EBÛ BEKİR (R.A.)’IN CÖMERTLİĞİ
Hz. Ömer (r.a.) anlattı:
“Resûlullah (s.a.v.) bir gün bize sadaka vermemizi emretti. Bu emir de malımın çok olduğu bir güne denk gelmişti. Ben de ‘Eğer Ebû Bekr’i (sadaka vermekte) bir gün geçeceksem o gün bu gündür.’ dedim ve malımın yarısını alıp getirdim. Resûlullah (s.a.v.) “Yâ Ömer! Âilene ve çocuklarına ne bıraktın?” diye sordular. Ben de getirdiğim kadarını da aileme bıraktım,’ dedim.
Ebû Bekir (r.a.) da ne kadar malı varsa hepsini getirdi. Resûlullah (s.a.v.) ona “Âilene ve çocuklarına ne bıraktın? diye sordular. Ebû Bekir (r.a.) da ‘Onlara Allah ve Resûlünü bıraktım,’ buyurdu. Bunun üzerine ben, Ebû Bekir’e (r.a.) ‘Seninle hiçbir hususta asla bundan sonra yarışamam,’ dedim.”
TEVEKKÜL NASIL OLUR
Hazret-i Ömer (r.a.) birgün dünyâ nimetlerinden yüz çevirmiş görünüp boş gezen birtakım kimseleri görüp “Siz kimlersiniz?” diye sorunca:
“Biz Allâh’a tevekkül edenleriz.” dediler. Hz. Ömer (r.a.) buyurdu ki: “Öyle değil, siz beleş yiyecek arayan tembellersiniz. Size, mütevekkil, Allâh’a tevekkül eden kime denir, öğreteyim mi?
Mütevekkil, tohumu toprağa atmakla berâber Rabbine ilticâ eden, sığınan adamdır.’ buyurmuştur.
HANGİ NİMET EN BÜYÜK
Tâbiînden ve hadis âlimlerinden Meymûn bin Mihran (rh.) anlatıyor:
Ömer bin Abdülaziz (r.a.) ile bir kabristana doğru gittik. Kabirleri görünce ağladı. Sonra bana dönüp;
“Ey Meymûn, bunlar atalarımın kabirleridir. Sanki onlar lezzetlerinde ve yaşayışlarında insanlara hiç karışmamış gibiler. Baksana, nasıl toprak altında kaldılar, mezarları eskidi, bedenlerini de kurt ve böcekler yedi, bitirdi.” dedi. Sonra ağlayarak şöyle dedi:
“Vallâhi, şu kabirlere girip de Allâh’ın azabından emin olan kimseden daha büyük nîmete kavuşmuş bir kimse düşünemiyorum.”
AYDA VE JUPİTERDE YER ÇEKİMİ
Ay’daki yer çekim kuvveti, dünyadaki yerçekimin altıda biri kadar iken Jüpiter’in çekim kuvveti ise dünyadakinin 2.64 katıdır.
Dünya’da 6 kilogram ağırlığındaki bir taş, ayda 1 kg. Jüpiter’de ise yaklaşık 16 kg ağırlığındadır.