قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَمَنْ يُطِعِ اللهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللهَ وَيَتَّقْهِ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ. (سورة النور, 52 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Ve her kim Allah ve Resûlüne itaat eder, Allah’tan korkar ve (isyandan) sakınırsa, işte kurtuluşa erecek olanlar ancak bunlardır.” (Nûr sûresi, âyet 52)
Archive for Şubat, 2020
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا تَابَ الْعَبْدُ أَنْسَى اللهُ الْحَفَظَةَ ذُنُوبَهُ وَأَنْسَى ذَلِكَ جَوَارِحَهُ وَمَعَالِمَهُ مِنَ الْأَرْضِ حَتَّى يَلْقَى اللهَ وَلَيْسَ عَلَيْهِ شَاهِدٌ مِنَ اللهِ بِذَنْبٍ. (كر) Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Kul, tevbe ettiği zaman Allâhü Teâlâ, onun günahlarını hafaza meleklerine unutturur. Kezâ bunu, onun uzuvlarına ve yeryüzünde o günâhı bilenlere de […]
EN BÜYÜK İSTİĞFAR: TESBİH NAMAZI
Tesbih namazı, bütün vücutla yapılan en büyük tevbe ve istiğfârdır. Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem), amcaları Hazret-i Abbâs’a (radıyallâhü anh) hitâben tesbih namazı ile alâkalı şöyle buyurmuşlardır: “Ey amca! Sana on (çeşit günâhını silecek) şey(i) haber vererek ikram etmiş olayım ki, onu işlediğin vakit günâhının evveli ve âhiri, yenisi ve eskisi, hata ile ve […]
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا أَسَأْتَ فَأَحْسِنْ. (طب) Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bir kötülük yaptığın zaman, peşinden hemen bir iyilik yap.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
ALLÂH’A VE RESÛLÜ’NE İSYAN EDEN EBEDÎ CEHENNEMDEDİR
Ebûbekr-i Sıddîk (radıyallâhü anh) bir hutbesinde buyurdu ki: “Kıyamet günü, Allâhü Teâlâ’nın dünyada kendisine iyilik ettiği, bol rızık ve sıhhatli vücûd ihsan ettiği halde bu nimetlere karşı nankörlük eden kul, Allâh’ın huzuruna getirilir ve ona: “Bugün için ne hazırladın?” diye sorulur. O, hazırladığı bir şey bulamayınca ağlamaya başlar. O kadar ağlar ki, gözünde yaş tükenir. […]
ABDESTİN SÜNNETLERİ
1- Abdeste başlarken elleri bileklere kadar yıkamak. 2- Abdeste Eûzü- Besmele ile başlamak. 3- Abdest almaya niyet etmek. 4- Ağza ve buruna su vermek ve -oruçlu değilse- bunlarda mübâlağa yapmak, yani bol su vermek. 5- Misvak kullanmak 6- Abdest alırken tertibe riâyet etmek: Önce yüzü, sonra kolları yıkamak, sonra başı meshetmek, daha sonra da ayakları […]
ALLÂH’A KARZ-I HASEN (GÜZEL ÖDÜNÇ) VERMEK
Allâhü Teâlâ, Bakara sûresinin 245. âyet-i kerîmesinde (meâlen) “Hani kim var Allâh’a güzel bir ödünç arz edecek (verecek) ki Allah ona birçok katlarını katlayıversin…” buyurdu. Karz-ı hasen, güzel ödünç demektir. Âyet-i Celîle’de malın en güzelini seçip Allâhü Teâlâ’nın rızası için ihlâsla en hayırlı yerlere vermek manasınadır. Karz-ı hasende şu on şey olmalıdır. Birincisi, helâlden olmalıdır. […]
Büyük – Küçük Günahlar
Günahlar “kebîre” (büyük) ve “sağîre” (küçük) olmak üzere iki kısımdır. Büyük günahlar da iki kısımdır: Ya küfürdür, ya değildir. Küfür olmayan büyük günahların; yedi, dokuz, yetmiş veya yedi yüz olduğu hakkında rivâyetler vardır. Her türlü küçük günahlardan da uzaklaşılsın diye büyük günah için kat’î bir adet bildirilmedi. Nitekim Müslümanlar Allah’ı bütün isimleri ile zikretsinler, Ramazan’da […]
GELENBEVÎ İSMÂİL EFENDİ (1730-1791)
Bir Fransız mühendis, Birinci Abdülhamîd Han devrinde, İstanbul’a gelmişti. Reîsü’l-küttâb (devrin hâriciye nâzırı) ile görüşürken: “Hazırladığım şu logaritma cedvelini Osmanlı Devleti’nin pâyitahtında anlayacak bir âliminiz var mıdır?” diye sorar. Hâriciye veziri, Fransız mühendisi Gelenbevî İsmâil Efendi’nin evine gönderir. Mühendis, Gelenbevî’nin fakirliğini görerek: “Bu zât mı böyle ilmi bilecek!” der. Bununla birlikte cedveli üstâdın yanında bırakır ve […]
İftira
Hz. Aişe (r.a.) buyurmuştur ki: “Resûlullah (s.a.s.) bir sefere çıkacağı zaman kadınları arasında kur’a çeker, kur’a kime çıkarsa onu beraberinde sefere götürürdü. Bir sefer sırasında da benim okum çıktı ve yolculuğuna ben refakat ettim. Bu sefer, örtünme emri geldikten sonra idi. Ben yol sırasında deve sırtında giden bir mahmil içinde taşınıyordum. Konak yerlerinde de onun […]
İMANIN BAZI ŞÛBELERİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: Îman yetmiş küsür şubedir. En aşağı mertebesi yoldan ezâyı gidermek, en üstünü de Lâ ilâhe illallâh demektir. İmanın şubelerinden bazıları şunlardır: Kelime-i şehâdet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak, hacca gitmek, abdeste devam etmek, cünüplükten gusletmek, Cuma günü gusletmek, sabırlı, şükredici olmak, şüpheliden sakınmak, hayâlı olmak, Allâhü Teâlâ’yı zikretmek, insanlara […]
İZİN İSTEME ÂDÂBI
Bir kimsenin evine veya odasına girmek isteyen önce selam verir ve girmek için izin ister. İzin isteyen sırtını kapıya döner ve içeriden gelecek cevabı duyabilmek için kapıdan fazla uzaklaşmadan üç defa izin ister. Şayet kendisine izin verilirse ne âlâ, izin verilmezse geri dönmelidir. Ancak, içerideki ile aralarındaki mesafenin uzaklığı veya içeridekinin meşguliyetinden dolayı izin talebinin […]
RESÛL-İ EKREM’İN HÂRİKULÂDE CÖMERTLİĞİ
Hâtemü’l-Enbiyâ Efendimiz (s.a.v.) son derece kerîm ve cömert idi. Hiçbir isteyene “Yok!” demezdi. Eğer yanlarında verilecek bir şey bulunmazsa ya ashabından ödünç alarak verir veyahut “Yarın gel!” gibi bir şey derdi. Safvan bin Ümeyye Huneyn Harbi’nde ganîmet mallarından bir vadide toplanmış olan yüz deveyi görüp “Ne güzel develer!.” deyince Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) “Öyle ise […]
SAHÂBENİN RESULULLÂHIN HADİSLERİNE ÎTÎNASI
Ashâb-ı Kirâm, hadîslere ve sünnete büyük ehemmiyet vermişlerdir. Bir sahâbî bilmediği veya Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den duymadığı bir hadîsi öğrenmek yahut bildiği halde sonradan tereddüde düştüğü bir hadîsin birkaç kelimesini tekrar işiterek emin olmak için, uzun ve meşakkatli yolculuklara katlanarak o hadîsi işiten sahâbinin yanına gitmişlerdir. Tâbiînin büyüklerinden Atâ b. Ebî Rebâh (r.a.) diyor ki: Ebû […]
SILA-İ RAHMİN FAZİLETLERİ
Ebu’l-Leys es-Semerkandî (rh.) şöyle buyurdu: Bir kişi akrabalarının yakınında ikamet ediyorsa, hem hediye ile ve hem de ziyaret ile sıla-i rahimde bulunmalı, onlarla alakadar olmalıdır. Eğer hediye götürmeye imkânı olmazsa ziyaret ederek ve ihtiyaç duydukları işlerde onlara yardımcı olarak alakadar olmalıdır. Şayet uzak bir yerde ikamet ediyorsa o zaman mektup yazmalı (telefon vs. yollarla görüşmeli)dır, […]
TAZİYE SÜNNETTİR
Taziye, güzel nasihatlarla ve bol sevaplar bildirerek cenaze sahibinin kalbini teskin etmektir. Cenaze sahibine taziyede bulunmak İslâm’ın sünnetlerinden biridir. Zira bu, İslâm haklarındandır. Bir hadîs-i şerîfte: “Kim, ölü sahibine taziyede bulunursa, onun gibi ecir alır.” buyuruldu. Taziyede bulunan kişi, cenaze sahibi ile musâfaha eder. Zira bu onun kalbini teskin eder. Sünnetlerden biri de, cenaze sahibinin, […]
UYKUYA DÂİR
Bebekler günün yarısından fazlasında uyurlar. Yaşlılarda ise bu müddet 5-6 saate kadar iner. Ortalama 20 dakika içerisinde uykuya dalınır. Yaklaşık 45 dakika sonra derin uyku başlar. Uyku bozukluğu; yorgunluğa, bel ve sırt ağrılarına, kişinin iş performansında düşüklüğe ve psikolojik sıkıntılara sebep olur. Uzun süren uykusuzluk ise bazı azaların çalışmasında bozulmalara ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol […]
YARATILMIŞLARA MERHAMET
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sabah vaktinde bağlanmış bir deve gördü. İhtiyacını görüp tekrar döndüğünde, deve yine orada bağlı idi. Sahibine ‘Bu gün bu devene yem verdin mi?’ diye sordular. Devenin sahibi, ‘Hayır vermedim.’ dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Bu deve kıyamet gününde Allâhü Teâlâ’ya senin hakkında davacı olacaktır.” buyurdular.
ÇOCUK TERBİYESİ
Çocuk Allâh’ın bir emânetidir. Çocuğu cehennem ateşinden korumak; terbiye etmek, güzel ahlâk öğretmek, kötü arkadaştan esirgemek sûretiyle olur. Çocuğun annesi sâliha, güzel ahlâklı ve helâl yemeğe dikkat eden olmalıdır. Çünkü kötü ahlâk anne sütünden geçer. Harâm yiyenin sütü murdar olduğundan çocuğun vücudu onunla beslenirse eserleri ergenlikten sonra meydana çıkar. Çocuk konuşmaya başlayacağı sırada ilk sözünün […]
EZAN’IN FAZİLETLERİNDEN
Ezanda birinci “Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh” okunurken “Sallallâhü aleyke yâ Resûlallâh” demek; ikincisinde ise “Karret aynâye bike Yâ Resûlallâh” demek müstehabdır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) hazretleri bir gün Mescid-i nebevîlerinde direk yanında oturuyorlardı. Hz. Ebûbekir radıyallâhü anh da onun hizasında oturmaktaydı. Bu sırada Hz. Bilâl-i Habeşî ezân okuyup: “Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh” dedi. Hz. Ebûbekir de […]
GIYBET HARAMDIR
Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Kim bir kardeşi gıyabında gıybet edilince müdafaa ederse Allâhü Teâlâ’nın onu cehennem ateşinden koruması hak olur.” buyurdular. Gıybet bir kimseyi yanında bulunmadığı bir vakitte hoşuna gitmeyecek şey ile anmaktır. Eğer kötülediği şey o kimsede varsa gıybet olur. Yoksa iftirâ olur ki bu daha büyük günahdır. Diri yahut ölü, Müslüman veya gayr-i Müslimi […]
GUSLÜN KISIMLARI
Farz olan gusülden başka sünnet, müstehap ve mendup olan gusüller de vardır: Cuma, Ramazan ve Kurban bayramı, ihrâma girmek için ve arefe günü gusül sünnettir. Her müslüman erkek ve kadın Cuma günü temizlenmelidir. Cuma günü gusül abdesti almak ve tırnak kesmek gibi sâir icabeden temizlik sebebiyle günahlar ağaçların yaprakları gibi döküleceği bildirilmiştir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.); […]
HAYAT DÜSTÛRLARI
Resûlullâh aleyhisselâm, Hz. Muâz’ı (r.a.) Yemen’e gönderdiğinde: “Yâ Resûlallâh, bana bir şeyi tavsiye ediniz ki onunla yaşayayım” dedi. “Allâh’a hiçbir şeyi ortak koşma” buyurdular. “Artırınız” dedi, “Güzel ahlâk (sâhibi olman)ı tavsiye ederim” buyurdular. “Artırınız” dedi, “On günah işlediğinde onlara keffaret olacak; affettirici bir hasene; iyilik işlersin” buyurdular. O sırada Ensâr’dan bir zât: “Lâ ilâhe illallâh” […]
HER AMELİN MÜKÂFATI KAT KAT VERİLİR
• “Kim bir Müslüman’ın dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyâmet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. • Kim borcundan dolayı zorda kalan birisine kolaylık gösterirse Allâhü Teâlâ ona hem dünyada hem de âhirette kolaylık gösterir. • Kim bir müslümanın bir ayıbını örterse Allâhü Teâlâ da onun hem dünyada hem de âhirette ayıbını örter • Kul, […]
HZ. ALİ’NİN (K.V.) ESNÂFI ZİYÂRETİ
HZ. ALİ’NİN (K.V.) ESNÂFI ZİYÂRETİ Tâbiînden Ebû Matar (r.a.) şöyle anlatır: Hz. Ali (k.v.) deve pazarına gitti ve “Satınız, fakat yemin etmeyiniz. Çünkü yemin, malınızı sattırır ama bereketini yok eder.” dedi. Oradan hurma pazarına gitti. Bir cariyenin ağladığını gördü, “Neden ağlıyorsun?” diye sordu. Kadın: “Bu adam bana bir dirhemlik hurma sattı, fakat efendim hurmaları beğenmeyip […]
İLMİHAL: İMAMIN SESİ İŞİTİLMİYORSA
Cemaatle namaz kılınırken imam ile cemaatin yerleri hükmen bir olmalıdır. Aralarında yüksek bir duvar olup imam görülmez veya sesi işitilmezse imama uymak sahih olmaz. İmamın sesi kâfi gelmezse cemaatten biri tarafından iftitah ve intikal tekbirleri cehren (sesli) alınır. Rükûdan kalkarken cehren ‘Rabbenâ leke’l-hamd’ denilir. Selâm da cehren verilir. Bu, bir tebliğ ve i’lamdır. Şu kadar […]
İÇKİ VE TÜTÜN İNSANLIK İÇİN BÜYÜK LEKEDİR!
Sarhoş edicilerle keyif vericiler; içki ve tütün, insanlık için iki büyük beladır. İçki cemiyetlerin temelini sarsıp fertlerinin ahlâkî fazilet ve tabiî kuvvetlerini bozar. İslam dininin kurtarıcı hükümleri ve bilhassa İslam âleminin cihanı süsleyen parlak güneşi olan Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın âyetleri, alkollü içkileri katiyen haram etmektedir. Bunların zararı ve kötü tesiri tıbben, ahlâken ve aklen muhakkak olduğu […]
İLK MÜSLÜMANLAR
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’in hak peygamber olduğunu en evvel Hazret-i Hatîce vâlidemiz, sonra amcasının oğlu Hz. Ali, daha sonra azatlı kölesi ve evlatlığı Hazret-i Zeyd bin Hârise, ondan sonra da Hz. Ebû Bekir es-Sıddık tasdik etti. Radıyallâhü Teâlâ anhüm. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) Müslüman olduktan sonra Osman bin Affan, Abdurrahman bin Avf, Sa’d bin Ebî Vakkas, […]
RESÛLULLÂH’A ‘(S.A.V.) SALEVÂT OKUMANIN FAZİLETİ
Resûlullâh Efendimiz’e (s.a.v.) salevât okumaktan maksad, Allâh’ın emrine uymak ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) üzerimizdeki hakkını ödemektir. Salevât; Allâh’dan rahmet, meleklerden istiğfâr ve mü’minlerden duâ demektir. Salevâtın en kısa olanı “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin” dir ki: “Ey Allâh’ım, Muhammed aleyhisselâmı dünyâda şerefli, namını yüce ve meşhûr, güzel dînini devamlı kıl, âhirette sevablarını […]
ÖLÜLERİMİZ İÇİN DUA
Müslüman vefat ettikten sonra arkasından dua etmekte onun için fayda vardır. Cenazesinde bulunup, Allah rızâsı için sadaka verip, Kur’ân okuyup veya başka hayırlı ameller yapıp sevâbını ölüye hediye etseler, ölünün ruhuna büyük sevab ve büyük menfaat ulaşır; azapları kalkar, dereceleri yükselir ve birçok ikramlar olur. Peygamberimiz Aleyhisselâm hadîs-i şerîşerinde: “İnsan öldüğü zaman bütün amelinin sevâbı […]
PEYGAMBERİN VAZİFESİ HİDAYETE DAVETTİR
Allâhü Teâlâ “Rabbinin yoluna hikmet ile güzel öğüt ile davet et.” (Nahl Sûresi, âyet 125) buyurdu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Ben hidayete davet için gönderildim. Fakat benim hidayette bir tesirim yoktur. İblis de insanları doğru yoldan saptırmak için gönderildi. Fakat onun da dalâlette bir tesiri yoktur.” buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) amcası Ebû Tâlib’in hidâyete ermesini, müslüman […]
YOLCULUK ÂDÂBI
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) vedâ haccı için Medîne’den Perşembe günü çıktıklarından yolculuğa Perşembe günü çıkmak müstehab olur. Resûlullâh Efendimiz hicret için Pazartesi günü çıktıklarından Pazartesi günü de yolculuğa çıkmak müstehabdır. Yola sabahın erken saatlerinde çıkmalıdır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) “Allâh’ım, sabahın erken vakitlerini ümmetime mübârek kıl” diye duâ etmişlerdir. Bir yere asker göndereceklerinde de sabahın erken vakitlerinde […]