ALLÂH’TAN ÜMİD KESİLMEZ
Hz. Adem (a.s.) “Ya Rabbi! Sen İblis’i bana musallat ettin. Ondan ancak senin yardımın ve rahmetinle korunabilirim.” dedi. Allâhü Teâlâ “Senin dünyaya gelen evlatlarının her birine, onu şeytan aleyhillânenin hîlesinden ve kötü arkadaştan muhafaza edecek bir melek vazifelendirdim,” buyurdu. Hz. Adem (a.s.):
“Ya Rabbi! Daha arttır,” dedi.
Allâhü Teâlâ “Yaptığı iyiliğe karşılık on misli ve hatta daha fazla sevap vereceğim. Yaptığı kötülüklerin karşılığı olarak da bir günah yazacağım ve onu affedeceğim.” buyurdu. Hz. Adem (a.s.):
“Ya Rabbi! Daha da arttır.” dedi.
Allâhü Teâlâ “Ruhu bedeninde olduğu müddetçe tevbesini kabul edeceğim.” buyurdu. Hz. Adem (a.s.):
“Ya Rabbi! Daha da arttır.” dedi.
Bunun üzerine Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “De ki: Ey nefisleri aleyhine haddi aşmış (günahta ileri giderek nefislerine cinayet yapmış) kullarım! Allâh’ın rahmetinden ümidi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları mağfiret buyurur. Şüphesiz ki o öyle Gafûr, öyle Rahîm o.” (Zümer Sûresi, âyet 53)
KAPTANPAŞA’NIN VEFÂSI
17. asır ortasında (Hırvatistan’ın güneyinde) Dalmaçya’da Boşnak Yusuf, fakîr ve yakışıklı bir çocuk iken, bir kapıcıbaşı tarafından İstanbul’a götürüldü ve Osmanlı Sarayı’na yerleştirildi. Yusuf, bir süre sonra silahdarlığa yükseldi, Sultan İbrahim’in kızı ile evlendi. Sonra da 1645 yılında Kaptan-ı Deryâ (Amiral) oldu. Aynı yıl Venediklilere açılan seferin ilk serdârı olarak tayin edildi. Girit’in Hanya Kalesi’ni fethetti.
Kaptân-ı Deryâ Yûsuf Paşa’nın çocukluğunda ayakkabısı yoktu. Çıplak ayaklarına bir kış günü bir kadın, yıpranmış kundura giydirdi. Daha sonra Kaptan-ı Deryâ olan Yusuf çocukluğunda ayakkabı giydiren hayırsever kadını unutmadı. Ona meşin bir hurç yolladı. Bu hurçda kıymetli hediyeler arasında içleri altınla doldurulmuş olarak kadının Yusuf’a çocukluğunda verdiği o kunduralar da bulunuyordu. (Ö.F.7) 17 08 2006