De ki: eğer siz Allahı seviyorsanız hemen bana uyun ki Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı mağfiretle örtsün, Allah gafurdur, rahimdır. (Ali İmran suresi, 31)
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُون۪ي يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌBu mübarek ayet-i kerime, “Sevgi Ayeti” (Âyet-i Muhabbet) olarak bilinir ve Allah’a olan sevgi iddiamızın ispatının nasıl olacağını açıklar. Sevgi, sadece dilde kalan bir söz değil, amele yansıyan bir “ittibâ”dır (uymadır).
Allahü Teâlâ, Kendisini sevdiğini iddia edenlere tek bir şart koşuyor: O’nun Resûlü’ne (s.a.v.) uymak, yani Sünnet-i Seniyye’sine sarılmak.
Bu uymanın mükafatı ise çok büyüktür: Sadece Allah’ın bizi sevmesi değil, aynı zamanda günahlarımızı bağışlaması. Bugünkü Hadis-i Şerif (Sünnete uygun az amel) ve Günün İncisi (Sünnetin önemi) metinleri, bu ayetin en güzel açıklamasıdır. Allah’ın sevgisine ve mağfiretine giden yol, Sünnet-i Seniyye’den geçer.
