Haram kazançtan sakınmalıdır. Bir kimse kazandığı haramdan yemek istediği zaman şeytan, ‘Ye, sen bunu kazanırken ben senin yanındaydım, şimdi de seninle beraberim, senden ayrılmam. Ben senin ortağınım.’ der. Şeytan, haram kazanan her kişinin ortağıdır. Nitekim, Allâhü Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“…Ve mallarına, evlâdlarına ortak ol ve onlara va’dler yap. Fakat şeytan onlara bir aldanıştan başka ne va’d eder?” (İsrâ sûresi, âyet 64)
Şeytanın ortak olduğu mal, haram yoldan kazanılandır. Şeytanın ortak olduğu çocuk, zinadan doğanlardır. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Haramdan kazanan, sadaka verse sevap olmaz, (Çoluk çocuğuna) harcasa bereket olmaz, (Ölürken) arkasında bıraktığı ancak cehenneme götüren azığı olur.”
Enes bin Mâlik anlatıyor (r.a.) Resûlullâh Efendimiz’e (s.a.v.): “Yâ Resûlallâh! Ben dualarımın kabulünü isterim. Bana bunun yolunu gösterir misiniz?” diye rica etti.
Resûl-i Ekrem Efendimiz: “Ey Enes! Helâl kazan, duan kabul olur. Zira kişi, ağzına haram bir lokma götürse, kırk gün duası kabul olunmaz.” buyurdu.
Hülâsa, haramdan ancak vücûdunu cehennemden esirgeyenler kaçınır.
Haramdan ve haram yiyenlerden uzak durmak, onlarla oturup kalkmamak, kazancı haramdan olan kimsenin yemeğini yememek lazımdır. Kimseyi harama sevk etmemeli, yoksa kişi haramda onun ortağı olur.
Dinin esâsı, temeli, ibâdetin kıvamı ve âhiret işlerinin kemali verâ(şüpheli şeylerden de uzaklaşmak)dır.
B İ L M E C E L E R :
Dolu gider boş gelir, ağzımıza hoş gelir? (Kaşık)
Yola gider izi yok, canı var kanı yok, başı var saçı yok?