“…Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse şüphesiz, Allah onu bilir, karşılığını verir.” (Bakara, 2/158)
Archive for Şubat, 2015
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَوْ يَعْلَمُ النَّاسُ مَا فِي الْوَحْدَةِ مَا أَعْلَمُ مَا سَارَ رَاكِبٌ بِلَيْلٍ وَحْدَهُ. (خ “İnsanlar, yalnız başına yolculukta benim bildiğim (mahzurlar)ı bilseydi hiçbir kimse yalnız başına gece yolculuk etmezdi.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)
Günün Sözü
Çalışanlar kötülük düşünmeye vakit bulamazlar; tenbeller ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar. (Hz. Ali)
ALLAH KATINDA FAZİLETLİ OLMANIN YOLU
ALLAH KATINDA FAZİLETLİ OLMANIN YOLU “Bişr-i Hâfî (k.s.) anlatıyor: “Bir gece rüyamda Rasûlüllah Efendimiz’i (s.a.v.) gördüm. Bana: ‘Ey Bişr! Allahü Teâlâ’nın seni hangi sebeple akrânından üstün kıldığını biliyor musun?’ dedi. ‘Bilmiyorum, yâ Rasûlallah.’ dedim. ‘Sünnetime tâbî olman, sâlihlere hizmet etmen, din kardeşlerine nasihat etmen, Ashabıma ve ehl-i beytime mahabbetinin fazla olması sebebiyle.’ buyurdu.” HENDEK MUHAREBESİ […]
MÜKELLEFLERİN FİİLLERİ
MÜKELLEFLERİN FİİLLERİ Farz ve vâcib ikisi de Cenâb-ı Hak tarafından işlenmesi emrolunan ameldir. Kat’iyyen, yani şüphe götürmez ve te’vîl kabul etmez şekilde emrolunmuş ise farz denir. Eğer öyle kat’î olmayıp da başka mânâya hamlolunabilecek (gelecek) şekilde emrolunmuş ise vâcib denir. Meselâ beş vakit namaz kılmak farzdır. Kur’ân-ı Kerîm’de beş vakit namazı kılınız diye açıkça emrolunmuştur. […]
ALLÂH’I BİLMEYE YÜZ DELİL…
Fahreddîn-i Râzî Herat ve civarında bozuk inançları yaymakla meşgul olanlarla mücâdele ediyor, Müslümanlar’ı bunların tehlikelerine karşı korumaya çalışıyordu. Üç yüz kadar atlı talebe ve âlim ile Herat’a geldiğinde; hem devlet, hem din büyükleri akın akın ziyaretine gelmiş, alâka göstermişlerdi. Ama birileri vardı ki; ne geliyor, ne de gelme arzusu ızhâr ediyordu. Acaba Fahreddîn-i Râzî hazretlerinin […]
LATİFE: OKU BİR KAÇ!
Şeyhülislam Seyyid Feyzullah Efendi, Letâifnâmesi’nde diyor ki: 1672 târihinde, Sultan Dördüncü Mehmed Han Hazretlerinin oğlu Şehzâde Sultan Mustafa Hazretlerinin tâlim hizmetlerinde bulunuyordum. Yaşı küçük olduğundan dersten sonra biraz tekrar ettirdikten sonra izin verilirdi. Bir gün, yine ders tekrarı esnâsında, bu fakîre, – Kaç kere okuyalım? diye sordu. – Oku bir kaç! diye kısa bir cevap […]
YATSI NAMAZINI GECİKTİRMEK
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurdular: Yatsı namazını, gecenin yarısından sonraya bırakmak ve bunu yaparken de teheccüd namazına vesile kılmak gerçekten çok büyük yanlıştır. Zira yatsı namazını bu vakitte kılmak, Hanefî âlimlerine göre (Allah onlardan razı olsun) mekruhtur. Mekruh ile harama yakın olanı, tahrîmen mekruhu kast ettikleri açıktır. Zira Hanefî âlimleri yatsı namazını gece yarısına kadar kılmayı […]
ARŞIN GÖLGESİNE İLK GİRENLER
Resûlullâh sallallâhü aleyhi vesellem Efendimiz buyurdular: “Ey Ashâbım! Kıyâmet günü Allâhü Teâlâ’nın Arş-ı A’zam’ının gölgesi altında ilk alınacak olanlar kimlerdir, biliyor musunuz?” Ashâb-ı Kirâm aleyhimü’r-rıdvân Hazretleri: “Allâh ve Resûlü en iyi bilir” dediler. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle beyân buyurdular: “Onlar kendilerine hak geldiği zaman kabûl ederler, Kendilerinden hak sual olunduğu zaman hakikati cömertçe söylerler ve; […]
Günün Ayeti Kerimesi
“İşte o vakit, kimin tartıları ağır gelmişse, artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır.” (Kâ ri’a, 101/ 6-7)
Günün Hadisi Şerifi
(قِيلَ يَا رَسُولَ اللهِ مَا الْغِيْبَةُ قَالَ ذِكْرُكَ أَخَاكَ بِمَا يَكْرَهُ . (د “Peygamber Efendimize, ‘Yâ Resûlallah, gıybet nedir?’ diye sordular. ‘Kardeşini (işittiğinde) hoşlanmayacağı şeyle anmandır’ buyurdular. (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Ebû Dâvûd)
Günün Sözü
Bir kimsenin Allah’ı sevmesinin belirtisi üçtür: Deniz gibi cömertlik, güneş gibi şefkat, yer gibi tevazu. (Bâyezid Bistâmi)
GIYBET BÜYÜK GÜNAHTIR
Müslüman kardeşini zarûret olmadan işittiğinde hoşlanmayacağı şeyle anmak gıybettir ve büyük günahtır. Bir kimsenin bedeninde, nesebinde; soyunda, ahlâkında, işinde, sözünde, dîninde, dünyasına âit hususlarda noksanını hatta elbisesindeki kusurunu arkasından söylemek gıybettir. Hasan-ı Basrî (rh.) buyurdu: “Bir kimseyi hoşuna gitmeyecek şeyle anmak üç türlü olur: Gıybet, bühtân (iftirâ), ifk (yalan). Bunların üçünün de hükmü Allâh’ın kitâbında […]
ANA BABA NİMETİ
ANA BABA NİMETİ İnsanın dünyâya gelmesine vesîle olan ve âciz olduğu vakit ona en büyük destek olan, onu terbiye eden, yiyecek ve içeceğini, her türlü ihtiyaçlarını karşılayan, hayâtının devâmına, büyümesi ve gelişmesine sebep olan ana ve babasıdır. Çeşitli meşakkat ve güçlüklere göğüs gererek, her türlü ihtiyaçlarını, gece ve gündüz demeden ve yorulmadan karşılayan, hattâ evlâdını […]
İLK MÜSLÜMANLARIN HABEŞİSTAN’A HİCRETİ
Müşrikler, Müslümanlara eziyetlerini şiddetlendirince Cafer bin Ebî Tâlib ile bazı Müslümanlar Habeşistan’a hicret ettiler. Kureyşliler onları geri getirmek üzere Amr bin el-Âs ve Umâre bin Velîd’i Necâşî’ye ve eşrafa hediyelerle gönderdiler. Amr ve Umâre, Necâşî’ye; “Memleketinize sizin ve bizim dinimiz üzere olmayan kavmimizden bazıları geldi, onları bize teslîm ediniz.” dediler. Meclisteki eşrâf da teslîm etmesini […]
ALLAH Nasıl Misafir Edilir…
Musa Aleyhisselâmın ümmeti: – Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. «Nasıl olur, Allah (haşa) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir» diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihledi. Fakat Musa Kelîmullah Turu Sina’ya çıkıp, bazı münasaatta bulunmak istediğinde, Allah […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Rab bim! Be ni na ma za de vam eden bir kim se ey le. So yum dan da böy le kim se ler ya rat. Rab bi – miz! Du amı ka bul ey le.” (İbrahim, 14/40)
Günün Hadisi Şerifi
( قَالُوا يَا رَسُولَ اللهِ مَا خَيْرُ مَا أُعْطِيَ الْعَبْدُ قَالَ خُلُقٌ حَسَنٌ. (هـ… “Ashâb-ı Kirâm ‘Yâ Resûlallâh, kula verilen en hayırlı şey nedir?’ diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘Güzel ahlâktır.’ buyurdular.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Günün Sözü
Her kötülükten uzak kalmanın yolu dilini tutmaktır. (Hz. Ali)
ALLÂHÜ TEÂLÂ AHLÂKINIZI TAKSİM ETMİŞTİR
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allâhü Teâlâ aranızda, rızıklarınızı taksim ettiği gibi ahlâkınızı da taksim etmiştir. Allâhü Teâlâ dünyayı sevdiğine de sevmediğine de verir. Dîni ise ancak sevdiğine verir. Allâhü Teâlâ dîni verdiği kimseyi ise muhakkak sever. Nefsim kudretinde olan Allâhü Teâlâ’ya yemin ederim ki bir kulun kalbi (hased, fesat vs. kötülüklerden) ve dili (yalan, gıybet, […]
HELÂ ÂDÂBI
HELÂ ÂDÂBI İslâm Dîni temizliğe çok kıymet vermiştir. Vücûdumuza bir pislik bulaşırsa onu yıkamadan namaz sahîh olmaz. İnsanlar kabirlerinde en önce temizlikten sorulurlar. Temizlik namazın yarısıdır. Binâenaleyh küçük veya büyük abdestten sonra bunların çıkmış olduğu yerleri tamamen temizlemek gerekir ki, buna “istincâ” denir. Bu temizleme su ile yapılır. İstincâ’da temizliğe fazla dikkat edip idrar ve […]
Biri İki Etmek
Allah dostlarından… Talebesi anlatıyor. Bir sabah hazır olduğumuz yere teşrif edip, hatır sorarken, halimi arzedip: – Efendim, benim şu kadar lira borcum var idi. Günü geldi sıkılıyorum. Üç gün izin verirseniz memlekete gidip öder gelirim, dedim. – Biraz sabret, geceler gebedir, buyurdular. Birkaç gün sonra, münasip lisanla tekrar hatırlatmak zarureti hasıl oldu. Zira memlekette, “borçtan […]
KIT’A
İftirâkınla efendim bende tâkat kalmadı, Yahpâre oldu bu dil, aşkta muhabbet kalmadı. Şol kadar ağlattı ben bîçâreyi hükm-i kazâ, Giryeden hiç Hazret-i Yâkûb’a nevbet kalmadı. (Sultan Ahmed Han) (Ayrılığınla Efendim bende tâkat kalmadı. Bu kalbim buz parçası oldu, aşkta sevgi kalmadı. Kader ben çâresizi o kadar ağlattı ki, ağlamakta Hazret-i Yâkûb’a sıra gelmedi.)
EY AKIL SAHİPLERİ, ARTIK İBRET ALINIZ
Kur’ân-ı Kerîm’de Medyen ve Eykeliler’in helâk oluşu Hûd sûresinin 84-95. âyet-i kerîmelerin de şöyle bildirildi (meâlen): “Medyen(liler)e de kardeşleri Şuayb’i gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allâh’a kulluk edin, sizin ondan başka bir ilâhınız yok… (Allâh’a iman ve itaat etmezseniz) hepinizi kuşatacak bir günün azâbından korkuyorum. Ey kavmim, kileyi, teraziyi dengi dengine tam tutun ve insanların […]
Günün Ayeti Kerimesi
“…Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru.” (Bakara, 2/201)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَحْسِنْ مُجَاوَرَةَ مَنْ جَاوَرَكَ تَكُنْ مُسْلِمًا. (إحياء Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Komşularınla güzel geçin ki hakîkî Müslüman olasın.” (Hadîs-i Şerîf, İhyâu Ulûmiddîn)
Günün Sözü
Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna dalalet eder. (Hz. Ali)
KOMŞULUĞUN EHEMMİYETİ
Komşuluk, kişinin Müslüman kardeşine karşı olan haklarından daha çok haklar ve mesuliyetler gerektirir. Komşunun hakları, kişinin Müslüman kardeşine karşı olan haklarından daha fazladır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), müşrik komşunun bile, sırf komşu olduğu için bazı haklarının bulunduğunu haber vermişlerdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Kıyâmet gününde (hesâbı ilk görülecek) iki hasım, komşulardır.” Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) “Falan […]
EĞER ŞÜKREDERSENİZ NİMETLERİMİ ARTIRIRIM
Tâbiînin büyüklerinden müctehid Süfyân-ı Sevrî Hazretleri, Cafer-i Sâdık Hazretleri’ne; “Bana bir hadis nakletmedikçe buradan ayrılmayacağım.” dedi. Cafer-i Sâdık Hazretleri buyurdu ki, Ben sana hadis rivâyet edeceğim. “Allâhü Teâlâ sana bir nimet ihsan ettiğinde o nimetin bekasını ve devamını arzu edersen, Allâhü Teâlâ’ya çokça hamd ve şükret. Zira Allâhü Teâlâ kitabı Kur’ân-ı Kerîm’de (meâlen); “…Eğer siz […]
ŞEFÂAT
ŞEFÂAT Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Dünyâda önce ve sonra gelmiş, geçmiş ne kadar insan varsa bunların hepsini Allâhü Teâlâ kıyâmet gününde düz ve geniş bir sâhada toplayacaktır. Öyle düz ve geniş meydan ki orada bir çağırıcı seslenince sesini herkese duyurabilecek ve bakan bir kişinin gözü mahşer halkını bir bakışta görebilecek. Bir de güneş yaklaşacak. Artık […]
Biri İki Etmek
Allah dostlarından… Talebesi anlatıyor. Bir sabah hazır olduğumuz yere teşrif edip, hatır sorarken, halimi arzedip: – Efendim, benim şu kadar lira borcum var idi. Günü geldi sıkılıyorum. Üç gün izin verirseniz memlekete gidip öder gelirim, dedim. – Biraz sabret, geceler gebedir, buyurdular. Birkaç gün sonra, münasip lisanla tekrar hatırlatmak zarureti hasıl oldu. Zira memlekette, “borçtan […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır… ” (Bakara, 2/257)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْاِسْلَامَ نَظِيفٌ فَتَنَظَّفُوا فَإِنَّهُ لَايَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلَّا نَظِيفٌ . (كنز “Muhakkak İslam temizdir. Öyleyse siz de (maddeten ve mânen) temizlenin. Zîrâ cennete ancak temizler girer.” (Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
TEMİZLİK ÎMÂNDANDIR
İslam dini maddî ve mânevî tahârete; temizliğe büyük ehemmiyet vermiştir. Bu iki kısımdan biri diğerinden ayrılmaz. Hatta bunlardan her biri bir bakımdan maddî ise diğer bakımdan mânevîdir. Abdest gibi. İslam’da maddî şeylerle kirlenen bir vücûdu, bir elbiseyi, bir mekânı temizlemek bir vazîfe olduğu gibi günahla yani manevî kirlerle kirlenen bir ruhu da temizlemek bir vazîfedir. […]
“AHLÂKINIZI GÜZELLEŞTİRİNİZ”
Edeb, zahirin ve bâtının yani hem için ve hem dışın güzelleşmesi, güzel ahlâkla bezenmesidir. Edeb kulda ancak güzel ahlâkların kemâle ermesi ile tamamlanır. Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz: “Ahlâkınızı güzelleştiriniz.” buyurmuştur. Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz buyurdular: “Bir babanın çocuğuna verdiği en değerli hediye iyi bir terbiyedir.” “Çocuğun babası üzerindeki hakkı, ona güzel bir isim vermesi, yerini, yuvasını güzel […]
ÖFKE ŞEYTANDANDIR
ÖFKE ŞEYTANDANDIR Kötü bir ahlâk olan öfke, külün altındaki köz gibi kalbde saklı olan bir ateştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ümmetine bu kötü ahlâktan sakınmalarını emredip buyurdular: • “Öfkelenmekten sakının. Zira öfke, âdemoğlunun kalbinde ateş yakar. Öfkelenen birini görmez misiniz; gözleri nasıl kızarır, şah damarları nasıl şişer? Biriniz öfkeleneceğini hissettiği zaman ya uzansın veya vücudunu yere […]
Ağızdaki Taşın Hikmeti
Birgün hazret-i Ebû Bekr ‘r.a.’, hazret-i Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Nebiyyi muhterem ve habîb-i mükerremin ‘s.a.v.’ huzûr-ı şerîflerinde, se’âdetle otururlarken; Bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edebsizlik edip, Ebû Bekre dil uzatıp, yakışıksız sözler söyledi. Hazret-i Server-i kâinât; o edebsiz, Ebû Bekre edebsizlik etdikce; birşey söylemez, ba’zan da tebessüm eder idi. Hazret-i Ebû Bekr; […]
Günün Ayeti Kerimesi
” Allah yolunda her ne harcar veya her ne adarsanız, şüphesiz Allah onu bilir..” (Bakara, 2/270)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لِيَحْجُزْكَ عَنِ النَّاسِ مَا تَعْلَمُ مِنْ نَفْسِكَ. (هب “Kendi kusurlarını bilmen, insanlardakini görmene mâni olsun.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Günün Sözü
Borcunu azaltırsan hür yaşarsın, günahlarını azaltırsan rahat ölürsün. (Hz. Ömer)
YAHYÂ BİN EKSEM (RAHİMEHULLÂH)
Yahyâ bin Eksem (rah.), Şâfiî mezhebinin büyük âlimlerinden ve edîblerdendir. Fıkıh ilmindeki vukûfu sebebiyle Abbâsî Halifesi Me’mûn onu Kâdılkudât (başkadı) tâyîn etti. İştirak ettiği bir sefer esnâsında askerlere müt‘a nikâhı için izin verilecek ve helal olduğu îlân edilecek oldu. Bu zât haram olduğunu isbat ederek bu karardan vazgeçirdi. Henüz yirmi yaşında iken Basra’ya kâdı tâyîn […]
VEDÂ HACCI VE HUTBESİ
VEDÂ HACCI VE HUTBESİ Hicretin onuncu senesinde Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hacc-ı şerîf niyeti ile Mekke-i Mükerreme’ye gideceği îlân olundu. İnsanlar Fahr-i âlem (s.a.v.) Efendimizle berâber haccetmek üzere civardan bölük bölük gelerek Medine-i Münevvere’de toplanmağa başladılar. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Zilhicce’ye beş gün kala öğle namazını kıldıktan sonra ehl-i beyti ve ashâbı ile Medîne’den çıktılar. Zülhuleyfe’de ihrâma […]
NASIL HÜKÜM VERİRLERDİ?
Hz. Ebû Bekir (r.a.), aralarında anlaşmazlık olan kişiler kendisine geldiği zaman o meseleyi halletmek için önce Kur’ân-ı Kerîm’e bakardı. Orada bu meseleyi nasıl halledeceğine dair bir hüküm bulursa, hasımlar arasında ona göre hüküm verirdi. Kur’ân-ı Kerîm’de bulamazsa Resûlullâh’ın (s.a.v.) sünnetine bakar, orada bu meseleye dair bir hüküm bulursa onunla hükmederdi. Sünnette de bulamazsa: “Bana şöyle […]
Ağızdaki Taşın Hikmeti
Birgün hazret-i Ebû Bekr ‘r.a.’, hazret-i Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Nebiyyi muhterem ve habîb-i mükerremin ‘s.a.v.’ huzûr-ı şerîflerinde, se’âdetle otururlarken; Bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edebsizlik edip, Ebû Bekre dil uzatıp, yakışıksız sözler söyledi. Hazret-i Server-i kâinât; o edebsiz, Ebû Bekre edebsizlik etdikce; birşey söylemez, ba’zan da tebessüm eder idi. Hazret-i Ebû Bekr; […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir…” (Nisâ, 4/93)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: السِّوَاكُ مَطْهَرَةٌ لِلْفَمِ مَرْضَاةٌ لِلرَّبِّ . (ن “Misvak kullanmak ağzı temizler ve Rabb’in rızâsına sebep olur.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Nesâî)
MİSVÂK
Abdestte ve abdest hâricinde misvâk kullanmak sünnettir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Dört şey peygamberlerin sünnetindendir: Hayâ sâhibi olmak, Güzel koku sürünmek, Misvak kullanmak, Nikâhlanmak; evlenmek.” (Sünen-i Tirmizî) Misvâk -zehirli olmamak şartıyla- lifli ağaçların hepsinden olur. En makbûlü erak ağacından, ondan sonra da zeytin ağacından olanıdır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): “Zeytin ağacının misvâkı ne güzeldir. O mübârek […]
DOĞRULUK
Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri’ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri’nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla: – Hasan Basri’yi (r.a.) gördün mü? diye sordular. O gayet sakin: – Evet, dedi. – Nerede? – İşte şu kulübemde… Adamlar kulübeye daldı, […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Allah’tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Nisâ, 4/106)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قَالَ سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ فِي يَوْمٍ مِائَةَ مَرَّةٍ حُطَّتْ عَنْهُ خَطَايَاهُ وَإِنْ كَانَتْ مِثْلَ زَبَدِ الْبَحْرِ. (موطأ “Kim günde yüz defa ‘Sübhânallâhi ve bihamdihî’ derse -deniz köpüğü kadar da olsa- günahları dökülür.” (Hadîs-i Şerîf, Muvatta, İmâm Mâlik)
Günün Sözü
Beş şey bedbahtlık nişanıdır: Gönül katılığı; göz yaşarmazlığı; hayasızlık; dünya sevgisi; dünya için uzun endişe. (Malik bin Dinar)
HZ. NUH ALEYHİSSELÂMIN VASİYETİ
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Nûh aleyhisselam oğluna şöyle vasiyet etti: Unutmaman için sana kısa bir vasiyette bulunacağım. İki şey vardır ki Allâhü Teâlâ ve sâlih kulları kişiyi onlarla müjdeler. İki şey de vardır ki onlarla kişi, Allâhü Teâlâ’ya ve onun sâlih kullarına karşı mahcup kalır. Müjdelediği iki şeyden birincisi: “Lâ ilâhe illallah”dır. Çünkü gökler ve […]
RİYAKÂRLIĞIN ACI SONU
RİYAKÂRLIĞIN ACI SONU Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: Kıyamet günü bir kısım insanlara cennete girmeleri emrolunur. Onlar da cennete yaklaşırlar, kokusunu duyarlar, oradaki sarayları ve Allâhü Teâlâ’nın cennetliklere hazırladığı şeyleri seyrederler. O sırada “Onları cennetten uzaklaştırın. Onların cennette hiç nasibi yoktur.” diye nida olunur. Onlar da, daha önce hiç kimsenin duymadığı bir pişmanlık ve üzüntü içinde […]
Boyun Ağrısına Pratik Tavsiyeler
Boyun ağrısının adale, kemik veya bunlar arasındaki bağların incinme ve yaralanması gibi birçok sebebi olabilir. Boyun fıtığı, boyun omurlarında kireçlenme, yanlış oturma ve strese bağlı adale gerginlikleri-zorlanmalar, tümör, enfeksiyon veya omurgada doğuştan olan bozukluklar da boyun ağrısı yapabilir. Oturarak iş yapanlar mola saatlerinde ayağa kalkıp biraz hareket etmeli, boyun ve sırt egzersizleri yapmalıdır. Sandalye sırtı […]
BU ÜMMETİN HAYIRLILARI
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ümmetimin hayırlılarından bir cemaat var ki, ilahi rahmetin genişliğinden açıkta gülerler, azabının korkusundan da gizli (yerlerde) ağlarlar. Bedenleri yerde, kalbleri göklerdedir, ruhları dünya’da akılları ise âhirettedir, yürümeleri vakarla, (Allâh’a) yaklaşmaları vesîle iledir.”
DOĞRULUK
Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri’ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri’nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla: – Hasan Basri’yi (r.a.) gördün mü? diye sordular. O gayet sakin: – Evet, dedi. – Nerede? – İşte şu kulübemde… Adamlar kulübeye daldı, […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Kendilerine hainlik edenleri savunma. Zira Allah, hiçbir haini, hiçbir günahkârı sevmez.” (Nisâ, 4/107)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: … مَنْ صَبَرَ عَلَى لَأْوَائِهَا كُنْتُ لَهُ شَفِيعًا أَوْ شَهِيدًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ. (م “Kim Medîne-i Münevvere’nin sıkıntılarına sabrederse ben ona kıyâmet günü şefâatçi ve şâhit olurum.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
RESÛLULLAH’IN KOMŞULARINI SEVMELİYİZ
Medîne-i Münevvere ahâlîsi Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) komşularıdır. Âsî ve günahkâr olsalar bile haklarına riâyet edilmelidir. Komşuluk hukûku önceden olduğu gibi devam eder. Kâinâtın Sultanı Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri: “Hz. Cebrâil komşu hakkını gözetmek husûsunda bana o kadar tavsiye etti ki komşularımı bana vâris kılacak zannettim!” buyurdular. Böyle olunca Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin komşuları hakkında münâsip olmayan […]
CUMA GÜNÜNÜN FAZÎLETİ
Bu gün, günlerin efendisi, mü’minlerin bayramıdır. Bu gün, Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilmiştir. Bu gün, mü’minlerin bağışlandığı gündür. Bu günün cemaatle kılınan sabah namazı, namazlar içinde en faziletli olandır. Bu gün, kıraati sesli olarak kılınan Cuma namazı vardır. Hutbe okunurken namaz kılınmaz, cemaatin konuşmayıp susması, selam alıp vermemesi icab eder. Bu gün gusül abdesti almak müstehaptır. Güzel […]
ÎTİKÂDDA VE AMELDE MEZHEB
ÎTİKÂDDA VE AMELDE MEZHEB Mezheb, ictihâd ehliyetine sâhip âlimin edille-i şer’iyye (kitap, sünnet, icmâ ve kıyas)dan çıkardığı mesele ve hükümlerdir. Erkek ve kadın her müslümanın îtikatta ve amelde mezhebini öğrenip bilmesi vâciptir. “İtikatta mezhebin hangisidir?” denirse, “Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebidir.” demelidir. Ehl-i sünnet ve cemâat demek, Resûlullâh’ın (s.a.v.) ashâbı ve cemâati (radıyallâhü anhüm) demektir. […]
İMANIN ŞUBELERİNDEN: TEVBE
Tevbe, dinin çirkin gördüğü ve yasakladığı şeyleri terk etmek, övdüğü ve izin verdiği şeylere dönmektir. Günahlar ve isyanlar, helâk eder, Allâh’tan ve cennetlerinden uzaklaştırır. Onları terk etmek de Allâh’a ve cennetlerine yaklaştırır. Samîmî, hâlisâne, azimkârâne olan bir tevbeye nasûh tevbe denilir. Nasûh, çok hâlis, çok temiz, veya pek ziyade faydalı demektir. Tevbe-i nasûh, bir kulun, […]
NÜKTE: Kendisi nereden girecek?
Câhil bir muallim, dershânesinin kapısı üzerine, “Câhiller bu kapıdan giremez” diye bir levha asmış. Muallimin cehâletini bilenlerden biri, levhayı okuyunca: “Acaba kendisi nereden girecek?” demiş.
ADALET VE TEVAZU
Emevi halifelerinin büyüğü Ömer b. Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet hususunda çok titiz davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleriyle ilgili notları yazarken kullanır, öbürünü ise devlet ve millet işleriyle ilgili yazışmalarda kullanırdı. Halife, birden fazla gömleği olmayan, varlıksız biriydi. Yakınlarından birisi […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Her kim Allâh’ın rızasına ermek (cemaliyle müşerref olmak) isterse sâlih amel işlesin ve ibadetinde Rabbine kimseyi şirk koşmasın (amellerine riya karıştırmasın).” (Kehf Sûresi, âyet 110)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا يَتَمَنَّيَنَّ أَحَدُكُمْ اَلْمَوْتَ مِنْ ضُرٍّ أَصَابَهُ. (ق “Sizden hiçbiriniz başına gelen bir belâdan dolayı sakın ölümü temenni etmesin.” (Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)
DUÂNIN TESİRİ
İbrâhim bin Edhem hazretleri, bir gemiye binmişti. Çok şiddetli rüzgar çıktı, gemi batma tehlikesine düştü. İnsanlar ağlaşıyorlardı. Birisi İbrâhim bin Edhem’i işâret ederek, şu zâttan duâ isteyiniz, dedi. O ise geminin bir tarafında başını örtmüş ayakta duruyordu. Birisi ona yaklaşıp: “Ey İbrâhim bin Edhem, insanların düştüğü hâle ne dersin” deyince başını kaldırdı ve: “Allâh’ım, bizlere […]
EHL-İ SÜNNET’İN İMAMLARI
EHL-İ SÜNNET’İN İMAMLARI Müctehid, herhangi bir dînî hükmü âyet-i kerîme ve hadîs-i şerişerden çıkaran, kıyas yapabilen büyük âlimdir. Bu büyük din müctehidlerinin edille-i şer’iyyeden (dînin delillerinden) çıkardıkları mes’eleler ve hükümler topluluğuna mezheb denir. Ehl-i sünnetin amelde mezhebi dörttür. Bu mezheplerin imamları İmâm-ı Âzam, İmam Mâlik, İmâm-ı Şâfi’î ve İmam Ahmed bin Hanbel hazretleridir. İmâm-ı Âzam: […]
SAMÎMÎ TEVBE NASIL OLUR?
Bir kişi İbrahim Edhem Hazretlerine: ‘Ben kendime çok zulmettim. Bana nasihatte bulun.’ dedi. İbrahim Edhem Hazretleri; “Sana altı şey öğreteceğim. Eğer bunları kabul edersen, bundan sonra sana zarar verecek bir şey işlemezsin.” dedi: “Allâhü Teâlâ’ya isyan edeceğin zaman onun mülkünden çık.” Adam, ‘bu nasıl mümkün olur. Doğudan batıya, güneyden kuzeye, yerin altından arşın üstüne kadar […]
CEMÂZİYELEVVEL AYI
Yarın idrâk edeceğimiz Cemâziyelevvel ayı, kamerî ayların beşincisidir. Bu ayda mu’tâd evrâd ve ezkâra devâm etmelidir. (Duâ ve îbâdetler, Fazîlet Neşriyat) CEMAZİYELEVVEL AYI İCTİMA‘I, RU’YET VE BAŞLANGICI Hicrî Kamerî 1436 yılı Cemâziyelevvel ayı ictima‘ı (19 Şubat Perşembe) günü Türkiye saati ile 01.47’de, Ru’yet, ise (19 Şubat Perşembe) Türkiye saati ile: 14.24’dedir. Hilâl’in görüldüğü yerler: Güney […]
ADALET VE TEVAZU
Emevi halifelerinin büyüğü Ömer b. Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet hususunda çok titiz davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleriyle ilgili notları yazarken kullanır, öbürünü ise devlet ve millet işleriyle ilgili yazışmalarda kullanırdı. Halife, birden fazla gömleği olmayan, varlıksız biriydi. Yakınlarından birisi […]
Günün Ayeti Kerimesi
Mü’minlerin her fırkasından (; her belde ahalisinden, her cemiyetten) bir kısmı dinde tefekkuh (edip külfet ve meşakkate katlanıp fıkıh tahsîl) eylesinler ve dönüp geldikleri vakit kendi kavimlerini irşâd ve inzâr eylesinler…” (Tevbe Sûresi, âyet 122)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ جَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللهِ وَجَبَتْ لَهُ الْجَنَّةُ. (طب Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allah yolunda cihad eden kimseye cennet vâcib olur.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Garip Karşılanan Bir Adak
Allah dostlarından biri olan Abdullah Kalanisi (K.S.) bir defasında gemi ile yolculuk ederken şiddetli bir fırtınaya yakalandı. Gemide bulunan yolcu ve mürettebat dua ettiler ve birer adakta bulundular. Abdullah Kalanisi’nin de bir adakta bulunması için kendisine işaret ettiler. Abdullah Kalanisi, kendisine adfakta bulunması için işaret edenler: – Ben şu fani dünyadan alakamı kestim. Beni böyle […]
SELÂM VERMENİN VE ALMANIN EHEMMİYETİ
SELÂM VERMENİN VE ALMANIN EHEMMİYETİ Müslümanların birbirlerini tanımalarına ve sevmelerine vesîle olduğu için selâm vermenin ve selâm almanın fazîleti büyüktür. İslâm dîni, selâm için tanışmış olmayı şart kılmamış, müslümanlar için, bildiğine ve bilmediğine selâm verilmesini bir vazîfe olarak kabul etmiş ve selâm almanın ise daha vâcib, zarûrî bir vazîfe olduğunu bildirmiştir. Selâm almak “Ve aleykümü’s-selâm […]
İlk müslümanların çektiği eziyetler
Resûl-i Ekrem Efendimiz’i (s.a.v.) tasdik edip İslâm dinini kabul eden ashâb-ı kiramdan birçokları bu uğurda pek çok eziyetler çekmiş, birçok maddî mahrumiyetlere katlanmış, dinleri uğrunda mallarını, canlarını fedadan çekinmemişlerdi. Hattâ, bizzat Resûlullah aleyhisselam dahi birçok eziyetlere mâruz kalmış, hiçbir peygamberin görmediği ezâ ve cefâya uğramış; bunlara sabr ile, metanet ile katlanmış, yüksek peygamberlik vazifesini harikulade […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Zâtıma yemin ederim ki, sizleri biraz korku, biraz açlık, biraz maldan, candan ve hâsılattan eksiklik ile imtihan edeceğiz, müjdele o sabredenleri.” (Bakara Sûresi, âyet 155)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ عِظَمَ الْجَزَاءِ مَعَ عِظَمِ الْبَلَاءِ. (ت Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Büyük belâya uğrayıp da sabreden kimsenin, kazanacağı sevab da büyük olur.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Günün Sözü
Kardeşlerim, dün öldü, bu gün can veriyor. Yarın henüz doğmadı. Zamanın kıymetini bilin. Bişr-i Hafi (r.a.)
HZ. YÛNUS ALEYHİSSELÂMIN ZİKRİ
Hz. Yûnus (a.s.) Dicle’nin batısında Musul şehri yanında Ninova ahalisine peygamber gönderildi. Onları tevhide davet etti. Lâkin onlar putlarını terk etmediler. Allâhü Teâlâ’nın azabıyla korkuttu, yine kulak asmadılar. Hz. Yûnus (a.s.)’da ümmetine darıldı ve helâk olacakları da kendisine bildirildiğinden Allâh’ın emrini beklemeden çıkıp gitti. Deniz sahiline geldi, bir gemiye bindi. Kendisine hürmet ettiler. Fakat gemi […]
ŞEYH ŞÂMİL RAHİMEHULLÂH
Meşhûr İslâm gâzîlerinden İmam Şâmil, 1212/1797 târihinde Dağıstan’da doğmuştur. Dağıstan Müslümanlarının başında yirmi beş sene devamlı Rus askerine karşı harb etmiş, bir avuç dağlılarla en meşhûr generallerin kumandasındaki orduları mağlûb etmiştir. Askerlikteki iktidâr ve metânetiyle âlemi hayrette bırakmıştı. Nihâyet 1276’da (M. 1860) teslîme mecbûr olmuş ve Petersburg’a götürülmüştür. Rus Çarı, kendisine büyük itibar göstermiş, silahlarını […]
Fakir ve Kör
Kibirli ve zengin birisi kapısına gelen bir fakire bir şey vermediği gibi, onu hem paylar hem de kapıyı yüzüne kapatır.. Zavallı fakir içlenir; bir tarafa çekilir ve oturur, ağlamaya başlar.. Bir kör, onun ağlamalarını duyar. Kalkar yanına gelir, niçin böyle üzgün olduğunu, ağladığını sorar. Fakir olanı biteni anlatır. Kör, teselli vererek, üzülmemesini, kendi evine gelmesini, […]
HASTALIK GÜNAHLARA KEFFARETTİR
Hz. Ali (r.a.) bir seferden Kûfe’ye dönerken bir evin gölgesinde yatan hasta bir kimse görüp selâmdan sonra: “Senin yüzünün rengi değişmiş, acaba hastalıktan mı?” dedi. Adam: “Evet, hastayım” diye cevap verince Hz. Ali (k.v.): “Başına gelen bu hastalıktan sevap umar mısın?” dedi. Adam: “Evet” deyince Hz. Ali şöyle buyurdu: “O halde Rabb’inin sana rahmet edeceğini […]
SAĞLIK: BEL SAĞLIĞINIZ İÇİN DİKKAT EDİNİZ!
• Ağır bir yükü kaldırmayın, çekerek veya iterek tek başınıza götürmeyin. • Hafif olsa da yerdeki bir cismi çömelerek alın, belden eğilerek bir şey almayın. Yükün ağırlığını belinize değil, bacaklarınıza verin. • Bir eşyayı iki kişi taşıyorsanız, birbirinize haber vermeksizin bırakmayın. • Yük taşırken belinizle değil, vücudunuzun tamamı ile dönün. • Sandalye veya koltukta otururken […]
Günün Ayeti Kerimesi
“Şüphesiz ki hayır ehli; iyiler nimetler içindedir. Ve şüphesiz ki fâcir(aşırı isyan eden)ler şiddetli cehennem ateşi içindedirler.”(înfitâr sûresi, âyet 13-14)
Günün Hadisi Şerifi
(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الرَّحْمَةَ لَاتَنْزِلُ عَلَي قَوْمٍ فِيهِمْ قَاطِعُ رَحْمٍ . (خد “Allâh’ın rahmeti, içinde sıla-i rahmi (yakın akrabâ ile münâsebeti) kesenlerin bulunduğu bir topluluğa inmez.” (Hadîs-i Şerîf, Buhârî, el-Edebü’l-Müfred)
Günün Sözü
Hayal kurmaktan korktuğum günler gördüm, hayallerimi aşan günler bazen. Geçmişi unutmayı öğrendim, geleceği merak etmemeyi. Tolstoy
SELEME BİN DÎNAR’IN (r.a.) HALİFEYE NASİHATİ
Emevi Halifesi Süleyman bin Abdülmelik Medine-i Münevvere’ye gelince: “Burada Ashâb-ı Kirâm’ın devrine erişmiş bir kimse var mıdır ki görüşüp bir miktar sohbet edeyim?” diye sordu. Medineliler: “Medine’nin âlimi ve kâdısı Seleme bin Dînar (r.a.) takva sahibi bir zattır. Ashâb-ı Kirâm’dan bir kısmına erişmiştir ve onlardan hadîs-i şerîşer rivayet eder.” dediler. Halife, adam gönderip davet etti. […]
SILA-İ RAHİM RAHMETE VE CENNETE YAKLAŞTIRIR
Bir adam, Resûlullâh’ın (s.a.v) devesinin yularından tuttu ve: ‘Yâ Resûlallâh! Bana cennete yaklaştırıp cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyleyiniz.’ dedi. Resûlullâh (s.a.v), “Allâh’a ortak koşmadan ona ibâdet et, namazı kıl, zekâtı ver ve akrabâlarını ziyâret et.” buyurdu. Abdullah bin Ebû Evfâ (r.a) anlattı: Bir arefe akşamı Resûlullâh’ın (s.a.v) huzûrunda oturuyorduk. O sırada Resûlullâh (s.a.v): “Akrabalarıyla alâkasını […]
MÂNEVÎ TEMİZLİK: TEVBE / ABDEST VE GUSÜL (BOY ABDESTİ)
MÂNEVÎ TEMİZLİK: TEVBE Mânevî temizlik, kalbleri güzel ahlâk, güzel amel ile temizlemeye, süsleyip nurlandırmaya çalışmaktır. Günahlar ile kirlenen ruhları, kalbleri tevbe ve istiğfâr ile temizlemeğe çalışmalıdır. Günahlar; kebîre ve sağîre yâni büyük ve küçük diye iki kısımdır. Kebîre, yâni, büyük günahların başlıcaları şunlardır: Allâhü Teâlâ’yı inkâr etmek, Allâhü Teâlâ’ya ortak koşmak. Kat’î olan bir dinî […]
Felsefenin sonu
Kadızade Hızır Bey’in oğlu olan ve sonradan üstün zekâsı ve son derece kaabiliyeti sayesinde büyük ilim adamlarından olan Sinan Paşa, gençlik çağlarında felsefeye çok önem verirmiş. Babası Hızır Bey her ne kadar oğlunu bu yoldan çevirmeye çalışmışsa da bir türlü başaramazmış. Hatta öyle olmuş ki, bir gün baba-oğul beraber yemek yerlerken yine münakaşaya başlamışlar. Baba […]
BİLDİĞİ İLE AMEL ETMEK
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Öyle bir zamanda bulunuyorsunuz ki, sizden biriniz bildiğinin onda dokuzu ile amel edip birini terk ederse helâk olur. Öyle bir zaman gelecek ki, o zaman bildiğinin yalnız onda biriyle amel eden kurtulacaktır. Çünkü o zaman, amel edenler çok azalacaktır.”
MÜHÜR
Mühür farsçadır, Türkçesi “damga”, Arapçası “hâtemdir.” Çok eski tarihlerden itibaren kullanılan mühür, bir madenden veya taştan yapılır ve imzâ yerine kullanılırdı. Mührün en mühim faydası emniyettir. Mühür kazıyan “hakkâk” en iyi hattâtlardan ders alır ve usta bir hakkâk yanında en az yedi sene çıraklık eder, birkaç sene kalfalıktan sonra “peştamal kuşanarak” usta olurdu. Mühür üzerinde […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍ. (سورة الهمزة, (1 “Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline!” (Hümeze sûresi, âyet 1)
Günün Hadisi Şerifi
Hiçbir Müslüman yoktur ki, ağaç diksin, yâhud ekin eksin ve mahsûlünden insan veya hayvan yesin de kendisi (sevâbından) istifade etmiş olmasın! Elbette o Müslümana ektiğiyle, diktiğiyle sevap verilir. (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)