördüğün şeyi yapmaya beni sevk eden (şudur:), Resûlullâh Efendimiz’in (s.a.v.) Tevrat’ta yazılı -hilm sıfatı hâriç- bütün sıfatlarını kendisinde görmüştüm. Bugün kendisinin hilmini denedim, onu da Tevrat’ta yazılı olduğu şekilde buldum. Seni şâhid tutarım ki, şu hurma ile malımın yarısı, müslümanların fakirlerine bağışlanmıştır!” dedi ve yüz yaşlarındaki bir ihtiyar hâriç, bütün ev halkı ile birlikte Müslüman oldu.