(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِخْتِلَافُ اُمَّتِى رَحْمَةٌ. (الجامع الصغير Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ümmetimin (müctehidlerinin dînî hükümlerde) ihtilâfı rahmettir.” (Hadîs-i Şerîf, Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Archive for Haziran, 2015
MEZHEBLERİN TARİHÇESİ
Resûlullâh Efendimize (s.a.v.) vahiy gelir, Ashâb-ı Kirâm da bizzat Resûlullâh’tan âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler dinleyerek ilim öğrenirlerdi. Dâimâ Resûlullah’ın (s.a.v.) mübârek meclis ve huzurunda ilim nuru ile nurlanır, kalbleri saf, itikadları doğru, amelleri hâlis ve şüpheleri çözülmüş olurdu. Resûlullâh’ın (s.a.v.) vefâtından sonra Ashâb-ı Kirâm (aleyhimürrıdvân) İslâmiyet’in yayılması işini mühim görüp ona çalıştılar. Bu yüzden […]
ORUÇ KALKANDIR
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: • “Hadîs-i Kudsî’de Allâhü Teâlâ şöyle buyurur: ‘Ademoğlunun işlediği her hayır ve ibâdet kendisi içindir, yalnız oruç hariç. Çünkü o, sırf benim içindir ve onun mükâfâtını da ancak ben veririm.” (Muttefekun aleyh) • Oruç (dünyada günahlara, âhirette de cehenneme karşı) bir kalkandır. Sizden biri oruçlu olduğu günde fena söz söylemesin, […]
ÂYETÜL- KÜRSÎNİN FAZÎLETİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: • “Kim evini hayırla doldurmak istiyorsa Ayetü’l-Kürsî’yi çok okusun. Kim abdest aldıktan sonra onu okursa Allâhü Teâlâ onu kırk derece yükseltir ve her harfinden bir melek yaratır. Bu melekler, okuyan kişinin bağışlanması için kıyâmete kadar dua ederler.” • “Kim uyuyacağı zaman Ayetü’l-Kürsî’yi okursa Allâhü Teâlâ ona sabaha kadar rahmet kapılarını açar […]
HÂCE ABDÜLHÂLIK EL-GUCDÜVÂNÎ (K.S.)
Silsile-i Sâdât’ın dokuzuncu halkası olan Hâce Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri Buhârâ’ya 50 km. mesafede bulunan Gucdüvan kasabasında doğdu. Babası İmam Abdülcemîl, İmâm-ı Mâlik Hazretlerinin torunlarındandır. Zamanının ileri gelenlerinden olup zâhirî ve bâtınî ilimlerde âlim idi. İmam Abdülcemîl Hazretleri Rum ve Şam beldelerinde meydana gelen hâdiselerden dolayı, ikâmet ettiği Malatya’dan uzak yakın bütün akrabasıyla beraber, Buhârâ’ya geldi […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: …وَهُوَ شَهْرُ الصَّبْرِ، وَالصَّبْرُ ثَوَابُهُ الْجَنَّةُ، وَشَهْرُ الْمُوَاسَاةِ وَشَهْرٌ يُزَادُ فِي رِزْقِ الْمُؤْمِنِ. (كنز “Ramazân-ı Şerîf, sabır ayıdır. Sabrın sevâbı cennettir. Paylaşma ayıdır. Ramazan ayında mü’minlerin rızkı artar.” (Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl
ÇOCUKLAR VE NAMAZ
Namaz, akıllı ve bâliğ (ergen) olan her Müslüman için bir farz-ı ayındır. Mümeyyiz (hayrı-şerri ayırabilen) yedi yaşını bitirmiş Müslüman çocukları namaza teşvik etmek ise velileri üzerine bir vazifedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Çocuklarınıza yedi yaşını bitirince namaz kılmalarını emrediniz…” buyurmuşlardır. Namaz Müslümanlıkta en büyük, en lüzumlu bir ibadettir. Namazın İslâm dininde ne kadar mühim ne kadar […]
RAMAZANDA KUR’ÂN’I HATMETMEK SÜNNETTİR
Allâhü Teâlâ tarafından Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) bir mucize olarak indirilen Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar okumaya hatim denir. Kur’ân-ı Kerîm’i hatmetmek sünnettir. Cebrâil (a.s.) her yıl Ramazan ayında, her gece gelir, Ramazan ayının sonuna kadar Kur’ân-ı Kerîm’i Peygamber Efendimiz’le (s.a.v.) mukabele eder; yani Cebrail (a.s.) okur, Peygamberimiz dinler; Peygamberimiz okur, Cebrail (a.s.) dinlerdi. Peygamber Efendimiz […]
İYİ HUYLARIN ESASI
Ahlâkın esâsı şu dört şeydir: Hikmet, adalet, şecaat, iffettir. Hikmet: Yaptığımız işlerimizde doğruyu yanlıştan ayırmak demektir. Adâlet, gadab ve şehveti hikmete uygun olarak sevk ve idare eden, -ne ileri ne de geri bırakan- bir kuvvettir. Şecaat gadab kuvvetinin akla uyması demektir. İffet, şehveti, akıl ve şeriat kuvvetleri ile terbiye etmek demektir. Bütün güzel huylar, bu […]
PEYGAMBERİMİZİN GÜZEL AHLÂKI
Zeyd bin Sa’ne, Yahûdi âlimlerinin büyüklerinden idi. Müslüman oluşunu şöyle anlattı: Ben, Peygamberimiz hakkında Tevrat’ta bildirilen hilmi (yumuşak huyluluğu) hariç bütün vasıfları kendisinde gördüm. Hilmine de vâkıf olabilmek için onun yakınında bulunmaya başladım. Bir gün, kendisiyle bir alışverişte bulundum. Borcunu belli bir zaman sonra ödeyecekti. Borcun vâdesine birkaç gün kala yanına geldim. Yanında Hz. Ömer […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: نَوِّرُوا مَنَازِلَكُمْ بِالصَّلَاةِ وَقِرَاءَةِ الْقُرْآنِ . (هب Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Evlerinizi (nafile) namaz kılarak ve Kur’ân-ı Kerîm okuyarak nurlandırınız.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabu’l-Îmân)
KUR’ÂN-I KERÎM’İN MUSHAF HALİNE GELMESİ
Hak Teâlâ Kur’ân-ı azîmüşşânın tamamını levh-i mahfuzdan dünyâ semâsına Kadir gecesinde indirdi. Sonra Resûl-i Ekrem Efendimize (s.a.v.) ceste ceste yirmi yahut yirmi üç senede inzâl buyurdu. Hazret-i Cebrâîl Kur’ân-ı Kerîm’i getirdiğinde âyetin yerini de öğretir ve şu âyeti şu sûrede şuraya koy der, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) de vahiy kâtiblerine böylece yazmalarını emrederdi. Kur’ân-ı Kerîm’in tamamı […]
ALLÂHÜ TEÂLÂ’YA TEVEKKÜL, ÎMANIN YARISIDIR
Tevekkül, Allâhü Teâlâ’ya güvenmek, sebeplere sarıldıktan sonra muvaffakiyeti Allâhü Teâlâdan beklemektir. İnsanların, güçlerinin yetişemediği şeyleri Allâhü Teâlâ’ya bırakıp ümitsizlik ve kederden kurtulmalarıdır. Tevekkülden mahrum olmak büyük bir eksikliktir. Hadîs-i şerîfte “Allâhü Teâlâ’ya tevekkül, îmanın yarısıdır.” buyrulmuştur. Bir mü’min bilir ki herhangi bir hâdisenin olması için sebeblerin mevcûd olması kâfî değildir. Allâhü Teâlâ’nın dilemediği bir hâdise […]
ZEKÂT VE SADAKANIN EN MAKBULÜ
Bakara Sûresinin 273. âyetinin tefsiri: “Emir ve teşvik olunduğumuz infak ve sadakalar Allah yolunda tutulmuş, din uğrunda ilme, cihada kendini vakfetmiş, yeryüzünde şuraya buraya gidemeyen yani Allah yolunda meşgûliyetlerinden dolayı nafakalarını kazanmaya gücü olmayan fakirler içindir. Hallerini bilmeyen -iffetlerini muhafaza için tahammül edip istemeye tenezzül etmediklerinden- onları zengin zanneder. Sen onları nezâhetlerinden, sîmâlarından tanırsın. İnsanlardan […]
RESÛLULLAH EFENDİMİZ’İN SON HUTBELERİ
Hâtemü’l-Enbiyâ aleyhisselam Efendimiz Vedâ Haccından sonra Hicret-i seniyyelerinin onbirinci senesi Safer ayının son günlerinde, şiddetli bir baş ağrısıyla hummaya tutuldu. Hastalığı ağırca idi. Buna rağmen Mescid-i Saâdet’e varıp minbere çıktı, bir hutbe okudu: “Ey insanlar! Her kimin sırtına vurmuş isem işte sırtım, o da kalksın bana vursun ve her kimin bende alacağı varsa işte malım, […]
SÜNNETE SARILMAK
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: • “Her kim sünnetimi (amel etmeyerek) zâyi’ ederse, o kimse üzerine şefaatim haram olur. • “Her kim (ittiba’ ve amel etmekle) sünnetimi ihya ederse, beni ihya etmiş olur. Beni ihya eden kimse, muhakkak beni sevendir. Beni seven de kıyâmet gününde Cennet’te benimle olacaktır.” Şu halde hastalıkta, sağlıkta; korku ve emniyyette; vatanda […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: رُبَّ صَائِمٍ لَيْسَ لَهُ مِنْ صِيَامِهِ إِلَّا الْجُوعُ وَرُبَّ قَائِمٍ لَيْسَ لَهُ مِنْ قِيَامِهِ إِلَّا السَّهَرُ. (هـ “Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan onlara kalan sadece açlıktır. Nice (gece ibâdet için) kalkanlar vardır ki, onların bundan hisseleri ancak uykusuzluktur.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
FÂTİHA SÛRESİ’NİN İSİMLERİ
Bir şeyin evveline “Fâtiha” âhirine ve sonuna “hâtime” denildiğinden ve Kur’ân-ı Kerîm’in başı “elhamdülillâh” sûresi olduğundan bu mübârek sûreye “Fâtiha-i Şerîfe” denilir. Fâtiha-i Şerîfenin diğer isimleri: Hamd ve Şükür Sûresi: Cenâb-ı Hakk’a hamd ve şükür ile başladığından ve Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hakk’a mahsus medihler bu sûrede olduğundan bu isim verildi. Ümmü’l-Kur’ân: Bütün Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı […]
GÜZEL AHLAK: HİLİM
Hilim; yumuşaklık, öfkesini yenerek halim selim olmaktır. Hilim, aklın kemâline, gazab kuvvetinin kırıldığına ve onun akla bağlı olduğuna delildir. Hilim, Allâhü Teâlâ’nın sevgisini kazanmaya sebep olur. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: • “Cenâb-ı Hak katındaki yüksek dereceleri araştırınız.” “Onu ne ile elde ederiz?” diye soruldu. Şöyle buyurdular: “Senden bağını, alakasını kesene sen gider, sıla-i rahim yaparsın. […]
SÜNNET DİNDE DELİLDİR.
İmran İbn-i Husayn (r.a.) şefaatten bahsediyordu. Dinleyenler içinden bir adam: “Ya Ebâ Nüceyd, sizler bize, Kur’ân-ı Kerîm’de aslını bulamadığımız şeylerden bahsediyorsunuz.” deyince İmran gadablandı ve “Kur’ân-ı Kerîm’i hiç okudun mu?” dedi. “Evet okudum” deyince, “Peki, Kur’ân-ı Kerîm’de yatsı namazının dört, akşam namazının üç, sabah namazının iki, öğlen namazı ve ikindi namazının dört rek’at olduğunu bulabiliyor […]
SULTANIN PEYGAMBER SEVGİSİ
Sultân Abdülmecîd Hân zamanında Mescid-i Nebevî ve Ravza-i Mutahhara’ya on sene süren etraflı bir tamirat yapıldı. Bu vesîle ile İstanbul’dan gayet kıymetli levhalar, avizeler, kitaplar ve eşsiz güzellikte bazı hediyeler, nefis dokumalar gönderilmiş idi. Sultân Abdülmecîd Hân’ın bu eşyâ arasından bir levhaya gözü tesâdüf etti ki levhada “Şâh-ı şâhân-ı cihân Abdülmecîd” yazılı idi ki […]
EZÂN VE KÂMETE DÂİR BAZI HÜKÜMLER
Bir namazın vakti gelmeden ezan okumak câiz değildir. Okunursa iâdesi lâzım gelir. Bunda, namaz vakitlerinin temkîne riâyet edilerek hesaplanmasının ve ezânı vakit girince okumanın ehemmiyeti ortaya çıkar. • Cuma namazından başka bir farz için birden fazla ezan ve hiçbir farz namaz için birden fazla kâmet caiz değildir. Bir câmide ezan ve kâmetle vakit namazı kılındıktan […]
İMAMLIĞIN EHEMMİYETİ
Farz namazları cemaatle kılmak sünnet-i müekkededir. İslam dininde cemaatle namaz kılmaya büyük ehemmiyet verilmiştir. Büyük sevaba ermek için namazları cemaatle kılmaya devam etmelidir. Cemaat ne kadar çok olursa fazilet de o mertebe çok olur. Cemaatle kılınan namazda kendisine uyulan zata imam denir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sahabe-i kirâma imamlık yapmıştır. Ondan sonra Hulefâ-i Râşidîn; Hz. Ebûbekir, […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قَرَأَ بِالْآيَتَيْنِ مِنْ آخِرِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ فِي لَيْلَةٍ كَفَتَاهُ. (خ “Her kim geceleyin Bakara Sûresi’nin son iki âyetini (Âmenerresûlü) okursa on(u bütün âfetlerden ve kötülüklerden korumay)a yeter.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)
ÂMENERRASÛLÜ’NÜN FAZÎLETİ
“Âmene’r-Rasûlü” Bakara Sûresi’nin 285. âyeti, îmân ve îtikad edilmesi zarûrî olan esasları; 286. âyeti de yedi duâ cümlesi bildirmektedir. Allâhü Teâlâ’nın kullarına lutfettiği kolaylıkları, kulların da Kerîm ve Rahîm olan Allâh’a nasıl dua, tazarru ve niyazda bulunacaklarını telkîn buyurmaktadır. Bu iki âyet Cebrâil (a.s.) vasıtasıyla nazil olmamış, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bunları Mirac gecesinde vâsıtasız işitmişlerdir. […]
BİR KURUŞ ZEKÂT BİN KURUŞTAN FAZİLETLİDİR
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyuruyor: “Kişinin mallarının zekâtını vermesi, dînin zarûriyyâtından, şartlarındandır. Zekâtını, isteyerek ve minnet kabul ederek vermek ve bunu verilmesi icab eden kimselere ulaştırmak lazımdır. Allâhü sübhânehû, “Benim size olan ihsan ve nimetlerimin kırk hissesinden sadece bir hissesini fakir ve miskinlere veriniz; ben de buna mukâbil sizlere bol sevap ve çok güzel mükâfatlar vereceğim.” […]
RAMAZÂN-I ŞERÎF KUR’ÂN AYIDIR
28 Haziran Cumartesi günü idrâk edeceğimiz mübârek Ramazân-ı Şerîf ayı, 11 ayın sultânıdır. Ümmet-i Muhammed’in ayıdır. Gündüzleri oruçla, geceleri terâvih namazlarıyla ihyâ edilir. Ramazân-ı şerîf Kur’ân ayıdır. Bu itibarla, Kur’ân okumasını bilen herkes, bu ayda Kur’ân hatmi yapmalıdır. Kur’ân okumasını bilmeyenler bu ayı fırsat bilip öğrenmeye gayret etmelidirler. Ramazân ayının evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu […]
SALAVÂT-I ŞERÎFENİN FAZÎLETİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: • “Bana salât getirene kıyâmet günü şefaatçi olurum.” • “Allâhü Teâlâ meleklerinden birini vazîfelendirdi. O melek kıyâmete kadar benim kabrimin üzerinde durur. Ümmetimden biri bana salât okusa, “Ey Ahmed, filân oğlu filân, sana salât getirdi” der. Allâhü Teâlâ bana bir salevât okuyana, on rahmet eder. Daha çok okursa, Allâhü Teâlâ da daha […]
HER AMELİN MÜKÂFATI KAT KAT VERİLİR
• “Kim bir Müslüman’ın dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyâmet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. • Kim borcundan dolayı zorda kalan birisine kolaylık gösterirse Allâhü Teâlâ ona hem dünyada hem de âhirette kolaylık gösterir. • Kim bir müslümanın bir ayıbını örterse Allâhü Teâlâ da onun hem dünyada hem de âhirette ayıbını örter • Kul, […]
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN ÂHİRETE İRTİHÂLLERİ
Resûl-i Ekrem Hazretleri’nin irtihâlleri ashâb-ı kirama pek büyük tesir etti. Âişe-i Sıddîka validemiz “Eyvah! O bir büyük Peygamberdi ki, dünyâya asla iltifat etmedi, ümmetinin günahlarını düşünerek bir gece olsun rahat uyumadı. Müşriklerin her türlü eziyetlerine katlandı, asla ye’se; ümitsizliğe düşmedi; yoksulları, zayıfları lütuf ve ihsanından mahrum bırakmadı!” diye hazin hazin ağlıyordu. Diğer Ashâb-ı Kiram ise […]
HAYRİYE-İ NÂBİ’DEN
Zimmetinde koma bir habbe zekât, Ver k’ola mâye-i hayr u berekât. Vermez isen berekâtı kalmaz, Nimetin sende sebatı kalmaz. (Üzerinde bir buğday danesi dahi zekât kalmasın, ver. Ver ki hayır ve bereketin mayası olsun. Vermezsen bereket kalmaz, nimet de sende devam etmez, gider.)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَفْضَلُ الصَّدَقَةِ فِى رَمَضَانَ. (فيض Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Sadakanın en fazîletli olanı Ramazan ayında verilendir.” (Hadîs-i Şerîf, Feyzu’l-Kadîr)
HAZRET-İ ALİYYÜ’L-MURTEZÂ (K.V.) BUYURDULAR
• Kişinin güzelliği hilmiyledir. Hilim, insanın yardımcısıdır. İlmin kemâli hilim iledir. (Hilim, nefsin hiddetine muhalefet edip sabır ve tahammül göstermektir.) • Bir şeyi hayra yoran, hayra nail olur. • İyi ahlaklı dostlar ganimettir, kötü ahlâklı dostlar ise şeytandır. • Samimi muhabbet, merdliğin meyvesidir. • En hayırlı arkadaş seni hayra sevk edendir. • Ülfet ve geçimin […]
KİMLERİN NAMAZI MAKBUL OLUR.?
Allâhü Teâlâ bir Hadîs-i Kudsî’de buyurdu: “Her namaz kılan gerçek mânâda namaz kılıyor değildir. Ben ancak, benim azametim için tevâzu gösteren, haramlardan nefsini koruyan, bana isyanda ısrar etmeyen, açları doyuran, fakirleri giydiren, belâya uğrayanlara merhamet eden, gariplere yardım edenlerin namazlarını kabul ederim. Zîrâ bunların hepsi benim içindir. İzzetim ve celâlime yemin ederim ki, bu kimselerin […]
GECE NAMAZININ FAZÎLETİ
Gece namazı, günâhlara keffârettir ve sâlihlerin âdetidir. Dilden ve diğer bütün bedenden fenâlığı çıkarır. Gece namazının en fazîletlisi, uyuduktan sonra kalkıp gecenin son üçte birinde kılınandır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: • “Farz namazlardan sonra en fazîletli namaz, gece namazıdır.” • “Kişi gece uyanıp hanımını da uyandırsa ve iki rek’at namaz kılsalar; Allâh’ı çok zikreden erkeklerden […]
NAMAZI DOSDOĞRU KILINIZ VE ZEKÂTI VERİNİZ
Zekât, lügatte bereket, nemâ, temizlik ve sâf olmak mânâlarına gelir. Zekât senelik mâlî bir ibâdettir ki Cenâb-ı Hakk’ın emrine itâat için, zengin Müslümanların seneden seneye mallarından kırkta birini; Allâhü Teâlâ’nın tâyîn ettiği sekiz sınıftan birine vermelerinden ibârettir. Bu sekiz sınıf Tevbe Sûresi’nin 60. âyeti kerîmesinde bildirilmiştir: “Sadaka(zekât)lar, ancak fakirlere, miskin; yoksullara, onun üzerine (zekâtın tahsiline) […]
NAMAZ DİNİN DİREĞİDİR
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri (k.s.) buyurdular: “İyi bil ki insanın itikadını tashih etmesi lazım geldiği gibi sâlih ameller işlemesi de lazımdır. Bütün ibadetleri kendisinde toplayan ve Allâhü Teâlâ’nın rahmetine en çok yaklaştıran ibadet namazı eda etmektir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Namaz dinin direğidir. Kim namazını kılarsa dinini ikâme etmiş olur. Kim de namazı terk ederse dinini […]
AYLARIN FAZİLETLERİ
Ayların en faziletlisi Ramazân-ı Şerif ayıdır. Diğer aylardan üstünlüğü içindeki Kadir gecesinde Kur’ân-ı Kerîm indirildiğindendir. Sonra Rebîu’l-evvel ayıdır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Rebîu’l-evvel ayında kâinatı şereflendirmişlerdir. Sonra haram aylardan Receb ayıdır. Sonra Şa‘bân ayıdır ki Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) ayıdır ve amellerin taksim edildiği, ecellerin ölüm meleğine bildirildiği aydır. Ayrıca iki büyük ayın: Receb ve Ramazân aylarının […]
MEVLİD-İ ŞERİFTEN
Yâ İlâhî saklagıl îmânımız, Virelüm imân ile tâ cânımız. Biz günâhkâr âsî mücrim kulları, Yarlığayup kıl günâhlardan berî. Kabrimiz îmân ile pür-nûr kıl, Mûnisin gılmân ile hem hûr kıl. Hem dahi mîzânımız eyle sakîl, Cennete girmeğe lütfun kıl delîl. Mustafâ’ya hem-civâr et yâ Kerîm! Cennetü’l-Firdevs içinde yâ Rahîm! Afv idüp isyânımız kıl rahmeti, Ol Habîbin […]
Günün Sözü
NİMETLERİN EN BÜYÜĞÜ: AKIL VE HİLİM | 4 Temmuz 2015 | Fazilet Takvimi 2015 Hikmet ehli bir zat şöyle dedi: “Ana babasına âsî olan, evladından hayır göremez. İşlerinde istişare etmeyen (danışmayan) muradına ulaşamaz. Ailesini, çoluk çocuğunu idare etmeyen (onlarla iyi geçinmeyen), hayattan lezzet alamaz.”
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كُلُّ عَمَلِ ابْنِ آدَمَ لَهُ إِلَّا الصَّوْمَ فَإِنَّهُ لِي وَأَنَا أَجْزِي بِهِ وَلَخُلُوفُ فَمِ الصَّائِمِ أَطْيَبُ عِنْدَ اللهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ . (خ “Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir. Ancak oruç hâriç. Zira o benim içindir ve mükâfâtını ancak ben veririm. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan elbette daha güzeldir.” […]
ORUÇ LÜGATÇESİ
Ramazân-ı şerîf orucu, hicretten bir buçuk sene sonra farz kılınmış olup kitap, sünnet ve icmâ ile farzdır. Oruç: Savm ve Sıyâm: Fecr-i sâdıktan (sabah namazı vakti) başlayarak güneşin batışına kadar yemekten, içmekten ve cinsî yakınlıktan nefsi tutmaktır. Farz, vâcib, nâfile ve mekrûh çeşitleri vardır. Sahur: Seher vaktinde yenen yemektir. “Seher” de ikinci fecir (sabah namazı […]
SADAKA VEREN ASHÂB-I KİRÂM (R. ANHÜM)
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) bir gün insanları sadaka vermeye teşvik etmişlerdi. Bunun üzerine Abdurrahman bin Avf (r.a.) dört bin dirhem getirmiş ve: “Sekiz bin dirhemim vardı. Dördünü Rabbime ödünç verdim, dördünü de ailem için ayırdım.” demişti. Resûlullâh (s.a.v.): “Allâhü Teâlâ verdiğini de, yanında tuttuğunu da senin için mübarek kılsın” diye duâ buyurdular. Bu duâ bereketiyle öyle […]
ORUÇLUYA MÜSTEHAP OLAN ŞEYLER
• Oruç tutacak kimsenin sahur yemeği yemesi müstehaptır. Sahur vakti, gecenin sonudur. Sahur yemeği oruç için insana kuvvet verir. Sahurun geciktirilmesi müstehap ise de ikinci fecre yani sabah namazının vakti girip girmediğinde şüphe edilecek zamana kadar geciktirilmesi mekruhtur. • Oruç hali namazda kalbin huzuruna mâni olmasın diye vakit girince iftarı acele etmek yani akşam namazı […]
SADAKA VE ZEKÂTI KİMLERE VERMELİ?
Sadaka ve zekâtı vermek için nemalandıran, yani sadaka ve zekâtı iyilikte kullanan kimseleri seçmeli, onları gözetmelidir. • Dünyadan yüz çevirip yalnız âhiret için çalışan muttaki; Allâh’tan korkan fakirleri seçmelidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Yalnız müttakilerin (Allâh’tan korkanların) yemeğini ye. Senin yemeğini de yalnız müttakiler; Allâh’tan korkanlar yesin.” (Ebu Davud ve Tirmizi) Çünkü onlara yapılan […]
ALLÂH’IM, BENİ REFÎK-İ A’LÂYA KAVUŞTUR
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hasta olmakla beraber her ezan okundukça Mescid-i Şerîf’e çıkıyor, ashâb-ı kirâmına imam olup namaz kıldırıyordu. Fakat irtihâllerine üç gün kala hastalığı arttı, artık mescide çıkamaz oldu. “Ebû Bekir’e söyleyiniz, imamet etsin!” diye buyurdu. Rebîü’l-Evvel’in on ikinci Pazartesi günü idi. Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk ashâb-ı kirama sabah namazını kıldırıyordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) […]
RESÛLULLÂH’A ‘(S.A.V.) SALEVÂT OKUMANIN FAZİLETİ
Resûlullâh Efendimiz’e (s.a.v.) salevât okumaktan maksad, Allâh’ın emrine uymak ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) üzerimizdeki hakkını ödemektir. Salevât; Allâh’dan rahmet, meleklerden istiğfâr ve mü’minlerden duâ demektir. Salevâtın en kısa olanı “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin” dir ki: “Ey Allâh’ım, Muhammed aleyhisselâmı dünyâda şerefli, namını yüce ve meşhûr, güzel dînini devamlı kıl, âhirette sevablarını […]
İMANIN ŞUBELERİNDEN: HAYÂ
Hayâ, edeb, mahcûbiyet, utanmak, ar ve namus, insanın çirkin şeylerden sıkılması ve bunları terk etmesidir. Hayâ, insanlarda fıtrîdir, yaratılıştandır. Hayalı insanın kalbi, hoş olmayan bir şey meydana geldiğinde ızdırap duyar, eseri yüzünde görünür. Hayâ imandandır. Hayâ, Allah korkusuyla günah işlemekten utanıp sıkılmaktır. Hayâ, dünyâ ve âhiretin bütün hayırlarını toplayıcıdır. Îmânın şirazesidir. Zira hayâ sâhibi kimsenin […]
BELÂLARIN HİKMETİ
Muhammed bin Hâlid es-Sülemî’nin dedesi sahâbeden idi. Bir gün ahbabından birini ziyarete giderken yolda onun hasta olduğunu haber aldı. Yanına girerken: “Seni ziyarete, rahatsızlığından dolayı hatırını sormaya ve seni müjdelemeye geldim” dedi. “Bunların hepsini birden nasıl yapabilirsin?” deyince şöyle buyurdu: “Ben seni ziyâret için çıkmıştım. Yolda rahatsızlığını haber aldım, ziyaretim hasta ziyareti oldu. Seni Resûlullâh […]
Günün Sözü
Minnet Hudâ’ya devlet-i dünyâ fenâ bulur Bâkî kalur sahife-i âlemde adımız (Bâkî) (Minnet; hamd ve şükür Allâh’adır, dünyanın her türlü nimeti, zenginliği son bulur. Adımız tarih sahifelerinde Bâkî kalır)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تَسَحَّرُوا فَإِنَّ فِي السَّحُورِ بَرَكَةً. (ق Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Sahur yapınız! Çünkü sahurda bereket vardır.” (Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)
BESMELE-İ ŞERÎFENİN FAZÎLETİ
Kıyâmet günü ameller tartılınca Muhammed Mustafa (s.a.v.) ümmetinin namazlarının her bir rek’atı diğer ümmetlerin bin rek’atına denk gelecektir. Buna hayret eden diğer ümmetler sebebini soracaklar, onlara “Onlar namazlarında besmele okurlardı.” diye cevap verilecektir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: • “Kim Besmeleyi okursa Allâhü Teâlâ her bir harfi için ona dört bin sevap yazar ve onun […]
HAZRET-İ ALİYYÜ’L-MURTEZÂ’DAN (K.V.) HİKMETLER
• Ârifler nazarında zarif olmak istersen günah işleme. • Mekruhları terk eden, herkes katında muhterem olur. • Namaz hususunda tembellik imanının zayıflığındandır. • Kişinin tevâzuu, onu herkes nazarında yükseltir. • Allâh’a tevekkül et, onun yardımına kavuşursun. • Adalet mülkün temelidir. • Üç şey helâk edicidir: Cimrilik, nefsin kötü isteklerine uymak ve kibir. • İmânın üçte […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلصِّيَامُ جُنَّةٌ مِنَ النَّارِ فَمَنْ أَصْبَحَ صَائِمًا فَلَا يَجْهَلْ يَوْمَئِذٍ وَإِنْ امْرُؤٌ جَهِلَ عَلَيْهِ فَلَا يَشْتُمْهُ وَلَا يَسُبَّهُ وَلْيَقُلْ إِنِّي صَائِمٌ. (ن “Oruç, cehennemden (ve bütün fenâlıklardan) koruyan bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu bulunduğu gün cahillik edip kötü söz söylemesin. Şâyet birisi onunla itişir ve ona çirkin kelimeler kullanırsa; ‘Ben […]
FIKIH: ÖŞÜR
Öşür arâzisinden çıkan mahsûlün zekâtına, -onda bir (1/10) demek olan- öşür denilmiştir. Öşür; âyet, hadîs ve icmâ ile sâbit bir farzdır. Âyet-i kerîmede (meâlen): “Ey îmân edenler! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardıklarımızın temiz(helâl)lerinden infâk edin (zekât ve öşür verin). Gözünüzü yummadan (sıkılmadan) alıcısı olmadığınız şeylerin yaramazını vermeye yeltenmeyin. Ve bilin ki Allah Ganî’dir(sadakalarınız sizin […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا خَتَمَ الْعَبْدُ الْقُرْآنَ صَلّٰى عَلَيْهِ عِنْدَ خَتْمِهِ سِتُّونَ اَلْفَ مَلَكٍ. (كنز “Kul, Kur’ân-ı Kerîm’i okuyup hatmettiği zaman, altmış bin melek ona istiğfar eder.” (Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
KUR’ÂN-I KERÎM OKUMANIN FAZİLETİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Yâ Muâz! Mesud ve bahtiyar kimseler gibi yaşamak, şehitler gibi ölmek, mahşer gününde kurtuluşa ermek, korkudan emin olmak, zulmetler gününde nur, şiddetli sıcak günde gölge, susuzluk çekilen günde suya kanmak, amellerin hafif geldiği günde mîzanın ağır gelmesini ve dalâlet gününde hidayet isteyen Kur’ân-ı Kerîm’i öğrensin ve okusun. Zira Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenip […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ فَطَّرَ صَائِمًا كَانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ غَيْرَ أَنَّهُ لَا يَنْقُصُ مِنْ أَجْرِ الصَّائِمِ شَيْئًا. (ت “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, -oruçlunun sevabından hiçbir şey eksilmeden- onun sevabı gibi sevab alır.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
RAMAZÂN-I ŞERÎF’İN FAZİLETİ
İslâm’ın dördüncü şartı Ramazân-ı şerîf ayında oruç tutmaktır. Ramazân ayı orucu hicretin ikinci senesinde farz oldu. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) hazretleri dokuz defa Ramazân orucu tutmuşlardır ki beşi yirmi dokuz; kalanı otuz gün idi. Ramazân-ı şerîf ayların en faziletlisidir. İçinde Kadir gecesi vardır. Bu aya Ramazân denmesinin sebebi müminlerin günahlarını yaktığı ve temizlediği içindir. Resûlullâh Efendimiz […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : الَّذِينَ آَتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ أَبْنَاءَهُمْ وَإِنَّ فَرِيقًا مِنْهُمْ لَيَكْتُمُونَ الْحَقَّ وَهُمْ يَعْلَمُونَ. (سورة البقرة, 146 “O kendilerine kitap verdiğimiz, ehl-i kitap âlimleri o peygamberi (Hz. Muhammed Mustafa’yı) tıpkı oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar ve bunların bir kısmı hiç şüphesiz bile bile hakkı (Muhammed Mustafa’nın peygamberliğini) inkâr ederler.” (Bakara sûresi, 146. âyet)
Günün Hadisi Şerifi
“Küçük günahlardan bile sakınınız. Zira onlar, kişinin aleyhine toplanıp, büyür de onu helak eder.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)
ABDULLAH-I TERCÜMÂN’IN MÜSLÜMAN OLMASI
Abdullah-ı Tercümân H. 823 (1420-21)’de yazdığı “Tuhfetü’l-Erîb” kitabında nasıl Müslüman olduğunu şöyle anlatıyor: “Nebuniye şehrinde Hıristiyanlar arasında meşhur bir papazın kilisesinde Hıristiyan dininin usul ve hükümlerini on sene okudum ve onun en yakın talebesi oldum. Bir gün hastalanıp ders okutmağa çıkamadı. Derste bahis, Cenâb-ı Hakk’ın Hazret-i Îsâ’ya (a.s.) indirmiş olduğu: “Senden sonra bir peygamber gelir, […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: … شَهْرٌ كَتَبَ اللهُ عَلَيْكُمْ صِيَامَهُ وَسَنَنْتُ لَكُمْ قِيَامَهُ فَمَنْ صَامَهُ وَقَامَهُ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ. (هـ “… Ramazân ayı, oruç tutulması farz kılınan bir aydır. Ben de size gecelerinde (terâvih) namazı(nı) sünnet kıldım. Her kim orucu tutar ve (teravih) namazı(nın faziletine ve hak olduğu)na inanarak […]
NAMAZLARDAN SONRA DUA
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Farz, nafileden faziletli olduğu gibi farz namazdan sonra dua etmek nafile namazdan sonra dua etmekten faziletlidir.” buyurdular. Bir gün Hâce Abdulhâlik Gücdüvânî Hazretlerinin huzuruna uzaktan bir yolcu geldi. “Hâce Hazretleri! Bana îmanla âhirete gitmem için duâ buyurunuz. Şeytanın tuzaklarından selâmetle kurtulayım.” dedi. Hâce Hazretleri, “Allâhü Teâlâ farz namazları edâdan sonra yapılan duâyı […]
ASR-I SAÂDETTE TERÂVÎH NAMAZI
Ramazân-ı şerif ayına mahsus olan terâvih namazı bir gece namazıdır. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz tarafından bu gece ibâdetine “Kıyâm-ı Ramazan: Ramazan namazı” unvanı verilmiştir. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) bu namazın her dört rek’atinde bir müddet istirâhat buyurduklarından “Terâvîh namazı” denilmiştir. Terâvih namazının yirmi rek’at olarak cemâatle kılınması ve hatimle kılınmasının sünnet olması gibi hususiyetleri vardır. Terâvih […]
RESÛL-İ EKREM’İN ŞEFKAT VE MERHAMETİ
Peygamber Efendimiz ümmeti hakkında son derece şefkatli, merhametli idi. Ümmeti hakkında daima kolaylık cihetini tercih buyururdu. Namazda iken bir çocuğun ağladığını işitse ona merhametinden namazını uzatmadan kılar, çocuğun sesini durdurmak isterdi. Hele İslam’dan kaçınanların hallerine pek acır, hidayetlerine duâ ederdi. O büyük Peygamber, yalnız insanlara değil, hayvanlara, ağaçlara, ekinlere de merhametli idi. Mûte muharebesine gidecek […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَتَاكُمْ رَمَضَانُ شَهْرُ بَرَكَةٍ، يَغْشَاكُمُ اللهُ فِيهِ، فَيَنْزِلُ الرَّحْمَةَ، وَيَحُطُّ الْخَطَايَا، وَيَسْتَجِيبُ الدُّعَاءَ، يَنْظُرُ اللهُ تَعَالَى إِلَى تَنَافُسِكُمْ فِيهِ، وَيُبَاهِى بِكُمْ مَلَائِكَتَهُ. (ترغيب “Size bereket ayı olan Ramazan ayı geldi. Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir, hatâları siler, bu ayda yapılan duâları kabul eder. Allâhü Teâlâ bu ayda sizin […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ. (سورة البقرة, 183 “Ey imân edenler, sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Tâ ki (günahlardan) sakınıp takvâya erebilesiniz.” (Bakara Sûresi, âyet 183)
Günün Hadisi Şerifi
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allâhü Teâlâ cömettir, cömertliği sever.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhâkî, Şuabü ‘l-Imân)
RAMAZÂN-I ŞERÎF KUR’ÂN AYIDIR
Mübârek Ramazân-ı Şerîf ayı, 11 ayın sultânıdır. Ümmet-i Muhammed’in ayıdır. Gündüzleri oruçla, geceleri terâvih namazlarıyla ihyâ edilir. Ramazân-ı Şerîf Kur’ân ayıdır. Bu itibarla, Kur’ân okumasını bilen herkes, bu ayda Kur’ân-ı Kerîm’i hatim etmelidir. Kur’ân okumasını bilmeyenler bu ayı fırsat bilip öğrenmeye gayret etmelidirler. Ramazân ayının evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden âzâda vesiledir. Ramazân-ı […]
RAMAZÂN-I ŞERÎF’İN İLK AKŞAMI KILINACAK NAMAZ
Yarın akşam Ramazân-ı şerîf ayının ilk gecesini idrâk edecek ve ilk terâvih namazını kılacağız. Şâban’ın son gününü Ramazânın ilk gününe bağlayan bu gece, Ramazân-ı şerîfin ilk akşamı olması itibâriyle, akşamla yatsı arasında iki rek’at teşekkür namazı kılınır. Şöyle niyet eder ve tekbir alır: “Yâ Rabbi, Ramazân-ı şerîf ile müşerref kıldığın için, Allâhü Ekber” denilerek namaza […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَغْفِرُ اللهُ لِلْمُؤَذِّنِ مَدَّ صَوْتِهِ وَيَشْهَدُ لَهُ كُلُّ رَطْبٍ وَيَابِسٍ سَمِعَ صَوْتَهُ. (حم “Allâhü Teâlâ müezzini sesinin yetiştiği yer nisbetinde mağfiret eder. Sesini işiten yaş kuru ne varsa hepsi ona (kıyâmet gününde) şahitlik ederler.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)
MESCİD-İ NEBEVÎ’NİN İNŞÂSI
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Medine-i Münevvereye hicret ettiklerinde ilk olarak orada bir mescid yaptırmışlardır. Mescid-i Nebevî’nin inşasına başlanacağı sırada Cebrâil aleyhisselam indi ve duvarlarının yedişer arşın yüksekliğinde olmasını, hiçbir tarafına nakış ve ziynet yapılmamasını ve harcın sade çamurdan ibaret bulunmasını tavsiye etti. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) bir taş alıp temele besmele ile koydular. Sonra Hazret-i Ebûbekir, Hz. […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ أَتَى فِرَاشَهُ وَهُوَ يَنْوِي أَنْ يَقُومَ يُصَلِّي مِنَ اللَّيْلِ فَغَلَبَتْهُ عَيْنَاهُ حَتَّى أَصْبَحَ كُتِبَ لَهُ مَا نَوَى وَكَانَ نَوْمُهُ صَدَقَةً عَلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ. (ن “Bir kimse -gece kalkıp (nafile) namaz kılmak niyetiyle- yatar, fakat uykusu galip gelip de kalkamazsa niyet ettiği namazın sevabı ona yazılır. Uykusu da […]
NAMAZ ve İMSAK VAKİTLERİ HAKKINDA
Muhterem okuyucularımız; takvimimizdeki namaz vakitleri Hanefî mezhebinin içtihatlarına dayanmaktadır. Fıkhî esaslara göre hesaplama yapılırken arz derecesi (enlem), tûl (boylam), saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar kullanılmaktadır. Bir yerin namaz vakitlerinin doğru olarak hesaplanabilmesi için sadece “geometrik değerler” değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” neticeleri esas alınmıştır. Mesela, güneşin […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ. (ق “Yarım hurma (sadaka) ile de olsa cehennemden korununuz. Bunu bulamayan tatlı sözle olsun kendisini korusun.” (Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)
HZ. ÜMMÜ Rİ‘LE (Radıyallâhü Anhâ)
Hazret-i Ümmü Ri‘le sahâbiyelerden ve Arab kadınlarının fasihlerindendir. Bir gün Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)’in huzuruna gelip: “Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” diye hürmetle selamladıktan sonra: “Biz kadınlar evlerde bulunup ev işleriyle ve çocukları yetiştirmekle meşgul olduğumuzdan gazâya gidip büyük ecirlere nail olmak mümkün olamıyor. Onun için bize bir şey öğretiniz ki bizi Allâh’a (c.c.) yaklaştırmaya […]
FIKRA: Kul Borcu
Merhum Sadrazam Râgıb Paşa’nın huzurunda Ramazan-ı şerîfte oruç tutmaktan ve tutamayanın sonra kaza etmesinden bahsedilince: Râgıb Paşa, Haşmet’e: “Haşmet, senin de borcun var mı?” der. Haşmet: “Var efendim” der. “Ne kadar?” “Mahalle bakkalına bin kuruş borcum var.” Râgıb Paşa: “Ben onu sormuyorum, oruç borcunu soruyorum” der. Haşmet: “Efendim, onu Allah sorar. Sizin soracağınız borç, kul […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ يَوْمٍ يُصْبِحُ الْعِبَادُ فِيهِ إِلَّا مَلَكَانِ يَنْزِلَانِ فَيَقُولُ أَحَدُهُمَا اَللّٰهُمَّ أَعْطِ مُنْفِقًا خَلَفًا وَيَقُولُ الْآخَرُ اَللّٰهُمَّ أَعْطِ مُمْسِكًا تَلَفًا. (ق “Kulların sabahladığı her gün muhakkak iki melek iner. Birisi ‘Yâ Rabbi! (Allah için) harcayanın, malının yerine yenisini ver!’ diye duâ eder. Öbürü de ‘Yâ Rabbi! Malını (Allah için […]
NAMAZI DOSDOĞRU KILINIZ VE ZEKÂTI VERİNİZ
Zekât, lügatte bereket, nemâ, temizlik ve sâf olmak mânâlarına gelir. Zekât senelik mâlî bir ibâdettir ki Cenâb-ı Hakk’ın emrine itâat için, nisaba mâlik (zengin) Müslümanların her sene mallarından kırkta birini, Allâhü Teâlâ’nın tâyîn ettiği sekiz sınıftan birine vermelerinden ibârettir. Bu sekiz sınıf Tevbe Sûresi’nin 60. âyeti kerîmesinde bildirilmiştir: “Sadaka (zekât)lar, ancak fakirlere, miskin; yoksullara, onun […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ مِنَ الصَّدَقَةِ أَنْ تُسَلِّمَ عَلَى النَّاسِ، وَأَنْتَ مُنْطَلِقُ الْوَجْهِ. (هب Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “İnsanlara, güler yüzle selam vermen muhakkak bir sadakadır.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-îmân)
SELAMI VERMEK SÜNNET, ALMAK FARZDIR
Müslüman’ın Müslüman’a selam vermesi, Allâhü Teâlâ’nın ona selâmet ihsan etmesi için duâ ve temennidir. Selam vermek sünnet-i kifâye, selamı almak ise farz-ı kifâyedir. Yani topluluktan birinin vermesi ve alması kâfîdir. Selam verirken ve alırken işitilecek seviyede sesli söylemek sünnettir. Bir Müslüman verilen selamı aldığını selamı verene duyurması lazımdır. Şayet duyurmazsa selamı almış olmaz. Verilen selam […]
BEYT
Hâk ol ki Hudâ mertebeni eyleye âlî Tâc-i ser-i âlemdir o kim hâk-i kademdir (Rûhi) (Toprak ol ki Allah mertebeni yükseltsin. Ayaklar altında toprak olan, âlemin baş tacıdır.)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَوْ وُزِنَ إِيمَانُ أَبِي بَكْرٍ بِإِيمَانِ أَهْلِ الْأَرْضِ لَرُجِّحَ بِهِمْ. (هب Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ebûbekir’in imanı yeryüzü halkının imanı ile tartılsa elbette hepsinden ağır gelir.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-îmân)
HAZRET-İ EBÛBEKR’İN İSLÂMA BÜYÜK HİZMETLERİ
Bütün Müslümanlar, Hazret-i Ebûbekir’e, “Sıddîk” unvanını vermekte ittifak ettiler. Zira Resûlullâh Efendimizi ilk önce o tasdik etmiş ve hiçbir zaman doğruluktan ayrılmamış, ondan hiçbir hata sâdır olmadığı gibi (dinin emirlerini icrâ ve îfâ etmekte) hiçbir kere de duraklamamıştır. Hz. Ebûbekir (r.a.), Müslümanlıkta unutulmaz hatıralar bırakmıştır: Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), Miracı haber verdiği zaman bütün Mekkeliler inkâr […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ وَلِيَ مِنْكُمْ عَمَلًا فَأَرَادَ اللهُ بِهِ خَيْرًا جَعَلَ لَهُ وَزِيرًا صَالِحًا إِنْ نَسِيَ ذَكَّرَهُ وَإِنْ ذَكَرَ أَعَانَهُ. (ن “Sizden biriniz bir iş başına geçer de Allâhü Teâlâ da o kimseye hayır murad ederse, ona sâlih bir vezir (arkadaş ve yardımcı) ihsan eder. O arkadaş unuttuğu şeyi hatırlatır, hatırladığını da […]
İCTİHAD VE İCMA
Peygamber Efendimize (s.a.v.) vahiy gelir ve ümmetine tebliğ buyurur idi. Peygamberimizin vefatından sonra ise Kur’ân-ı Kerîm ile, Kur’ân-ı Kerîm’de açıklanmayan meseleler için ise Peygamberimizin sünnet-i seniyyesine uyarak amel edildi. Ashâb-ı Kirâm, bir meseleyi eğer Peygamberimizin sünneti ile de halledemezlerse re’y ve kıyas ile ictihad ederek amel ederlerdi. İslâm çağlarının en hayırlısı sahabe zamanıdır. Onlar hep […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : الَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللهِ وَيَخْشَوْنَهُ وَلَا يَخْشَوْنَ أَحَدًا إِلَّا اللهَ وَكَفَى بِاللهِ حَسِيبًا. ( سورة الاحزاب, 39 “Onlar (Peygamberler) ki Allâh’ın gönderdiklerini tebliğ ederler ve ondan korkarlar ve Allah’tan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olmaya da Allah kâfîdir.” (Ahzâb sûresi, âyet 39)
Günün Hadisi Şerifi
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Biriniz (Rabb’inden) rızık istediği zaman helâl rızık istesin.”(Hadîs-i Şerîf, Suyûtî, el-Câmius-Sagîr)
RESÛLULLÂH’IN (S.A.V.) DÜNYADAKİ SON GÜNLERİ
Hazret-i Âişe vâlidemiz buyurdu: “Resûlullâh Efendimiz âhirete irtihâli yaklaşınca; yanındaki su kabına elini daldırıp yüzünü meshediyor ve “Allâhümme e‘ınnî alâ sekerâti’l-mevti” (Allâh’ım, ölüm sıkıntılarına karşı bana yardım eyle.) buyuruyordu. Hazret-i Hasan (r.a.) buyurdu: “Resûlullâh Efendimiz ölümün meşakkatini hissedince Hz. Fâtıma: “Vay babamın başına gelene” dedi. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): “Vallâhi babana şu üzerindeki ızdırablı halden başka […]
KIT’A
Yâ ilâhî, ol Muhammed hakkıçün! Ol şefâat kânı Ahmed hakkıçün, Ümmetinden râzı olsun ol muîn, Rahmetullâhi aleyhim ecmaîn… (Süleyman Çelebi)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا كَانَ فِي آخِرِ الزَّمَانِ لَا بُدَّ لِلنَّاسِ فِيهَا مِنَ الدَّرَاهِمِ وَالدَّنَانِيرِ يُقِيمُ الرَّجُلُ بِهَا دِينَهُ ودُنْيَاهُ.(طب “Âhir zamanda insanlara, dirhem ve dinar (yani zenginlik) lazımdır. Ta ki kişi bunlarla dinini ve dünyasını ayakta tutabilsin.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا مَاتَ الْإِنْسَانُ اِنْقَطَعَ عَنْهُ عَمَلُهُ إِلَّا مِنْ ثَلَاثَةٍ إِلَّا مِنْ صَدَقَةٍ جَارِيَةٍ أَوْ عِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ أَوْ وَلَدٍ صَالِحٍ يَدْعُو لَهُ. (م “İnsan öldüğü zaman onun ameli kesilir; amel defteri kapanır. Ancak üç şey hâriçtir: Sadaka-i câriye (vakıf gibi faydası devamlı olan hayır), kendisinden faydalanılan ilim ve kendisine duâ […]
AMEL DEFTERİ KAPANMAYANLAR
Enes Bin Mâlik (r.a.) buyurdular: “Şu yedi kişinin, öldükten sonra da amel defterine sevap yazılır. 1- Mescid yaptıran kimse: Orada namaz kılındığı müddetçe kendisine sevap yazılır. 2- Su kanalı yaptıran kimse: Kanaldan su aktığı, insanlar da içtiği ve faydalandığı müddetçe kendisine sevap yazılır. 3- Kur’ân-ı Kerîm’i güzelce yazan kimse: Kur’ân-ı Kerîm okunduğu müddetçe kendisine sevap […]
Günün Hadisi Şerifi
(سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ أَكْثَرِ مَا يُدْخِلُ النَّاسَ الْجَنَّةَ فَقَالَ تَقْوَى اللهِ وَحُسْنُ الْخُلُقِ . (ت “Resûlüllâh (s.a.v.) Efendimiz’e ‘İnsanları cennete en çok girdiren şey nedir?’ diye soruldu. ‘Allah’tan korkmak ve güzel ahlâk’ buyurdular.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
DÜNYA VE ÂHİRETTE EN HAYIRLI AZIK: TAKVÂ
Allâhü Teâlâ, Bakara Sûresinin 197. âyet-i celîlesinde buyuruyor ki (meâlen): “…Bütün hazırlığınızı görün, azığınızı iyice tedarik ediniz, takvâlı olun. Çünkü en hayırlı zâd (azık) takvâdan ibarettir…” Âyet-i Kerîmedeki “Zâd” kelimesi yiyecek, içecek, giyecek, binecek vesair ihtiyaçlara sarf edilecek mal demektir ki lisanımızda “levâzım” denilir. Yemenliler hacca azıksız olarak gelirler ve “Biz mütevekkiliz” derler, halka yük […]
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ شِرَارَ النَّاسِ مَنْزِلَةً عِنْدَ اللهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَنْ يَخَافُ النَّاسُ شَرَّهُ. (طس “Kıyâmet günü Allâhü Teâlâ katında insanların en şerlisi, insanların şerrinden korktuğu kimsedir.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat)
ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN SEVMEDİĞİ ALTI ŞEY
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allâhü Teâlâ altı şeyi sevmez: • Namazın içinde abes (namazın âdâbından olmayan bir şey)le meşgul olmak, • Verdiği sadakayı başa kakmak, • Oruçlu iken boş ve faydasız konuşmak, • Kabirlerin yanında gülmek, • Cünüp iken mescide girmek, • Başkalarının evlerini gizlice gözetlemek.”