Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ölümden sonrasına dâir haber verdiklerine îmân etmedikçe kulun îmânı makbul olmaz. Ölümden sonra kabirde ilk şey Münker ve Nekîr’in sual sormasıdır. Münker ve Nekir ölüye:
“Rabbin kim, peygamberin kim, dinin ne?” diye sorarlar. Mü’min:
“Rabbim Allah, dinim İslam, Peygamberim Muhammed Mustafa (s.a.v.)” diye cevap verir.
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ölümden sonrasına dair haber verdiklerinden kabir azabına inanmayanlarında imanı makbul olmaz. Kabirde kâfirlere ve mü’minlerin âsîlerine azap vardır. Öldükten sonra dirilmek haktır. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ölümden sonra dirilmek hakkında haber verdiklerine inanmayanın îmânı makbul olmaz.
Mizan haktır. Mizan tam adaletle, zerreye varıncaya kadar amelleri tartar.
Sırat haktır. Sırat Cehennem üzerinde bir köprüdür. Sıratta kâfirlerin ayakları kayar cehenneme düşerler, mü’minlerin ayakları sâbit kalır, cennete sevk edilirler.
Havz haktır. Mü’minler cennete girmeden önce Peygamber Efendimizin (s.a.v.) havzından içerler.
İnsanlar hesaba çekilir. Mukarrebûn (râzı olduğu şeylerle Allâhü Teâlâ’ya yaklaşmış olanlar) cennete hesapsız girer. Günahkâr mü’minler cehennemde ebedî kalmaz, kalbinde zerre kadar iman olan Allâh’ın fazlı ile çıkarlar.
Şefaat haktır. Peygamberler ve şehitler şefaat ederler.