ÎMÂNIN ŞARTLARI
(Âmentü billâhi) Ben Allâhü Teâlâ’nın ulûhiyetine yani varlığı kendinden olduğuna ve bütün her şeyi yarattığına, ibâdete ancak onun layık olduğuna, zâtı ile kâim olan sıfatlarının sonradan olmadığına ve hiçbir suretle şerîki (ortağı) ve nazîri (benzeri) olmadığına ve yarattıklarından bir şeye aslâ benzemediğine inandım.
(ve melâiketihî) Ben Allâhü Teâlâ’nın meleklerinin şerefli kulları olduklarına inandım ve onunla peygamberleri arasında vahye sadık ve emîn vâsıta olduklarına inandım. Melekler latîf nûrânî varlıklardır. Türlü sûretlerde görünürler ve onlarda erkeklik ve dişilik yoktur. Adedlerini ancak Allâhü Teâlâ bilir.
(ve kütübihî) Allâhü Teâlâ’nın kitâblarını Cebrâîl (a.s.) ile peygamberlerine Hak dîni beyân için gönderdiğine inandım. Kurân-ı Kerîm diğer kitâblardan sonra peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma nâzil olduğundan diğerlerinin hükmü tamam olmuştur, ondan başkasını okumak ve hükmüyle amel etmek câiz değildir.
(ve rusulihî) Allâhü Teâlâ’nın insânlardan nice kâmil zâtları sırf ilâhî lütfu olarak peygamberlik şerefi ile müşerref kılıp onların elinde mucizeler yarattığına ve her birinin zamânlarında ümmetlerini Allâh’ın emrettiği dîne davet ettiklerine inandım.
Peygamber Efendimiz insân ve cinnin tamamına gönderilmişdir ve dîni kıyâmete kadar bâkîdir ve Kur’ân-ı Azîm en büyük mucizesidir.
(ve’l-yevmi’l-âhiri) Âhiretin olduğuna inandım. Âhiret günü bütün ölülerin diriltilip kabirlerinden kalkması ve hepsinin mahşer meydanına toplanması, amel defterlerinin ellerine verilmesi ve muhâsebe olunmaları, kötülük ve iyiliklerin tartılması, sırât köprüsünden geçilmesi, cennet ehlinin cennete ve cehennem ehlinin cehenneme girmesine, ebedî mükâfât ve ebedî azâbın olduğuna inandım.
(ve bi’l-kaderi; hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ) Bütün hayr ve şerrin hepsinin Allâhü Teâlâ’nın dilemesi ve takdîriyle olduğuna inandım.