Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim insanların gücenmelerine rağmen Allâhü Teâlâ’nın rızasına sarılırsa Allâhü Teâlâ, ondan razı olur ve insanları da o kimseden razı kılar.” (Kuzâî, Müsnedü’ş-Şihâb)
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنِ الْتَمَسَ رِضَا اللهِ بِسَخَطِ النَّاسِ رَضِىَ اللهُ عَنْهُ وَأَرْضَى عَنْهُ النَّاسَ.
Bu mübarek Hadis-i Şerif, bir müminin hayattaki öncelik sıralamasını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bazen Allah’ın emrine uymak, çevremizdeki insanların beklentileriyle veya arzularıyla çatışabilir. İşte böyle anlarda, mümin tereddütsüz bir şekilde “Allah’ın Rızası”nı seçmelidir.
Hadis-i Şerif’in en büyük müjdesi şudur: Bir kul, Allah’ı razı etmek için insanların gücenmesini göze alırsa, Allah o kuldan razı olmakla kalmaz, aynı zamanda o insanların kalbini de o kula karşı yumuşatır ve onları da o kimseden razı eder. Bu, hem dünyayı hem de ahireti kazanmanın anahtarıdır. Allah’ı razı eden, hiçbir şey kaybetmez.
