Emevî Halîfesi Ömer bin Abdülaziz (rh.) vefât eden bir ahbabının ailesini taziye için ziyarete gitti. Feryad ve figân ederek ağladıklarını görünce onlara şöyle dedi:
“Sizin rızkınızı veren bu vefât eden zât değildir. Asıl rızkınızı veren Allâhü Teâlâ’dır ve o hayy (diri ve diriltici)dır ve asla ölmez.
Bu zât sizin yerinize ölüp de kabirlerinizi örtmedi, herkes kabrini kendisi doldurur. Vallâhi, her biriniz kendinize takdir olunan kabre gireceksiniz.
Muhakkak Allâhü Teâlâ dünyâyı yarattığında ona harap olması hükmünü vermiştir. Üzerinde yaşayanların da faniliğine hükmetmiştir.
Bir yurt tecrübe ve imtihanla doluysa, orada ibret de vardır. Burada toplananlar bir bir ayrılırlar. Nihâyet sonunda arzın ve arz üzerindekilerin tek varisi Allah olacaktır.
Ağlayan, kendine ağlasın. Zira bu zâtın başına gelen sizin başınıza da gelecek ve onun vardığı yere hepiniz varacaksınız.”
BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN ECELİ
Hz. Ebû Bekir’e (r.a.) kanatları gayet büyük (yani güçlü kuvvetli ve avlanması pek güç olan) bir karga getirildi. Buyurdu ki;
“Ben Resûlullah’dan işittim, şöyle buyurdular: Avlanan hiçbir av, kesilen hiçbir ağaç, sökülen hiçbir kök yoktur ki ancak tesbîhinin noksan olmasından dolayı böyle olur.”
Diğer hadîs-i şerîflerinde şöyle buyuruldu:
• “Tutulan bir kuş yahut balık ancak tesbîhini noksan yaptığından yakalanmıştır.”
• “Hayvanların tamamının ve arzda biten her nebatın ecelleri tesbîhlerindedir. Tesbîhleri tamam olduğunda da Allâh onların ruhunu kabzeder.”
ÖMER BİN ABDÜLAZİZ’İN TAZİYESİ
Nisan 16, 2012