قَالَ اللهُ تَعَالَى: قُلْ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنِّي رَسُولُ اللهِ إِلَيْكُمْ جَمِيعًا… الآية. (سورة الاعراف، 158 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “(Habîbim Ahmed!) De ki: Ey insanlar! Haberiniz olsun ben size, sizin hepinize Allâh’ın resûlüyüm.” (A’raf sûresi, âyet 158)
Archive for Ocak, 2019
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ مَأْدُبَةُ اللهِ فَاقْبَلُوا مِنْ مَأْدُبَتِهِ مَا اسْتَطَعْتُمْ. (مى Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak şu Kur’ân-ı Kerîm, Allâhü Teâlâ’nın ziyâfeti (mesâbesinde)dir. O hâlde onun ziyâfetinden, gücünüz yettiği kadarını kabul edin.” (Sünen-i Dârimî)
İÇKİNİN KÖTÜLÜĞÜ
İçki haramdır. Bir damlasına bile yaklaşmamak lazımdır. Fakîh Ebu’l- Leys Semerkandî merhum şöyle buyurdu: Sakın içkiye yaklaşma, zira onu içmekte on kötü hal vardır; 1- İçki içen deli seviyesine düşer ve çocukların bile maskarası olur. Akıllı insanlar nezdinde de kötü olarak bilinir. 2- İçki içmek aklı giderir ve malı telef eder. 3- Dostlar ve kardeşler […]
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (s.a.v.) TEVÂZUU
Resûlullâh (s.a.v.) bir yolculukta idi. Ashâbına, bir koyunu kesip hazırlamalarını emretti. Ashabından biri: “Yâ Resûlallâh! Boğazlamayı ben yaparım.” dedi. Bir başkası: “Yâ Resûlallâh! Yüzmeyi ben yaparım.” dedi. Bir başkası da: “Yâ Resûlallâh! Pişirmeyi de ben yaparım.” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Odun toplamayı da ben yaparım.” buyurdu. Ashâb-ı Kirâm: “Yâ Resûlallâh! İşi yapmak için biz kâfîyiz.” […]
Yeterki kalbi kırılmasın
Bir hükümdarın pek çok cariyeleri vardı. İçlerinde pek güzel dilberler bulunmasına rağmen, siyah bir cariyeye daha fazla alaka ve sevgi gösterirdi. Diğerlerinin bunu çekemediğini fark eden padişah, bir gün kendilerine üzeri mücevheratla süsülü birer kristal bardak vermişti. Manevi değeri yanında maddi kıymeti de pek yüksek olan bu bardakları ellerinde tutan cariyeler, hayranlıkla bakarlarken padişah: – […]
ZORLU YOLCULUK
Bir gün Hüdhüd bütün kuşları bir araya toplayıp onlara padişahlarına gitmek için bir seyahat teklif eder. Onlara sultânın vasıflarını anlatarak isteklendirir, ancak yolun zorluklarını da bildirir. Her biri birer mazeret söyleyerek özür dilerler Hüdhüd de onlara cevap verir. Onun yerine başka kim olsa daha iyisini söyleyemez. İçlerinden birisi, bir şüphecisi Hüdhüd’e şöyle der: “Sen kimsin, […]
Günün Ayeti Kerimesi
قَالَ اللهُ تَعَالَى: اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ. (سورة يس، 65 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Bugün (kıyamet gününde kâfi rlerin) ağızlarını mühürleriz ve bize elleri söyler ve neler kazanır olduklarına dâir ayakları şâhitlik eder.” (Yasin sûresi, âyet 65)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا كَرِهْتَ أَنْ يَرَاهُ النَّاسُ مِنْكَ فَلَا تَفْعَلْ بِنَفْسِكَ إِذَا خَلَوْتَ. (كنز Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “İnsanların sende görmelerini istemediğin şeyi, yalnız başına kaldığın zaman da yapma.” (Kenzü’l-Ummâl)
Yaşlı Kadınlar Cennete Giremez
Ensardan yaşlı bir kadın Resulullah’a (s.a.) gelerek. – Ya Resulullah! Bağışlanmam için bana dua et. Resulullah (s.a.) : – Bilmiyor musun ki cennete yaşlı kadınlar giremez, buyurdu. Bunun üzerine kadının ağlamaya başlaması üzerine Resulullah (s.a.) gülümseyerek: – Sen o gün ihtiyar bir kadın olmayacaksın. Allah’ın “Gerçekten biz hûrileri apayrı biçimde yeni yarattık. Onları, bâkireler kıldık. […]
RESÛLULLÂHA VE ALLAH’TAN GETİRDİKLERİNE İMAN ETTİK
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ölümden sonrasına dâir haber verdiklerine îmân etmedikçe kulun îmânı makbul olmaz. Ölümden sonra kabirde ilk şey Münker ve Nekîr’in sual sormasıdır. Münker ve Nekir ölüye: “Rabbin kim, peygamberin kim, dinin ne?” diye sorarlar. Mü’min: “Rabbim Allah, dinim İslam, Peygamberim Muhammed Mustafa (s.a.v.)” diye cevap verir. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ölümden sonrasına dair haber […]
KÖTÜ ÂLİMLER
Âlimlerin dünyâya muhabbet ve rağbetleri, onların güzel yüzleri üzerine bir lekedir. Her ne kadar onlardan insanlar için faydalar hâsıl olsa da ilimleri kendi haklarında faydalı olmaz. Onlar vasıtasıyla dîn takviye olsa da buna i’tibar yoktur. Çünkü takviye zaman zaman bazı fâcirlerden ve dîni inançları zayıf, gevşeklerden de hâsıl olur. Peygamberlerin Efendisi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak […]
EN CÖMERT KİM?
Resûlüllah (s.a.v.) buyurdular ki; “Size en cömert olanı haber vereyim mi?” Ashâb-ı kirâm: “Evet, Yâ Resûlallah” dediler. Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: “Cömerdlerin en cömerdi Allâhü Teâlâ’dır. Ben ise Âdemoğlunun en cömerdiyim. Benden sonra insanların en cömerdi ise, öğrendiği ilmi yayan kimsedir. İşte bu kimse kıyâmet günü tek başına bir ümmet olarak ba’s olunur (diriltilir). Bir […]
Günün Ayeti Kerimesi
قَالَ اللهُ تَعَالَى: إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ، آخِذِينَ مَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُحْسِنِينَ، كَانُوا قَلِيلًا مِنَ اللَّيْلِ مَا يَهْجَعُونَ، وَبِالْأَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ. (سورة الزارياة، 15-18 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki müttakîler, Rab’lerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde pınar başlarındadır. Çünkü onlar bundan evvel (dünyada) güzel amel etmeyi âdet edinmişlerdi, gece pek […]
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَوْ أَخْطَأْتُمْ حَتَّى تَمْلَأَ خَطَايَاكُمْ مَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ اسْتَغْفَرْتُمُ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ لَغَفَرَ لَكُمْ Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhammed’in nefsi kudretinde olan Allâh’a yemin ederim ki, sizler günah işleseniz ve hatta günahlarınız gök ve yer arasını doldursa, sonra da […]
İLİMLE AMEL ETMEK
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: • “İlim öğreniniz ve öğrendiklerinizle amel ediniz, onu insanlara öğretiniz. Ehil olmayanlara öğretmeyiniz, ilim öğrenmeye ehil olanları da mahrum bırakmayınız.” • “İlimlerden dilediğinizi öğreniniz. Öğrendiklerinizle amel etmedikçe Allâhü Teâlâ size asla ecir ve mükâfat vermez.” • “Ey Uveymir! Allâhü Teâlâ sana kıyâmet gününde “İlim öğrendin mi yoksa cahil mi kaldın?” derse, […]
İmanın Devamının Şartları
Dünyada insan için birinci derecede lüzumlu olan imandır. Her insan iman etmek ve bu imanı âhirete götürmekle mükelleftir. Bunun için de, bütün müminlerin aşağıdaki hususlara dikkat etmesi lâzımdır: Gaybe inanmak. Gayb, beş duyu ile anlaşılamayan şeylerdir. Allâh, melek, Cennet, Cehennem ve cin gibi. Helâlin helâl olduğuna inanmak. Yâni helâl şeylere haram dememek. Haramın haram olduğuna […]
NÂBÎ’NİN BİR HATIRASI
Şâir Nâbî’nin, merhûm Sultan Üçüncü Ahmed’e ait bir hatırası şöyledir: “Üçüncü Ahmed Han, henüz dört yaşlarında idiler. Birgün Karaağaç bahçesinde merhum Sultan Dördüncü Mehmet Han’ın huzurundan dışarı çıkıp, bahçe tarafına doğru gidiyordum. Meğer o anda şehzâde Ahmed Han, çiçek bahçesinde imiş. Merhum Bozoklu Mustafa Paşa, silahdar ağa idi. Şehzâde onun ellerine yapışıp, yanlarında bulunan dört […]
SİRKE, NE GÜZEL KATIKTIR
Mekke-i Mükerreme’nin fethi günlerinde, bir gün Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) amcasının kızı Ümmühânî’nin evini teşrif edip, “Yâ Ümmehânî! Senin biraz yiyeceğin var mıdır?” buyurdu. Ümmühânî (r.anha): “Bir iki kurumuş et parçası var ama, ben onu size takdim etmeye utanırım.” dedi. Resûlullâh (s.a.v.): “Onu bana getir.” buyurdu. Ümmühânî gitti, getirdi. Resûlullâh o kuru et parçalarını su ile […]
Günün Ayeti Kerimesi
قَالَ اللهُ تَعَالَى: … وَإِنْ كُنْتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُوا… الآية. (سورة المائدة، 6 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “…Ve eğer cünüp iseniz guslediniz (tamamen yıkanınız).” (Mâide sûresi, âyet 6)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلصُّبْحَةُ تَمْنَعُ الرِّزْقَ. (الجامع الصغير Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Sabah uykusu (fecir ile güneşin doğması arasındaki vakitte uyumak), rızka mâni olur.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
SON NEFESTE İMAN
Îmân bir kandile benzer. Onun muhâfazası; dînin emirlerine uymakladır. Son nefeste şeytanın vesvesesi çok şiddetli rüzgâra benzer. Kim îmân kandilini yakar, lakin onu Allâh’ın emirlerine uyup, menettiklerinden sakınarak korumazsa kandilin sönmesinden korkulur. İmâm-ı Azam Hazretlerine “Hangi günah sebebi ile îmânın kaybolmasından korkulur?” diye soruldu. Şöyle buyurdular: “Îmân nimetine şükretmeyi terk etmek, Son nefeste îmansız gitmekten […]
TOPAL AYAĞIYLA HARBE KATILIP ŞEHİT OLAN SAHÂBÎ
Benî Seleme kabilesi eşrâfından Amr bin Cemûh’un (r.a.), bir ayağı topaldı. Kendisinin arslan gibi dört oğlu, Peygamber Efendimiz’le (s.a.v.) birlikte savaşlara katılırlardı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Uhud Harbine çıkacağı sırada Amr b. Cemuh (r.a.) da sefere katılmak istemiş, oğullarına “Beni de sefere çıkarın!” demişti. Oğulları ise “Sen cihadla mükellef değilsin! Allâhü Teâlâ seni mazeretli saydı. İşte […]
PEYGAMBERİMİZİN İSLAM DİNİNİ TEBLİĞİ
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Allah ile kullar arasındaki vazifesini noksansız ifâ ederek dünyadan ayrılmıştır. Onun peygamberliği yalnız bir kavme değil, bütün insanlara ve cinlere şâmil idi. Hayatında İslâmiyet henüz bütün insanlara tebliğ edilemediği için bu vazifenin devamı Müslümanlara kalmıştı. Müslümanlar Müslüman olmayanlara İslâm dinini tebliğ ederler. Neticede Müslümanlığı kabul ederlerse dinde kardeş olurlar. Etmezlerse kendileri bilirler. […]
MİHMANDÂR-I RESÛLULLAH (S.A.V.)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i evinde müsafir etmekle şereşenen Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.) iki katlı evinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i müsafir edişini şöyle anlatıyor: “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Mekke’den Medine’ye hicret buyurdukları vakit bizim fakirhanemizi teşrif ettiler. Yanında Zeyd bin Hârise vardı. Ben kendilerine evimin üst katını teklif ettim ise de gelen giden ziyaretçilere kolay olur diye alt katını […]
Günün Ayeti Kerimesi
قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَهُوَ اللهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَفِي الْأَرْضِ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهْرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ. (سورة الانعام، 3 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Hâlbuki o Allah hem göklerde hem yerde ma’bûd (ibâdet edilendir). Sizin sırrınızı ve cehrinizi (gizlinizi ve açığınızı) bilir; (gizli ve âşikârda, iyi kötü) ne kazanıyorsanız onu da bilir.” (En’âm sûresi, âyet 3)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَيْرُ النَّاسِ أَقْرَؤُهُمْ وَأَفْقَهُهُمْ فِى دِينِ اللهِ أَتْقَاهُمْ لِلّٰهِ وَآمَرُهُمْ بِالْمَعْرُوفِ وَأَنْهَاهُمْ عَنِ الْمُنْكَرِ وَأَوْصَلُهُمْ لِلرَّحِمِ. (الجامع الصغير Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “İnsanların en hayırlısı, (Kur’ân-ı Kerîm’i tecvidine riâyetle) en çok okuyanı, Allâh’ın dîninde en fakîh olanı (fıkhı en iyi bileni), Allah’tan en çok korkanı, insanlara mârûfu (dînin […]
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْمُؤْمِنُونَ كَرَجُلٍ وَاحِدٍ إِنِ اشْتَكَى رَأْسُهُ اِشْتَكَى كُلُّهُ وَإِنِ اشْتَكَى عَيْنُهُ اِشْتَكَى كُلُّهُ. (حم Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Müminler, tek bir adam gibidir. Başı ağrıdığında bütün vücudu acı duyar. Gözü ağrıdığında bütün vücudu acı duyar.” (Müsned-i Ahmed)
HASTANIN ALLÂH’A HAMDİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: Bir kul hasta olduğu zaman Allâhü Teâlâ ona iki melek gönderir ve şöyle buyurur: “Kendini ziyârete gelenlere ne diyecek, bakın bakalım.” Birisi ziyâretine geldiğinde, Allâh’a hamd ve senâ ederse melekler bu hâli her şeyi en iyi bilen Allâhü Teâlâ’ya arz ederler. Allâhü Teâlâ da şöyle buyurur: “Kulumu vefât ettirirsem onu cennete […]
HARAM VE HELÂL LOKMA
İbrahim bin Edhem hazretleri (k.s.) şöyle anlatır: Bir gece Beyt-i Makdis’te Kubbetü’s-Sahra’nın altında geceledim. Geceleyin gelen iki melek arasında şöyle bir konuşma geçti: “Burada yatan kimdir?” “İbrahim bin Edhem’dir.” “Allâhü Teâlâ’nın bir derece indirdiği kişi budur.” “Neden derecesi indirildi?.” “Bir gün, Basra’da satın aldığı hurmanın içine satıcının hurmalarından bir hurma düştüğü için…” Meleklerin bu konuşmasını […]
NAMAZLARDA KIYAM: AYAKTA DURMAK
Kıyam, farz ve vâcip namazlarda farz olan bir rükündür, bir esastır. Kıyâma (ayakta durmağa) gücü yeten kimsenin bir farz veya vâcip namazı oturarak kılması câiz olmaz. Bir hasta, bir yere dayanarak ayakta namaz kılabiliyorsa farz namazları oturduğu hâlde kılamaz. Bir müddet ayakta kılmaya gücü yeterse o kadar ayakta durur, sonra oturarak namazını bitirir. Hatta yalnız […]
NASREDDİN HOCANIN MERKEBİ
Hoca merkebini pazara getirip dellala vermiş. Gelen müşteri yaşını anlamak için dişine bakmak isteyince merkep elini ısırmış. Adam söylenerek gitmiş. Diğer bir müşteri kuyruğunu tutunca merkep tepmiş. Dellal:. “Efendi bu merkebi kimse almaz, önüne geleni kapıyor, ardına geleni tepiyor.” demiş. Hoca merhum; “Zaten ben de onu satmak için getirmedim, Müslümanlar görsünler de benim neler çektiğimi […]
Günün Ayeti Kerimesi
قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَيْلٌ لِلْمُطَفِّفِينَ، الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ، وَإِذَا كَالُوهُمْ أَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ. (سورة المطففين، 1-3 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Alışverişlerinde hile yapanların vay hallerine. O kimseler ki kendilerine ölçtükleri vakit -insanlar aleyhine- dolgun ölçerler. İnsanlar için ölçtükleri veya tarttıkları vakit eksiltirler. (Mutaffifîn Sûresi, âyet 1-3)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ كَثُرَ هَمُّهُ وَغَمُّهُ فَلْيُكْثِرْ مِنَ الْاِسْتِغْفَارِ. (كنز Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kimin (gelecek) kaygısı ve (geçmişe dair) üzüntüsü artarsa istiğfârı çoğaltsın.” (Kenzü’l-Ummâl)
FARZ ÜÇ NEVİDİR
Dâimî farz, muvakkat farz, farz-ı kifaye. Dâimî farz: Amentünün altı maddesini bilmek ve daima inanmak daimî (devamlı) farzdır. Muvakkat farz: Vakti geldikçe işlediğimiz farz amellerdir. Vakti geldikçe kılınan beş vakit namaz, Ramazan ayı tutulan oruç gibi. Dâimî farz ve muvakkat farz farz-ı ayındır. Farz-ı Kifâye: Müslümanlardan bazısının yapması ile diğerlerinden sakıt olur; selâm almak ve […]
EN BÜYÜK İBÂDET DİNİN DİREĞİ: NAMAZ
EN BÜYÜK İBÂDET DİNİN DİREĞİ: NAMAZ Her akıllı, bâliğ (ergen) olan kimsenin ehl-i sünnet itikadı üzere îmân olunacak husûsları bilip îmân ettikten sonra beş vakit namazın farzlarını ve vâciblerini bilmesi ve Peygamberimizden naklolunduğu üzere yerine getirmesi lazımdır. Namaz, Peygamberimiz Muhammed Mustafa aleyhisselâm hazretlerinin hicretten evvel Mekke-i Mükerreme’de isrâ ve mi’râc ettikleri gecenin ertesi Ashâbına tebliğ […]
SULTANIN SİYÂSETİ
Sultan İkinci Abdülhamîd Hân’ın Avrupa devletleri elçilerinin siyâsî talep ve taarruzlarından kolaylıkla kurtulmasına bir son vermek isteyen Fransa eski Dâhiliye Nâzırı Mösyö Konstans, sefîrler meclisi kararlarını sultana bildirmek üzere yola çıktı. Sefîr daha arabasına binmeden sultana, sefîrin saraya hareket ettiği haberi gitmişti. Sefîrin atlarla alâkasını bilen Padişâh; “Buyurun sefîr cenâbları! Sizi alâkalandıracak bir mevzû hakkında […]
Günün Ayeti Kerimesi
قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ. (سورة الملك، 13 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Sözünüzü (inanç ve mezhebinizi) ister gizleyin ister açığa vurun. Çünkü o (Allah) kalblerdekini (içiyle dışıyla bütün hakikatleri) bilir.” (Mülk sûresi, âyet 13)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ اللهَ تَعَالَى يُبَاهِي بِالشَّابِّ الْعَابِدِ الْمَلَائِكَةَ يَقُولُ: اُنْظُرُوا إِلَى عَبْدِي تَرَكَ شَهْوَتَهُ مِنْ أَجْلِي. (فيض Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak Allâhü Teâlâ kendisine ibâdet eden genç ile meleklerine karşı iftihar eder ve: ‘Şu kuluma bakınız, benim için nefsinin arzu ve isteklerini terk etti’ buyurur.” […]
EY MÜ’MİN ERKEKLER VE KADINLAR
Allâhü Teâlâ, buyuruyor ki (meâlen): “(Ey Resûl’üm) Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını muhâfaza etsinler, bu kendileri için daha temizdir. Muhakkak Allah ne yaparlarsa haberdardır.” (Nûr sûresi, 30. âyet) “Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini sakınsınlar, ırzlarını muhâfaza etsinler, -zâhir olanı (yâni örtünün dış tarafı ile eli ve yüzünden) başka- ziynetlerini açmasınlar ve baş örtülerini […]
KELİME-İ TEVHÎD, SEMÂVÂT VE ARZDAN AĞIRDIR
“Nefis, azgınlık ve inâtta ve Allâhü Teâlâ’ya verdiği ahdi bozup imanı ve insanları ifsad etmekte devam ettiği müddetçe, kişinin imanını kelime-i tevhîdi tekrar ederek tecdîd etmesi, yenilemesi lazımdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Îmânınızı ‘Lâ ilâhe illallâh’ diyerek kelime-i tevhid ile yenileyiniz.” buyurmuştur. Muhakkak bu Kelime-i Tevhîd’i her zaman tekrar etmek lazımdır. Zira nefis, devamlı şer ve […]
KEFEN SOYANIN HALÎ
Arif-i Billah’tan birisi, Bağdat caddelerinde dilenen kör bir dilenciye rastladı. Allah’ın suçsuz yere hiçbir belâ vermeyeceğini bilen Allah dostu: «Sana ne oldu da gözlerin kör oldu? Sonradan mı oldu, ana doğma mı körsün?» diye sordu. Âmâ sonradan gözlerinin kör olduğunu söyledi ve başından geçen hadiseyi şöyle anlattı: – Ben vaktiyle kefen soyardım. O zaman gözlerim […]
Günün Ayeti Kerimesi
قَالَ اللهُ تَعَالَى: رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ. (سورة آل عمران، 8 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: (İlimde kemâle erenler dediler ki:) “Ey Rabbimiz, bizleri hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi haktan saptırma ve kendi katından bizlere bir rahmet ihsan et. Şüphe yok ki herkesin muradını verecek ancak […]
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَعَلِيُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ أَلَبُّ أُمَّتِى وَأَشْجَعُهَا. (جمع الجوامع Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ve Ali bin Ebû Tâlib, ümmetimin en akıllısı ve en şecâatlisidir.” (Suyûtî, Cem’u’l-Cevâmi’)
EN GÜZEL AHLÂKÎ ESASLAR
En mühim vazifelerimiz, en güzel ahlâkî esaslarımız Nisa Sûresi, 36. âyet-i kerîmesinde tavsiye buyurulmaktadır. Bu âyet-i kerîme şöyle tefsir edilmiştir: Ey Müslümanlar! (Allâhü Tealâ’ya ibadet ediniz) onu tevhide; Allâh’dan başka ilah olmadığına inanıp ona itaata, namaz, oruç gibi ibadetlere devam ediniz. (Ve ona hiçbir şeyi şerik koşmayınız) Cenâb-ı Hakk’a âşikâr ve gizli surette hiçbir şeyi […]
KELİME-İ ŞEHADET
“Eşhedü enlâ ilâhe illallâh”: Ben inanır, ikrar ve tasdik ederim ki, Allâh’tan başka ilah yoktur; hak olarak Allâh’tan başka ibadet edilecek ilah yoktur. “Ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû”: Ben ikrar ve tasdik ederim ki, Muhammed Allâh’ın resûlü ve kuludur; Allâh’ın sevgili ve seçtiği kuludur. Allâhü Teâlâ onu âlemlere rahmet, bütün insanlara ve cinne […]
EMÎR TİMUR’UN TEVÂZUU
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri Mektûbât-ı Şerîfesi’nde şöyle buyurdular: “Emîr Timur aleyhirrahme, bir gün Buhârâ sokaklarının birinden geçmekteydi. Hâce Şâh-ı Nakşibend Hazretleri’nin dervişleri de medresenin sergilerini silkeliyorlardı. Emir Timur, İslâm’a olan bağlılığından, dervişlerin feyzinin bereketiyle şereflenmek için medresenin bu tozlarını, kendisi için sanki anber ve çok güzel bir koku kabul edip orada durdu. İşte Emîr Timur, bu […]
Günün Ayeti Kerimesi
قَالَ اللهُ تَعَالَى: … لَا يَسْتَوِى مِنْكُمْ مَنْ أَنفَقَ مِنْ قَبْلِ الْفَتْحِ وَقَاتَلَ أُولَئِكَ أَعْظَمُ دَرَجَةً مِنَ الَّذِينَ أَنفَقُوا مِنْ بَعْدُ وَقَاتَلُوا… الآية. (سورة الحديد، 10 Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “…Fetihten evvel infak edip çarpışanlarınız diğerlerine müsâvî olmaz, onlar sonradan infak edip çarpışanlardan derece îtibâriyle daha büyüktür…” (Hadîd Sûresi, âyet 10)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْهُومَانِ لَا يَشْبَعَانِ: مَنْهُومٌ فِي الْعِلْمِ لَا يَشْبَعُ مِنْهُ وَمَنْهُومٌ فِي الدُّنْيَا لَا يَشْبَعُ مِنْهَا. (هب Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Hırslı iki kişi vardır ki onlar doymazlar: İlme karşı hırslı olan, ilme doymaz; dünyaya karşı hırslı olan, dünyaya doymaz.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
HAZRET-İ ALİ (K.V.) BUYURDULAR
Üç şey vardır ki onlar tevâzuun başıdır: Birincisi, karşılaştığı kimseye ondan önce selam vermek. İkincisi, bir mecliste en şereşi yere değil de sıradan bir yere oturmaya râzı olmak. Üçüncüsü, ibadetini, işini riyâ ve süm’adan uzak tutup; insanlar görsün ve duysun diye yapmamak.
İYİ KOMŞU
Ebû Cehm Advî, evini yüzbin dirheme satmış ve evi alana “Komşum Saîd bin Âs’ın komşuluğunu kaça satın alırsınız?” demiş. “Hiç komşu satılır mı?” deyince, “Paranızı alın, evimi geri verin. Ben bu Saîd bin Âs hazretlerinin komşuluğunu terk etmem. Zira ben otursam, beni görmeye gelir, beni görse hatırımı sorar, kaybolsam hakkımı korur, bulunduğumda bana yakın olur, […]
VALİNİN İHSANI
Vaktiyle adamın biri, pek daralmış ve çâresiz kalıp evin bir eşyasını satmak üzere sırtına yüklenip pazara götürürken, yolda, tebdil-i kıyafetle şehri dolaşmaya çıkan valiye rast gelmiş. Vali, onun halini sorunca biçare derdini anlatmış. Vali, adamın haline acıyarak: “Sana para mı, bir merkep veya birkaç koyun mu, yoksa bir bağ mı vereyim? Hangisini istersin”, demiş. Adam: […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : …وَلَا تُطِعْ مَنْ أَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَنْ ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ وَكَانَ أَمْرُهُ فُرُطًا. (سورة الكهف, 28 “…Kalbini zikrimizden gâfil bıraktığımız ve hevâsına tâbi olmuş (keyfinin ardına düşmüş) ve işi haddini aşmak olmuş kimseye itâat etme, uyma.” (Kehf Sûresi, âyet 28)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كُلُّ الذُّنُوبِ يُؤَخِّرُ اللهُ مَا شَاءَ مِنْهَا إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ إِلَّا عُقُوقَ الْوَالِدَيْنِ فَإِنَّ اللهَ تَعَالَى يُعَجِّلُهُ لِصَاحِبِهِ فِي الْحَيَاةِ قَبْلَ الْمَمَاتِ Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allâhü Teâlâ, bütün günahlar(ın cezâların)dan dilediklerini kıyâmet gününe te’hir eder. Ancak ana-babaya âsi olmak müstesnâ. Zîra onun cezâsı, sahibine […]
UZUN EMEL
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) Ashabına “Hanginiz cennete girmek ister.” diye sordular. Ashab-ı Kirâmın “Hepimiz, ey Allâhü Teâlâ’nın Resûlü” cevabını vermeleri üzerine de şöyle buyurmuştur: “Emellerinizi kısa tutun, sürekli ölümü hatırlayın ve Allâhü Teâlâ’dan hakkıyla hayâ edin.” Sahabe-i Kiram “Biz Allâhü Teâlâ’dan hayâ ediyoruz.” deyince Resûlullah (s.a.v) “Hayır, bunu kastetmiyorum. Allâhü Teâlâ’dan hayâ etmek isteyen, başını ve […]
YOLDAN ÖNCE ARKADAŞ
Yola çıkmadan evvel sâlih bir arkadaş edinmeli, fâsıkla yolculuk yapmamalıdır. Bunun için “Önce arkadaş, sonra yol” denmiştir. Arkadaş, kendisine dînî hususlarda yardım edici, unuttuğunu hatırlatıcı, hatırladığı zaman ona yardımcı olmalıdır. Çünkü kişi, arkadaşının dîni (ahlakı) üzeredir. İnsan, ancak arkadaşı ile tanınır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yalnız başına yolculuğa çıkmaktan menetmiştir. En iyisi, dört arkadaş beraber yolculuk […]
RESÛLULLAH (S.A.V.)’İN ŞEFKATİ
Fudâle bin Amr diyor ki: Mekke’nin fethi yılında henüz Müslaman olmadan evvel Resûlullah’ı (s.a.v.) öldürmek istemiştim. O, Beytullah’ı tavaf ediyordu. Ona yaklaşınca: “Fudâle misin?” dedi. “Evet” dedim. “Nefsin sana ne vesvese veriyor?” diye sordu. “Hiçbir şey.” dedim. Güldü ve benim için Allâh’a istiğfar etti, elini göğsüme koydu. Resûlullah’a düşmanlık kalbimden çıktı. Resûlullah Allâh’ın yarattıklarının en […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ… الآية. (سورة المؤمن, 60 “Ve Rabbiniz buyurdu: Bana duâ ediniz, icâbet (duânızı kabul) edeyim.” (Mü’min Sûresi, âyet 60)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا صَلَّى فِي الْعَلَانِيَةِ فَأَحْسَنَ وَصَلَّى فِي السِّرِّ فَأَحْسَنَ قَالَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ هٰذَا عَبْدِي حَقًّا Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak bir kul namazını insanların gördüğü yerde de görmediği yerde de (ihlâsla ve ta’dîl-i erkâna riâyet ederek) güzelce kılarsa Allah azze ve celle […]
KABİRDE MÜ’MİN VE KÂFİR
KABİRDE MÜ’MİN VE KÂFİR Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: (Mü’min) kul, kabrine konulup onun arkadaşları geri dönüp gittiklerinde – ki muhakkak ölü, bunlar yürürken ayakkabılarının sesini bile işitir- ona (Münker ve Nekîr adlı) iki melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona: “Muhammed (s.a.v.) hakkında ne dersin?” diye sorarlar. O mü’min de, “Samîmî bildiğim ve size […]
KABİR SUÂLİ HAKTIR
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Ashâbına “Kabir suallerine vereceğiniz cevapları öğreniniz, zira siz ondan mes’ûlsünüz.” buyururlar idi. Ensâr’dan bir zatın evinde bir müslümanın vefâtı yaklaşınca ona bu husûsta tavsiye ve telkînde bulundular. Ashâb-ı Kirâm da çocuklarından biri iyiyi kötüden ayırabildiği vakit ona “Sana ‘Rabbin kimdir? diye sorduklarında ‘Rabbim Allâh’dır, de. Sana ‘Dînin nedir?’ diye sorduklarında ‘dînim İslâm’dır, […]
EMİRCİK KUŞU
Yalıçapkını ve iskele kuşu da denilen emircik kuşu yalnız balık yer, balık ve tertemiz su bulunan yerlerde yaşar. Dere veya ırmak kenarında dalları su üzerine sarkan ağaçlarda barınır. Emircik kuşu süratle avlanır. Suya dalıp balıkla dışarı çıktığı zaman su yüzünde meydana gelen şekil henüz düzelmiş olmaz. Suya dalışı ve ağzında balıkla dışarı çıkışı ancak bir […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : …إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ. (سورة الحجرات, 13 Allâhü Teâlâ buyurdu: “…Allah katında en ekreminiz (itibarlınız), en takvâlınızdır. Şüphe yok ki Allah herşeyi bilir ve herşeyden haberdardır.”(Hucurât sûresi, âyet 13)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اُطْلُبُوا الْخَيْرَ دَهْرَكُمْ كُلَّهُ وَتَعَرَّضُوا لِنَفَحَاتِ رَحْمَةِ اللهِ، فَإِنَّ لِلّٰهِ نَفَحَاتٍ مِنْ رَحْمَتِهِ يُصِيبُ بِهَا مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَسَلُوا اللهَ أَنْ يَسْتُرَ عَوْرَاتِكُمْ وَيُؤَمِّنَ رَوْعَاتِكُمْ. (هب Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular: “Bütün hayatınız boyunca hayrı talep edin ve Allâhü Teâlâ’nın rahmet nefhalarına (kalblerinizi tasfiye, nefislerinizi tezkiye ederek O’na yaklaştırıcı […]
SÜNNET DİNDE DELİLDİR
Peygamber Efendimiz (s.a.v) onlara (Ashab-ı Kiram’a) namaz kıldırdı. Sonra kalktı ve şöyle buyurdu: “Sizden koltuğuna yaslanmış biriniz şöyle mi zanneder: Allâhü Teala Kur’ân-ı Kerîm’inde olanlardan başka hiçbir şeyi haram kılmamıştır? Dikkat edin! Muhakkak ki ben vallahi vaaz ettim, emrettim ve bir çok şeyden nehyettim ki onlar Kur’ân-ı Kerîm’de olanlar kadar, hatta daha fazladır….”
SULTANIN BEDDUASI
Sultan İkinci Bayezid Han devrinde Osmanlı memleketinde halk adalet sayesinde huzurludur. Ancak Midilli kalesinden, ‘Frenk gemileri üzerimize geldi’ diyerek başlarına geleni iki üç kez Sultan İkinci Bayezid Han’a şikâyet etmişler, Padişah da Mesih Paşa’ya alakadar olmasını emretmiş, buna rağmen tedbir almayınca öfkelenip elindeki yayla Mesih Paşa’nın başına birkaç kere vurmuş ve: “Hak Teâlâ tarafından ansızın […]
ÖLÜME HAZIRLIK: ALLÂH’IN HAKLARININ ÖDENMESİ
Sıhhat ve hayat hiç kimsede devamlı olmayıp hayatın sonu muhakkak ölümdür. Böyle olunca insan gaşet etmemeli üzerindeki Allâh’ın haklarını ve kul haklarını hayatında iken gücü yettiğince ödemeli ve ödeyemez ise vasiyet etmelidir; yazdırıp şahit ile tesbit ettirmelidir. Zira üzerinde haklar olan kimsenin ölümünden sonra bıraktığı malı yeterli olsa da vârislerinin ve başkalarının bu hakları lâyıkı […]
İMAM-I ÂZAM’IN OĞLUNA NASİHATLERİNDEN
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) her zaman okuduğu Seyyidü’l- istiğfarı her zaman okumalısın: Allahümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tü e’ûzü bike min şerri mâ sana’tü ebûü leke bini’metike aleyye ve ebûü bizenbî fağfirlî zünûbî feinneke lâ yağfiruzzünûbe illâ ente. Tercümesi: Ey Allâh’ım!.. Sen benim Rabb’imsin. […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ… الآية. (سورة البقرة, 120) Allâhü Teâlâ buyurdu: “Sen dinlerine tâbi olmadıkça Yahûdîler de Hıristiyanlar da senden aslâ râzı olmazlar…” (Bakara Sûresi, âyet 120)
Günün Hadisi Şerifi
عَنْ سُفْيَانَ بْنِ عَبْدِ اللهِ الثَّقَفِيِّ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ : قُلْتُ يَا رَسُولَ اللهِ حَدِّثْنِي بِأَمْرٍ أَعْتَصِمُ بِهِ قَالَ: قُلْ رَبِّيَ اللهُ ثُمَّ اسْتَقِمْ. (ك Süfyân bin Abdullah es-Sekafî (radıyallâhü anh) dedi ki: “Resûlullah Efendimize (sallallâhü aleyhi ve sellem): ‘Yâ Resûlallah, kendisine yapışacağım bir şeyi bana tavsiye ediniz’ dedim. Buyurdular ki: ‘Rabbim Allah de, […]
HAZRET-İ EBÛBEKR-İ SIDDÎK (R.A.) BUYURDULAR
• “Nerede! Gençlikleri ile öğünen, şehirler kurup, onları surlarla çeviren hükümdarlar nerede? Harp meydanlarında dâimâ galip gelenler nerede? Zaman üzerlerinden geçince, güvendikleri her şey ellerinden çıktı, kabir karanlıklarına gömüldüler. Haydi, hemen hayırlı amellerle meşgul olun ki kurtuluşa erebilesiniz. • “Ağlayabilen ağlasın, yoksa ağlar gibi görünsün, ağlamaya çalışsın.” • “Bir kardeşin Allâh rızâsı için, kardeşine yaptığı […]
AYASOFYA’DA İLK EZÂN (M. 717)
Molla İdrîs-i Bitlisi’nin Tevârîh-i Âl-i Osmân kitabında şöyle geçer: Emevî halîfelerinden Abdülmelik bin Mervan, oğlu Mesleme’yi büyük bir ordu ile Kostantıniyye’nin (İstanbul) fethine gönderdi. İslam askeri uzun müddet muhâsara ettiyse de Kayser’in taht şehrinin surları sağlam ve askerleri de kalabalık olduğundan fetih mümkün olmadı. Bizanslılar çok zâyiat verdikten sonra Emir Mesleme’nin tek başına şehre girip […]
HAYVANLARA MERHAMET İLE MUÂMELE
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O, insanlara merhametli olduğu gibi hayvanlara da son derece merhametli olmuş ve ashâbına da onlara merhameti tavsiyede bulunmuşlardır. Hayvanların aç ve susuz bırakılmamasını, fazla yük yükletilmemesini, dövülmemesini, ateşle veya vurmak için hedef yapılarak eziyet edilmemesini tavsiye etmişlerdir. Resûlullâh (s.a.v.) bir gün hayvanlarının üzerinde durup bekleyen bir topluluğa rastladı. […]
ASHÂB-I SUFFE
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mescidinin bir tarafında sofa vardı. Ashâb-ı Kirâm’ın fakirleri orada kalırdı. Onlara Ashâb-ı Suffe denilirdi. Mescid-i Nebevî’de gece ve gündüz durmadan Kur’ân okurlar, ilim ve ibâdetle meşgul olurlardı. Diğer Ashâb-ı Kirâm ise namaz vakti olunca mescide gelerek Peygamber Efendimiz ile namaz kılıp giderlerdi. Medine dışında Kur’ân öğretilmesi ile alakalı bir vazife olduğunda, Peygamber […]
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَيْسَ يَتَحَسَّرُ أَهْلُ الْجَنَّةِ عَلَى شَيْءٍ إِلَّا عَلَى سَاعَةٍ مَرَّتْ بِهِمْ لَمْ يَذْكُرُوا اللهَ عَزَّ وَجَلَّ فِيهَا. (الجامع الصغير Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Cennet ehli, Allâh Azze ve Celle’yi zikretmeden geçirdikleri vakitlerden başka hiçbir şeye hayıflanmazlar.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : قُلْ إِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ. (سورة آل عمران, 31 “(Habîbim Ahmed) De ki: Eğer siz Allâh’ı seviyorsanız hemen bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.” (Al-i İmrân Sûresi, âyet 31)
ANNE BABA İLE SOHBETİN ÂDÂBI
Anne ve babası hayatta olan kimsenin, onlara karşı dikkat edeceği hususlar: – Onların sözlerini dinlemek, – Emirlerini tutmak, – Sesini onlarınkinden fazla yükseltmemek, – Onları isimleriyle çağırmamak, – Çağırdıkları zaman “Efendim, buyrun” demek. – Hizmetlerini ve ihtiyaçlarını süratle görmek, – Onların rızalarını kazanmakta gayretli olmak, – Onlara kol kanat olup, hürmet göstermek, – İyilik ve […]
OSMANLI’NIN ALTI MİNARELİ CAMİİ, SULTANAHMET
Camii on dört yaşında ve on dördüncü Osmanlı sultanı olarak tahta çıkan Sultan Birinci Ahmed Han yaptırmışdır. Daha önce Rüstem Paşa Sarayı’nın da bulunduğu yerini bizzât Sultan beğenip seçmiştir. Mimarı Mehmed Ağa olup Mimar Sinan’ın çıraklık eserim dediği Şehzadebaşı Camii örnek alınmıştır. 9 Kasım 1609’da bütün devlet erkânı, alimler ve halkın da hazır olduğu bir […]
ÖFKENİN DÖRT İLACI
1- Abdest almak. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Öfke şeytandan (yani şeytanın vesveselerinden)dir, şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş ise su ile söndürülür. Biriniz öfkelendiğinde abdest alsın.” 2- Ayakta ise oturmak, oturuyorsa ayağa kalkmak, yoksa yanı üzere yatmak. 3- Eûzü okumak, 4- Peygamber Efendimiz’in Hz. Âişe vâlidemize tavsiye ettiği: “Allâhümmeğfirlî zenbî, ve ezhib ğayza kalbî ve […]
NÜKTE: ZİHNİ EFENDİNİN KIZLARI
Bolu’da saatçi merhum Hacı Zihni Efendi’ye ilk çocukları dünyaya geldiğinde: – “Zihni Efendi, bir kız çocuğun doğdu” diye müjdelemişler. Sevinmiş güler yüzle: – Makbulüm oldu, adı da “Makbule” olsun demiş. İkinci kızının doğumunu müjdelemişler: – “Zihni Efendi, bir kızın daha oldu,” demişler. – Aman ne mürüvvet, adı da “Mürüvvet” olsun demiş. Üçüncü kızını müjdelemişler. – […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللهِ تَوْبَةً نَصُوحًا… الآية. (سورة التحريم, 8 Allâhü Teâlâ buyurdu: “Ey îmân edenler! Allâh’a öyle tevbe edin ki nasûh (gâyet ciddî, müessir) bir tevbe olsun…” (Tahrîm Sûresi, âyet 8)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ سَرَّهُ أَنْ يَسْبِقَ الدَّائِبَ الْمُجْتَهِدَ فَلْيَكُفَّ عَنِ الذُّنُوبِ. (فيض Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Her kimi, gayretle devamlı amel edenlerin önüne geçmek sevindirirse günahlardan sakınsın.” (Feyzü’l-Kadîr)
NAMAZIN EHEMMİYETİ
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Beş vakit namaz büyük günahtan sakındıkça aralarındaki diğer günahlara keffâret olur.” “Kıyâmet gününde kulun ilk bakılacak ameli namazıdır. Eğer o tam bulunursa diğer amelleri de kabûl edilir, eğer noksan bulunursa diğerleri de kabul olunmaz.” “Muhakkak ümmetimden iki adam namaz için dururlar, rükû ve secdeleri de birdir. Lâkin onların namazları arasındaki derece […]
MUKABELE EDİLMEZSE, ZÂLİMİN HASMI BİZZAT HZ. ALLAH’TIR!
Erzurum’un büyük velîsi İbrahim Hakkı (k.s.) hazretlerini çocukken İsmâil Fakîrullah (k.s.) hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakîrullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı: -Çekil bakayım önümden be çocuk! diye İbrahim Hakkı hazretlerini azarlayarak atını çeşmeye […]
NAMAZDA SELÂM
Namazda Kâde-i ahîrenin, yani son oturuşun sonunda sağına ve soluna, -yüzünün beyazı görünecek kadar- dönerek iki tarafındaki hafaza meleklerine ve diğer meleklere ve mü’minlere niyet ederek selam vermek vâcibdir. Selâmda “Esselâmü aleyküm ve rahmetullâh” demek ve ikinci selamda sesini evvelkinden aşağı tutmak sünnettir. Hata ile sol tarafına selâm vermeden yerinden kalkmış olsa namaz kıldığı mahalde […]
MÜ’MİN KORKU İLE ÜMİT ARASINDADIR
Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk (r.a.) buyurdular: ‘Cennete ancak bir kişi girecek’ diye gökten nida edilse, o bir kişinin ben olduğumu ümid ederim. Yine ‘cehenneme ancak bir kişi girecek’ diye gökten nida olunsa o bir kişinin ben olduğumu düşünerek korkarım.’ İşte, en büyük korku ve en büyük ümid budur.
MEZHEBLERİN TARİHÇESİ
Resûlullah’a (s.a.v.) vahiy gelirdi. Ashâb-ı Kirâm bizzat Resûlullah’tan âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîşer dinleyip, ilim öğrenirlerdi. Dâimâ Resûlullah’ın mübârek meclis ve huzurunda ilim nuru ile nurlanır, kalbleri saf, itikadları doğru, amelleri hâlis ve şüpheleri çözülmüş olurdu. Resûlullah’ın (s.a.v.) vefâtından sonra Ashâb-ı Kirâm (aleyhimürrıdvân) İslâmiyet’in yayılması işini mühim görüp ona çalıştılar. Bu yüzden Kur’ân-ı Kerîm’den ve […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : … إِنَّ اللهَ بِالنَّاسِ لَرَؤُفٌ رَحِيمٌ. (سورة الحج, 65 Allâhü Teâlâ buyurdu: “…Şüphe yok ki, Allah insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir.” (Hac Sûresi, âyet 65)
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَشْرَافُ أُمَّتِي حَمَلَةُ الْقُرْآنِ وَأَصْحَابُ اللَّيْلِ. (هب Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ümmetimin en şereflileri, Kur’ân okuyup, ezberleyip onunla amel eden ve geceleri ibâdet edenlerdir.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
LÂNET ETMEK MÜMİNE YAKIŞMAZ
Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, müminleri lanet okumaktan men edip buyurdular ki: “Kim bir mümine lanet ederse, onu öldürmüş gibi olur.” “Kim, bir mümine küfür isnad eder (kâfir der)se, onu öldürmüş gibidir.” “Lanet edenler kıyamet gününde ne şehitlik derecesini elde ederler, ne de şefaatçi olurlar.” “Kâmil bir mümine lanet edicilik yakışmaz.” “Allah’ın laneti, Allah’ın gadabı ile ve […]
RESÛLULLÂH’A ‘(S.A.V.) SALEVÂT OKUMANIN FAZİLETİ
Resûlullâh Efendimiz’e (s.a.v.) salevât okumaktan maksad, Allâh’ın emrine uymak ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) üzerimizdeki hakkını ödemektir. Salevât; Allâh’dan rahmet, meleklerden istiğfâr ve mü’minlerden duâ demektir. Salevâtın en kısa olanı “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin” dir ki: “Ey Allâh’ım, Muhammed aleyhisselâmı dünyâda şerefli, namını yüce ve meşhûr, güzel dînini devamlı kıl, âhirette sevablarını […]
KUR’ÂN-I KERÎM’İN MUSHAF HALİNE GELMESİ
Hak Teâlâ Kur’ân-ı azîmüşşânın tamamını levh-i mahfuzdan dünyâ semâsına Kadir gecesinde indirdi. Sonra Resûl-i Ekrem Efendimize (s.a.v.) ceste ceste yirmi yahut yirmi üç senede inzâl buyurdu. Hazret-i Cebrâîl Kur’ân-ı Kerîm’i getirdiğinde âyetin yerini de öğretir ve şu âyeti şu sûrede şuraya koy der, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) de vahiy kâtiblerine böylece yazmalarını emrederdi. Kur’ân-ı Kerîm’in tamamı […]
KÜÇÜKLERE ŞEFKAT BÜYÜKLERE SAYGI VAZİFEMİZ
İslâmiyet bir fazilet ve insaniyet dinidir. İnsanlar birbirine hürmet ve merhamette bulunmalıdır. Hususiyle çocuklarımızı güzel bir terbiye ile yetiştirmek bizler için bir vecibedir. Bizden evvel dünyaya gelmiş, bizleri yetiştirmiş, bizler için birer rehber olmuş büyüklerimize hürmet etmek de bizim için mühim bir vazifedir. Büyüklerine hürmet ve muhabbette bulunmayanlar, küçüklerinden hürmet beklememelidirler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Bizim […]
KOMŞU HAKLARI
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) komşu haklarını şöyle beyân etmiştir: “Bir kişi, âilesine ve malına gelecek kötülükten korktuğu için kapısını komşusuna kapalı tutuyorsa, o komşu, gerçek mü’min değildir. Şerrinden emîn olunmayan komşu da gerçek mü’min değildir. Komşu hakkının ne olduğunu biliyor musunuz? Senden yardım istediğinde yardım etmen, Senden borç istediğinde borç vermen, Fakir düştüğü zaman tekrar borç […]
Günün Ayeti Kerimesi
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : … وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ. (سورة البقرة, 216 “… Ve siz bazan bir şeyden hoşlanmazsınız. Hâlbuki hakkınızda o bir hayırdır ve bazen bir şeyi seversiniz, hâlbuki hakkınızda o bir şerdir. Ve Allâhü Teâlâ bilir, sizler ise bilemezsiniz.”(Bakara […]
Günün Hadisi Şerifi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِذَا أَتَى عَلَىَّ يَوْمٌ لَا اَزْدَادُ فِيهِ عِلْمًا يُقَرِّبُنِى اِلَى اللهِ عَزَّ وَجَلَّ فَلَا بُورِكَ لِى فِى طُلُوعِ شَمْسِ ذَلِكَ الْيَوْمِ. (طب Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Üzerime bir gün gelir de o günde beni Allah Azze ve Celle’ye yaklaştıracak ilmimi artırmazsam o günün güneşinin doğmasında […]
KIT’A: Bir kabir taşı kitabesi
Yâ nâzıran bi-kabrî Mütefekkiran bihâlî Emsi küntü misleke Gaden tekûnü misâlî. (Ey benim halimi düşünerek kabrime bakan, dün ben senin gibi idim, yarın sen benim gibi olursun)
HER ŞEYDEN ÖNCE ALLÂH’IN RIZÂSI
Muâviye (r.a.) Hz. Âişe’ye (r.anhâ) mektup yazdı ve kendisine, veciz (çok öz) bir tavsiyede bulunmasını istedi. Hz. Âişe’de (r.anhâ) şu mektubu yazdı: “Selâmün aleyke. Ben Resûlullah (s.a.v.)’den şöyle işittim: “Bir kimse, insanları kızdırma pahasına Allâh’ın rızâsını talep ederse insanların eziyetine karşı Allah ona yeter. Bir kimse de Allâh’ı gadablandırma pahasına insanların rızâsını almaya kalkışırsa Allâhü […]
HASTANIN İNLEMESİ TESBİHTİR
Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyruldu: “Hastanın inlemesi tesbih, (çektiği ıstıraptan dolayı) bağırması tehlil, aldığı her nefes sadaka ve yatağında uyuması bir ibadettir. Yatağında bir o yana bir bu yana dönüp durması Allah yolunda düşmanla çarpışmak gibidir.” Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Hasta, iyileştiğinde, gökten yeni düşen kar tanesi gibi bembeyaz ve pırıl pırıldır.” Bir haberde şöyle […]
HASED SEVAPLARI YER
Hased, Müslüman kardeşini kıskanmak, çekememek, ondaki nimetlerden dolayı sıkıntı ve huzursuzluk içinde olup o nimetlerin yok olmasını ve kendisine geçmesini istemektir. Hadîs-i şerîflerde, hasedin kötü bir huy olduğu, amellerin sevabını yok ettiği bildirilmiş; Müslümanlara bu kötü huydan uzak durmaları emredilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ashabım! Birbirinize buğz (düşmanlık) etmeyiniz, birbirinize hased etmeyiniz, birbirinizden yüz […]
HARAM ŞEYLERLE TEDAVİ
Tedavi için temiz ve helâl olan ilâçları içmek, kullanmak esastır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Ey Allâh’ın kulları! Tedavî olunuz. Çünkü Allâhü Teâlâ yarattığı her hastalığa bir ilaç ve çâre yaratmıştır. Yalnız bir şey müstesna ki, o da ihtiyarlıktır.” diye buyurmuşlardır. Binaenaleyh birçok hastalıklar, tedavî sebebiyle iyileşir. İlâhî âdet böyledir. Bununla beraber şifayi tedaviden değil, Allâhü Teâlâ’dan […]