EVLADIN ANNE-BABA ÜZERİNDEKİ
HAKLARINDAN BİRİ: GÜZEL İSİM
Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) hayatın her
aşamasında İslami değerlerin gözetilmesine önem
verirdi. Zira o, bizlere kulluk şuurunu, nezaket ve
zerafeti öğretmek üzere gönderilen bir
Peygamberdi. Onun, hayatın her anını anlamlı
kılmaya yönelik bu hassasiyeti, bir bebeğe isim
koymada dahi kendini gösterirdi. Öyle ki iki
güzide torununa güzel, zarif ve iyi anlamlarına
gelen Hasan ve Hüseyin isimlerini vermişti. Bunu
yaparken onları önce şefkatle kucaklayıp bağrına
basmıştı. Ardından da sağ kulaklarına ezan, sol
kulaklarına kâmet okumuştu. Hayırlı ve bereketli
bir ömür geçirmeleri için minik yavrulara dua
etmişti.
Kardeşlerim!
Peygamberimiz (s.a.s) okuduğu bu ezan ve
kâmetle aslında bebeğin kulağına yaratılış
gayesini fısıldıyordu. Ona imanı ve İslam’ı, hâsılı
tevhidi telkin ediyordu. Ömrü boyunca sadece
Allah’a kul olması gerektiğini öğretiyordu. Allah
Resulü (s.a.s) verdiği güzel ve anlamlı isimle de
çocuğa bir istikamet çiziyordu. Hayatı boyunca
hayrın ve iyiliğin hizmetkârı olmasını
öğütlüyordu.
Aziz Müminler!
Kur’an’ın ifadesiyle çocuklarımız,
gözlerimizin nurudur. Kalplerimizin sürûrudur.
Yüce Rabbimizin bizlere birer lütfu ve
emanetidir. Kız ya da erkek fark etmez, dünyaya
gelen her bebek özeldir, değerlidir. Allah onu
yeryüzünün en şerefli varlığı, halifesi olarak
yaratmış ve biz yetişkinlere emanet etmiştir. Salih
bir kul, iyi bir insan olması için emek
vereceğimiz bu yavru, kendine yakışır bir
karşılamayı hak eder. Bu karşılamanın ilk
adımlarından biri ona güzel bir isim vermektir.
Kardeşlerim!
Çocuk, anne kucağında dünya nimetlerini
tatmaya başladığı gibi, adıyla da ebedi âleme
kadar uzanacak bir kimliğe kavuşur. Peygamber
Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur. “Siz
kıyamet gününde kendi isimleriniz ve
babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız.
Öyleyse çocuklarınıza güzel isimler koyunuz.”
Bu hadis-i şerif bizlere öğretmektedir ki,
insan telaffuzu da anlamı da güzel olan isimlere
layıktır. İnsanın bedeni, izzet ve onuru saygın
olduğu gibi onun kimliğini ifade eden ismi de
saygındır, hürmeti hak eder. İnsana ömrü
boyunca hoşlanmayacağı bir isim vermek şöyle
dursun onu kötü lakapla bir defa dahi olsun
çağırmak dinimizce yasaklanmıştır. Yüce
Rabbimiz “Birbirinizi kötü lakaplarla
çağırmayın” buyurarak bizleri bu konuda
uyarmıştır.
Muhterem Müslümanlar!
İsim bir inancın, bir medeniyetin, bir
kültürün yansımasıdır. Kaynağını din-i mübin-i
İslam’dan alan medeniyetimizin isme verdiği
önem hepimizin malumudur. Geçmişten
günümüze milletimiz, evlatlarına başta
Peygamberimiz olmak üzere tarihimizde iz
bırakan nice büyüklerimizin ismini vermeyi onur
vesilesi saymıştır.
Geleneğimizde isim her şeyden önce kişiye
insan olarak değerini, varlığının anlamını ve
medeniyetini hatırlatan bir unsurdur. İsimde asıl
olan sadece kulağa hoş gelmesi değildir. Bununla
birlikte sahibini ahlaki olgunluğa, yüce bir
karaktere ulaştıran bir mana taşımasıdır. Bu
doğrultuda Peygamber Efendimiz, İslam
inancıyla bağdaşmayan, insan şerefine
yakışmayan, şiddet ve nefret içeren isimleri
değiştirmiştir.
Kardeşlerim!
Çocuklarımıza Müslüman olduklarını her
daim hatırlatacak, dini ve milli değerlerimize
uygun, anlamlı isimler verelim. Onların beslenme
ve eğitimlerinden sorumlu olduğumuz gibi güzel
isimlere sahip olmalarından da sorumlu
olduğumuzu aklımızdan çıkarmayalım.
İnancımıza ve kültürümüze uymayan isimlerin
yavrularımızın değer dünyalarını tahrip edeceğini
unutmayalım. Evlatlarımıza verdiğimiz isimler,
onlara ahlak, edep, şuur ve ideal aşılasın, bir
pusula gibi ömürleri boyunca iyiliğe, güzelliğe,
hayra davet etsin.
1 Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr, 45; Edeb, 109; Edebü’l-müfred, 286.
2 Ebû Dâvûd, Edeb, 61.
3 Hucurât 49/11.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
